Reklam nedir ne işe yarar

Firmanın amacının, müşteriye en iyi şekilde anlatılmasına reklam diyebiliriz. İyi bir reklam yaratıcı, ilgi çekici, şaşırtıcı ve bir kere kullanmaya yönlendirici olmalıdır. Reklam dediğimiz vakit aklımıza gelen nedir? Reklam, insanları gönüllü olarak belirli bir düşünceye yöneltmek, dikkatlerini bir ürüne, hizmete, fikir ve kuruluşa çekmeye çalışmak, onunla ilgili bilgi vermek, ona ilişkin belirli bir görüşü ya da tutumu benimsemelerini sağlamak amacıyla oluşturulan; iletişim araçlarından yer ya da süre satın almak yoluyla sergilenen ve bir ücret karşılığı oluşturulan duyurudur. Ne satıyoruz, kime, ne zaman, ne zamandır satıyoruz, ne anlatmak ya da nelere dikkat çekmek istiyoruz. Bunların yanında reklam için ayırdığımız bütçe de önemlidir. Hangi yolda ne kadar harcayabileceğimiz ve bu bütçeyi ne şekilde nasıl yollarla ne şekilde kullanırsak daha faydalı sonuçlar elde edebiliriz. Bu noktada izleyebileceğimiz bir çok yol vardır. Açıkhava reklamları, masaüstü yayımlar, sanal reklamlar diye sınıflandırabileceğimiz yollardan bize en uygun olanını seçebiliriz. Hepsinin ayrı ayrı hitap ettiği kitleler, hitap şekli, geçerlilik süresi, kullanılabilecek renkler, kullanılacak medyalar (malzemeler), miktar ve boyutları farklılaşabilmektedir. Peki nedir bu açıkhava, masaüstü, sanal reklamlar? Açıkhava reklamcılığını kısaca adı üstünde açık havada yapılabilen ve genelde çok büyük boyutta olan ve miktarını az tutsak bile uygun bir mekan seçildiği takdirde büyük kitlelere ulaşabilen reklamlara diyebiliriz. Bunlar, billboard, totem, tabela, araç giydirme, branda, afiş, pano, stand gibi ürünlerle örneklendirilebilir. Bu adı geçen ürünlerden bize ve amacımıza uygun olanını seçtikten sonra sırada tasarım geliyor. Reklamcılıkta en önemli faktördür tasarım. tasarımcı, doğru renkleri doğru karakterlerle doğru şekillerde doğru çizgilerle kullanmalıdır. Sadece reklam verirken değil, firmamızın logosu, kartviziti, antetli kağıdı ve zarfı gibi sürekli kullandığımız gereçlerde de bu söylediklerimiz geçerlidir. Kurumsal kimliğimiz, yazı karakterimiz, renklerimiz, çizgilerimiz de önemlidir. "Bu iş bu kadar ayrıntılı mı ki?" demeyin çünkü psikoloji, felsefe, fizik, matematik hatta anatomi bile bazen işin içine karışabiliyor. Mesela, nokia'nın n95 model telefonunun reklam filmini canlandırın gözünüzde. Bir de görüntü olmadan düşünün aynı reklam filmini. telefonla ilgili hiçbir şey söylenmiyor, ürünün özellikleri anlatılıyor fakat özellikleri söylenmiyor. Faydalı olduğu konularda çeşitli özellikleri farklı bir dille anlatılmış. Psikolojik olarak zihinlerde güven, satınalma isteği, merak ve heves uyandırmıyor mu? Peki bu reklam işinin matematikle ne alakası var. İşte orası da tasarımcının ve uygulamayı yapacak olan ustanın ilgi ve uzmanlık alanına giriyor. Anatomiyle ilgili olarak ise Portakal suyu üreten bir firmanın reklamlarında en uygun renk sizce nedir? Masaüstü yayımlarına gelince; Masanızın üzerinde duran kartvizitleriniz, el ilanlarınız, broşürleriniz, cepli karton dosyalarınız, kataloglarınız, dergi ve kitaplarınızdan tutun bardak altı, çakmak, baskılı kül tablası, ajanda gibi ürünlerden oluşan reklamlardır. Peki açıkhava reklamcılığı ile masaüstü reklamları arasındaki farklar nelerdir? Açıkhava reklamlarınızdaki renk seçenekleri ile masaüstü reklamlarında kullanılan renkler ve renk uyumları tamamen farklıdır. masaüstü yayımlarında daha uyumlu renkler tercih edilir. Çünkü açıkhava reklamlarında olduğu gibi uzaktan değil de yakından daha uzun süre bakılacağı için gözü rahatsız etmeyecek renkler ve çizgiler kullanılmalıdır. Büyük puntolu ve göz alıcı yazılar yerine daha ince, zarif karakterler ve yumuşak renk geçişleri kullanılması hem göze hoş gelecektir hem de daha uzun süre izlenirlik yaratacaktır. Her rengin anlattığı ve hissettirdiği duygular ve durumlar farklıdır. kırmızıyı nerde kullanmak gerek, sarıyı ne şekilde göstermek gerek, siyahla ne yapmak gerek, bunlara dikkat etmek gerek. Rastgele seçimler çalışmamızın yönünü, hitap şeklini ve gerektiği kadar çekmesi gereken ilgiyi değiştirebilir. masaüstü reklamcılığında dikkat edilmesi gereken ayrıntılar açık hava reklamlarından daha fazladır, çünkü örneğin bir broşür, dergi ya da bir kartvizit hazırlanırken baskı yapılacak malzemenin ebatları, ne şekilde basılacağı, tasarımın kaç renk olduğu, kenar payları, tıraş payları, zımba ve dikiş yerleri, katlama yerleri, cilt payları gibi ayrıntılar göz önünde bulundurulması gereken unsurlardır. Sanal reklamlar ise, internet sitelerinde yayınlanan reklamlar, interaktif cd'ler, Lcd ve Led görüntüleme sistemleriyle yapılan reklamlar gibi elle tutulamayan reklam çeşitlerine diyebiliriz. Sanal reklamcılıkta da diğerleri gibi renkler çizgiler ve diğer unsurlar farklılık gösterebilmektedir. Peki monitörde gördüğümüz her renk web reklamlarında kullanılamaz mı? Kullanılmaması daha iyi olur çünkü farklı internet tarayıcılarda her renk aynı görünmemektedir. Bu yüzden geçtiğimiz günlerde çıkan web 2.0 renklerinin tercih edilmesi bugünden sonra daha faydalı ve sağlıklı sonuçlar verecektir. Yine tasarımın önemli olduğu bu reklamlarda da diğerlerinde olduğu gibi çizgiler, yazılar, sloganlar, renkler ve şekiller önemlidir. Bu yüzden tecrübeli ve bilgi sahibi bir tasarımcıyla çalışmak en uygunu olacaktır. Günümüzde tasarıma ne kadar önem verildiği de bir sorun aslında. Çünkü tasarımın başlı başına bir sektör olduğunu anlatmak anlamaktan çok daha zor. İnsanların bilgisayar başında sadece klavye ve mouse ile çalışan birini gördüklerinde önemli bir iş yapılmadığını düşünmeleri tasarımcıların en büyük sorunlarından biri. Diğer bir sorun ise sermayesinin tamamen hayal gücü, tecrübe ve bilgi olması sebebiyle her hangi bir masrafı olmadığı için tasarımın ucuz olması gerektiğinin düşünülmesi. Halbu ki tasarımcı belki de yıllarını harcamış ve bilgi birikimiyle müşterinin farkında olmadığı ayrıntıları öğrenmek için yıllarını harcamış olabilir. Bu kadar emeğin, doğru çalışmayla birleşmesi sonucu belli bir ücret talep edilmelidir doğal olarak. Fakat şehrimizde tasarımın çok önem taşımadığı da bir gerçek. Grafik tasarım amaçlı olmayan programlarda bile yapıldığı zannedilen bir iş olarak görülmesi sonucu yazı yazmayı bilen ve renklendirebilen herkesin yapabileceğinin düşünülmesi de diğer bir hata. Uzmanlık ve tecrübe gerektiren bu işin ayrıntıya ve hayal gücüne dayandığının, belli bir ücrete tabi olduğunun, tasarımcının bu iş sayesinde hayatını kazandığının farkına varılmadığı sürece de "bana 100-150 ytl'lik bi logo lazım kardeş" gibi cümlelerin eksik olmayacağı da bu acı gerçekler arasında yer almaktadır. Reklam vermek için tecrübeli, uzman kişilerle, fikir ve bilgi paylaşımıyla yola çıkılması sağlıklı sonuçlar getirecektir.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol