Deniz Baykal,Hayati,kisiligi,evi,karisi,eşi,çocukları,nereli,memleketi,filmleri,izle,son,ilk,bölüm,dizi,fragman,kimdir,biyografisi,hakkında,özgeçmişi,resimleri,okulu,İngilizce hayatı
Deniz Baykal ( 20.07.1938) Ben sizlere hakkımı helal ediyorum! CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Bu bir kaset olayı değildir, komplodur” dedi. Deniz Baykal, genel başkanlık görevinden istifa ettiğini açıkladı. Baykal, şöyle konuştu: “Yalansız, dürüst, cesur bir duruş sergilemek sadece benim işim olmamalıdır. Deniz Baykal'ın ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin ötesinde bütün Türkiye olarak hepimiz hileye ve şerre dayalı bir kalleşlik politikasına 'dur' demek zorundayız. Umarım bütün bu yaşananlar ve benim istifam Türkiye'de yeni bir uyanışın başlangıcı olur. İnşallah, bir kez daha şerden bir hayır çıkar, hile hurda yapanlar değil dürüst ve namuslu olanlar kazanır. Bu olayda ve bugüne kadar bütün iyi kötü günlerimde bana destek olanlar, sahip çıkan her siyasi düşünceden vatandaşlarıma, Cumhuriyet Halk Partisi'nin vefakar, fedakar, yiğit örgütüne, birlikte görev yaptığım çalışma arkadaşlarıma, üzerimde emeği olan, hakkı olan tanıdığım, tanımadığım bütün insanlara, refahları ve mutlulukları için yaşam boyu uğrunda mücadele ettiğim bütün vatandaşlarıma, bize kızan, bizi seven, oy veren vermeyen, üzerimde hakkı olan olmayan herkese yaşamımın her anını anlamlı kıldıkları için teşekkür ediyorum. Ben sizlere hakkımı helal ediyorum, siz de hakkınızı bana helal ediniz.” CHP Eski Genel Başkanı 20 Temmuz 1938 yılında Antalya’da doğdu. Siyasetle Hukuk Fakültesi'nde öğrenciyken ilgilenmeye başladı. 1959 yılında Hukuk Fakültesini bitirdi. 1960’da Sosyal Bilgiler Fakültesi’ne asistan olarak girdi. 1963’te doktorasını tamamlayıp, iki yıl ABD’de Colombia ile Berkeley Üniversitelerinde çalıştı. Öğrenci hareketleri ve SBF'deki öğretim üyeliği döneminde "sosyal demokrat" olarak tanınan Baykal'a ilk aktif siyaset teklifi İsmet İnönü'yü devirerek CHP Genel Başkanı olan Bülent Ecevit'ten geldi. 1973’te CHP’den Antalya milletvekili seçildi. 33 yaşında milletvekili oldu. Ecevit hükümetleri döneminde Maliye ve Enerji Bakanlığı görevlerini üstlendi, parti yönetiminde görev aldı. 12 Eylül 1980’den sonra bir süre gözetim altında tutuldu ve 5 yıl siyasetten yasaklandı. 1983’te yasaklı olmasına rağmen faaliyetlerini sürdürdüğü gerekçesiyle bir grup önde gelen CHP ve AP’liyle birlikte Zincirbozan’da ikinci defa gözetim altına alındı. Eylül 1987’de Erdal İnönü’nün liderliğindeki SHP’den Antalya milletvekili seçildi. Önce Grup Başkanvekilliği, ardından Genel Sekreterlik yaptı. 1990’da genel sekreterlikten istifa etti. CHP’nin yeniden açılması üzerine CHP’ye geçti. 9 Eylül 1992’de genel başkan seçildi. 18 Şubat 1995’de SHP ve CHP bütünleşme kurultayında aday olmayıp genel başkanlıktan ayrıldı. 9 Eylül 1995’de birleşmeden sonra yeniden genel başkan seçildi. 30 Ekim 1995’de kurulan DYP-CHP koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcılığı ve ve Dışişleri Bakanlığı’nı yürüttü. 53.Hükümet kurulunca Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndan ayrıldı. 23-24 Mayıs 1998’de olağan kurultayda bir defa daha genel başkan seçildi, ancak 18 Nisan’da partisinin barajı aşamaması üzerine görevinden ayrıldı. Yerine Altan Öymen seçildi. 1 Ekim 2000 tarihinde yapılan 11.Olağanüstü Kongre’de Baykal yeniden genel başkan seçildi. 10 Mayıs 2010 tarihinde, genel başkanlık görevinden istifa etti. English Biography Republican People’s Party (CHP) Chair: Deniz Baykal - Born in Antalya in 1938. He graduated from Ankara University's Law School. He was elected deputy from Antalya for the parliamentary terms of 15(IV), 16 (V), 18, 19, 20 and 22. Baykal served as co-chair of the Turkish-European Union Joint Parliament Commission. He was elected to the Parliamentary Assembly of the Council of Europe (PACE). He served as finance minister in the 37th government, energy and natural resources minister in the 42nd government, and foreign minister and deputy prime minister in the 52nd government. Baykal speaks English. He is married and has two children. Founded: Sept. 9, 1923 Address: Anadolu Bulvarı No. 12 Söğütözü, Ankara Tel: (0312) 207 4000 Fax: (0312) 207 4093 - 94 www.chp.org.tr Baykal, Irak’a gidiyor CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin davetini kabul etti. Ziyaret tarihi ile ilgili planlamalar yapan parti yönetimi, bu gezinin ardından ABD Başkanı Barack Obama'nın davetini değerlendirecek. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) dün Baykal başkanlığında toplandı. Toplantıda, Irak Devlet Başkanı Talabani'nin, Baykal'a yaptığı davet tartışıldı. Alınan bilgiye göre üyeler, ziyaretin önemli olduğu görüşünde birleşti. Baykal da "daveti memnuniyetle karşıladığını" belirterek uygun bir zamanda Irak'a gitmek istediğini söyledi. Irak Devlet Başkanı, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla gönderdiği davet mektubunda CHP liderine, "kardeşim" diye hitap etmişti. Talabani, "Dost ülkelerimiz arasındaki derin ve kapsamlı ilişkilerin sürdürülmesi amacıyla uygun bulacağınız bir tarihte sizi Irak'ta görmekten mutluluk duyarız." ifadelerini kullanmıştı. Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Irak ziyareti ile ilgili takvim üzerinde çalıştıklarını, şimdilik ziyaretin Bağdat ile sınırlı olduğunu söyledi. Ancak CHP kulislerinde Baykal'ın Erbil'e de gidebileceği ifade ediliyor. Baykal'dan İslam dersleri Deniz Baykal, ''İslam'ın toplumsal hedefinin adaletli ve ahlaklı bir düzeni kurmak ve toplumu gerçekleştirmek olduğunu'' söyledi. Baykal, Diyanet İşleri Başkanlığınca, ''2010 Kur'an Yılı'' etkinlikleri kapsamında ''O'nun Hayatı Kur'an'dı'' başlığıyla düzenlenen ''Kutlu Doğum Haftası''nın açılışındaki konuşmasında, Kur'an ayetlerinden alıntılara yer vererek, ''Hz. Peygamber, gelen vahyi tebliğ etmesiyle canlı ve hayatla iç içe kişiliğiyle, Kur'an ayetlerini hem fiilleriyle, hem de sözleriyle tefsir etmekteydi. Hz. Muhammed'in hayatı, Kur'an-ı Kerim'in bizzat bir tefsiridir. Böylece Hz. Peygamber Kur'an-ı Kerim'in yaşanılabilir olduğunu ortaya koymuştur'' dedi. Hz. Muhammed'in insanlık tarihinde bir dönüm noktası olduğunu belirten Baykal, onun başka bazı peygamberler gibi uluhiyeti bizzat kendisinin temsil etmediğini, onun bir beşer olarak ilahi bir mesajı taşıdığını, uluhiyetin Allah'ta olduğunu, İslam inancında bunu peygambere isnat etmenin olmadığını ifade etti. Baykal, Hz. Muhammed'in kurban olmuş değil, örnek olmuş bir insan olduğunu, yaşayarak bir makama çıktığını ve bir akıl peygamberi olduğunu kaydederek, vahyin akılla çelişmediğini belirtti. -''ÖRNEK ALMAK, TAKLİT ETMEK DEĞİLDİR''- Baykal, ''Kur'an, Hz. Muhammed'in en güzel örnek olduğunu belirtir. Örnek olmak, taklit edilmek anlamına gelmez. Hz. Muhammed'in taklit edilmeye değil, anlaşılmaya ihtiyacı vardır'' diye konuştu. Kur'an'ın ısrarla insanların aklını kullanmasını, düşünmesini söylediğine dikkati çeken Baykal, ''Hz. Muhammed akla vurgu yaparak , 'Bilim talep etmek kadın-erkek her Müslümanın farzıdır' ifadesiyle bilimi teşvik etmekle kalmamış, insanlık tarihinde ilk okuma-yazma seferberliğini başlatmıştır'' dedi. Baykal, Kur'an'ın toplumsal hayatta adaletin belirleyici olmasını esas aldığını ifade ederek, Kur'an'da insanın topraktan yaratıldığının belirtildiğini, bunun tüm insanların yaratılış bakımından eşit düzeyde olduğu anlamına geldiğini, Kur'an'ın bir kavme, bir soya değil, tüm insanlara indiğini anlattı. -''CENNETTE HAK EDENLER GİRER''- Kimin daha iyi Müslüman olduğunu ancak Allah'ın bileceğini söyleyen Baykal, İslam'ı doğru anlamanın tek yolunun Kur'an'ın ve Hz. Muhammed'in yaşamının doğru anlatılmasını sağlamak olduğunu kaydetti. Baykal, şöyle devam etti: ''Dinin bir başka amaçla, bir servet, bir menfaat beklentisi içinde olanlar tarafından inhisara alınmış gibi takdim edilmesi İslamiyet'in özüne yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. İslam, iman, sorumluluk ve kurtuluş bakımından bireyi esas alır. Her insan aklı ve kendi hür iradesiyle sorumluluğunu üstlenir, hiç kimse bir başkasının günahını çekmez, herkes kendi günahının ve sevabının sahibidir. Cennete ancak hak eden girer. Cennette hiçbir cemaate toplu rezervasyon yapma imkanı yoktur.'' -ŞURA VE İSTİŞARE ŞART- Baykal, Kur'an'ın ve İslam'ın siyasetle ilişkisi konusunda yanlışlıklara karşı herkesin duyarlı olmasına ihtiyaç olduğunu söyledi. Kur'an'da siyasi birtakım düsturların ön plana çıktığını, şura, adalet ve işlerin ehline verilmesi gibi ilkelerin Kur'an'ın öngördüğü temel ilkeler olduğunu vurgulayan Baykal, şunları kaydetti: ''Ama bunlar herhangi bir devlet modelinin, rejim biçiminin, herhangi bir siyaset anlayışının tekelinde olmayan evrensel, her zaman ve her rejim için, her siyaset için mutlaka gözetilmesi gereken temel ilkelerdir. Elbette istişare olmadan doğru fikre ulaşmak imkanı yoktur. Doğru, kimsenin tekelinde değildir, istişare şarttır. İstişareyi ister mecliste yaparsın, ister partiyle yaparsın, ister kendi çevrendeki bilim adamlarıyla yaparsın, ama istişare şarttır. Şart olan İslam'ın öngördüğünü şuradır. Şuranın biçimini, devletin düzeni tayin eder. İşi ehline vereceksin. 'Benim adamımdır, yakınımdır, dostumdur, hısımım, akrabamdır' diyerek iş vermeyeceksin, İşi ehline, en iyi yapacak olana vereceksin. Adaleti gözeteceksin. Adaletsiz yönetim olmaz. Padişahlıksa da adalet olacak, cumhuriyet ise de adalet olacak, demokrasiyse de adalet olacak. Hangisinin olacağına Kur'an karar vermiyor. Kur'an, bir devlet rejimi tavsiye etmiyor. Hz. Muhammed, hayatının belli bir noktasından sonra devlet başkanı olarak sorumluluk üstlendi, ama bu Kur'an'ın İslamiyet'in belli bir devlet rejimi önerdiği anlamına hiçbir şekilde gelmez, gelmemiştir.'' Hz. Muhammed'in vefat ederken yerine kimseyi bırakmadığını, onun vefatını takip eden siyasi gelişmelerin, Kur'an'ın bunu insana bıraktığını gösterdiğini söyleyen Baykal, ''İslamın toplumsal hedefi, adaletli ve ahlaklı bir düzeni kurmak ve toplumu gerçekleştirmektir. Dinin egemenlik iddiası yoktur. İslam dini ile Müslümanların meydana getirdikleri fıkıh özdeş değildir.'' -''İMAN, SORUMLULUK VE KURTULUŞ BİREYSEL''- Kur'an'ın bir hukuk kitabı olmadığını, İslam'a göre iman, sorumluluk ve kurtuluşun bireysel olduğunu belirten Baykal, ''Hiç kimse ne Müslüman olması için, ne de Müslümanlığı yaşaması için zorlanabilir. Çünkü dinde zorlama yoktur. Kimin iman etmiş olduğu, ne zaman imanın gerçekleşeceği, o kişinin kendi takdiri ile ortaya çıkacak bir iş değildir, Allah'ın takdirindedir'' diye konuştu. |