Hasan Nail Canat|Biyografisi|Hayati|kisiligi|evi|karisi|eşi|çocukları|nereli|şehri|memleketi|izle|son|ilk|kimdir|biyografisi|hakkında|özgeçmişi|resimleri|video


Hasan Nail Canat
tiyatro ve sinema oyuncusu, yazar



1944 yılında Kayseri'de doğdu. İlk ve orta öğrenim'ini Kayseri'de yaptı. Mahalli gazetelerde yazı ve şiirler yayımlayıp ilk şiir kitabını çıkardıktan sonra tiyatro çalışmalarına yöneldi. Kurduğu tiyatrolarla Anadolu'yu dolaştı. Hilal Tiyatrosu'nu kurup kendi yazdığı Moskof Sehbası (1969), Dilsiz Şeytan (1982) ve Günahkar Baba (1974) oyunlarını yönetti, kendisi de bu oyunlarda oyuncu olarak görev aldı.

1980'den sonra bir yandan da romanlar yazdı. Önce Geceoyuncuları Topluluğu'nu kurdu. Sonra bu topluluktan ayrılan Ulvi Alacakaptan ile Birlik Sanat'ın kurucuları arasında yer aldı. Bazı film ve dizi filimlerde rol aldı. 2004 yılında İstanbul'da vefat etti.

ESERLERİ
Oyun:
Moskof Sehbası, Günahkar Baba, Dilsiz Şeytan…

Roman:
Bir Küçük Osmancık Vardı, Nur Dağındaki Çocuk, Yaralı Serçe, Günahkar Baba, Yasemin, Bir Avuç Ateş.




HAKKINDA YAZILANLAR

Hasan Nail Canat ( 1943 - 2004 )

25 Ekim 1943 yılında Kayseri'de doğan Hasan Nail Canat, Kayseri İmam Hatip Lisesi öğrencisi iken okul müsamerelerinde arkadaşları ile küçük çaplı
oyunlar sahneye koyarak sanat hayatına ilk adımını attı. Mezun olduktan sonra Kayseri Hava İkmal ana tamir fabrikasında çalışırken sanatla ilgisini
devam ettirmek istediği zaman her seferinde babası karşı çıkıyor; 'Tiyatrocu mu olacaksın, soytarı mı olacaksın' diyerek Hasan Nail Canat'ı engellemeye
çalışıyordu. O yıllarda 'Yalnızlar Rıhtımı' isimli şiir kitabı yayınlandı.

Fakat şiir kitabı Hasan Nail Canat'ın tiyatroya olan aşkını daha çok pekiştirdi. 1964 yılında Rusya'nın Bolşevik ihtilalinde Türk kökenli
insanlara yapmış olduğu zulümden etkilenerek 'Moskof Sehpası' isimli ilk eserini yazan Hasan Nail Canat, büyük bir heyecanla profesyonel tiyatro hayatına başlamış oldu. 7-8 inançlı, şuurlu, fedakar genç ile birlikte Anadolu turnesine çıktı. 'Moskof Sehpası' o yıllarda çok büyük ilgi gördü ve
1200 kez sahnelendi. Hasan Nail Canat bu başarısı sayesinde muhafazakar kesimin büyük ilgi ve alakasına mazhar oldu. 'Soytarı mı olacaksın' diyen
babası, Kayseri Müftüsü'nün daveti üzerine Kayseri Din Görevlileri Derneği'nin organize ettiği 'Moskof Sehpası' isimli oyunu izlemeye geldi.

Oyun sona erdikten sonra 'Oğlum, oyununu heyecanla seyrettim. Yanılmışım. Artık seni özgür bırakıyorum. Sanatını Allah yolunda kullandığın müddetçe yolun açık olsun' diyerek Hasan Nail Canat'a dua etti. Bu duanın bereketi ile Hasan Nail Canat, artık sanata kendisini tamamen adadı. Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in sohbetlerine katılarak Allah yolunda sanatını kullanmanın püf noktalarını, mesaj kaygılarını, yol haritasını en ince ayrıntılarına kadar öğrenip sırası ile; 'Günahkar Baba', 'Dilsiz Şeytan', 'Bir Avuç Ateş', 'Afganistan Dramı', 'Bir Demet Gençlik' isimli eserleri hem yazarak hem yöneterek hem de oynayarak sanatını icra etti. Ayrıca 'Şeytan Üssü Haber Merkezi', 'İnsanlar ve Soytarılar' ve 'Başkasının Ölümü' isimli başkalarının yazmış olduğu tiyatro eserlerinde de başrolde oynadı.

12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra mecburi olarak tiyatro hayatına ara veren Hasan Nail Canat, maddi açıdan çok büyük sıkıntılar çekmesine rağmen üretken bir sanatçı olduğunu 'Bir Küçük Osmancık Vardı', 'Nur Dağındaki Çocuk', 'Yaralı Serçe', 'Günahkar Baba', 'Yasemen', 'Kırımlı Murat Destanı', 'Bir Avuç Ateş', 'Gül Yarası' ve 'Kiralık Zindan' isimli romanları yazarak kanıtladı. İlk romanı Milli Gazete'de tefrika halinde günlük yayınlandıkça sevincine diyecek yoktu. 'Olacak, beni göremeyenler beni okuyacak ve ne olursa olsun bu insanlara mesajımı vereceğim' diyerek 9 esere imza attı.

'Moskof Sehpası' isimli ilk eserini 'Kırımlı Murat Destanı' adında kitap haline getirdi. 'Bir Avuç Ateş' isimli romanı 'Çöküş' ismi ile yönetmen
Mesut Uçakan tarafından beyaz perdeye aktarıldı. 'Bir Küçük Osmancık Vardı' isimli kitabı da Milli Eğitim Bakanlığı'nın '100 Temel Eser'i arasında yer almaktadır. Ayrıca Hasan Nail Canat'ın 'Kiralık Zindan' adlı eseri kayıptır ve bulunamamıştır. Hasan Nail Canat, rahmetli olmadan evvel yeni yayıncılığa başladığını belirttiği genç bir yayınevine 'Kiralık Zindan' isimli eserini orijinal dosya halinde sözleşme yaparak teslim etmiştir. Aradan 5 yıl geçmesine rağmen ne yayıncıdan ne yayınevinden yazılı veya sözlü olarak Hasan Nail Canat'ın ailesine ulaşılmamıştır.

Şiir, roman ve tiyatro eserleri incelendiği zaman eserlerinin sadece ve sadece inanç ve ahlak üzerine olduğu açıkça belli olan Hasan Nail Canat,
insanlara hayvan sevgisi ile insan sevgisi arasındaki tezatı yani kaniş köpeğini evine alıp babasını huzur evine yatıran insanın hayvan sevgisine karşı, Allah'a borcunu ödemek isteyenlerin kul hakkına riayet etmemelerine
karşı ve ilahlaştırılan tabulara karşı uyguluyordu.

Hasan Nail Canat, yaklaşık 10 yıldır Altunizade Kültür Merkezi'nde Üsküdar Belediyesi Tiyatrosu'nda oyunlarını sahneliyordu. Geleneksel tiyatronun
örneklerini sunan Hasan Nail Canat, 'Keloğlan', 'Sokak Kızı Elif', 'Mindrella', 'Süper Bekçi' gibi çocuk oyunları ile 'Bir Avuç Ateş', 'Demedim mi?', 'Metropol ve Kadın' adlı oyunlarını da yetişkinler için sahnelemişti.

Altunizade Kültür Merkezi'nde çocuk ve yetişkinlere tiyatro eğitimi de veren Canat, 'Ateşin Teslim Olduğu Gün', 'Bize Nasıl Kıydınız?', 'Reis Bey',
'Beşinci Boyut', 'Minyeli Abdullah', 'Sürgün', 'Köstekli Saat', 'Kaşağı', 'Çizme', 'Hasret', 'Siyah Pelerinli Adam' ve 'Gülün Bittiği Yer' adlı sinema filmleri ile 'Camgöz', 'Beyaz Savaş', 'Su Perisi Kayıklar', 'Sır Kapısı', 'Müslüman'ın 365 Günü', 'Müslüman'ın 24 Saati', 'Deli Yürek', 'Ekmek
Teknesi', 'Çobanın İbadeti', 'Kenan'da Bir Kuyu' ve 'Kalp Gözü' adlı TV dizilerinde rol almıştı.

Hasan Nail Canat, 1994-2004 yılları arasında Üstad Necip Fazıl Kısakürek'ten almış olduğu 'Sanat, Allah yolunda nasıl kullanılır?' düsturunu tiyaro
öğrencisi yetiştirerek inançlı, şuurlu oyuncuları ülkemize kazandırmayı, belden aşağı olmadan komedi yapmayı, salya-sümük demogoji yapmadan dram
oynamayı, adaba ve edebe uygun ortaoyunu ve müzikal sergilemeyi yüzlerce çocuğa öğretti. O gençler şimdi 'Hasan Nail Canat'lar unutulmamalı diyor ve
birçok tiyatro eserlerinde, dizilerde inançlı oyuncu, sınırları olan oyuncu olarak rol alıyorlar.

Hasan Nail Canat, 'Sanat sanat içindir' ve 'Sanat halk içindir' düşüncelerini hiçbir zaman dikkate almayıp 'Sanat Hakk içindir' felsefesinden hareket ederek ülkemizdeki dini, ahlaki, sosyal eksiklikleri hem yazarak hem yöneterek hem de oyunculuğu ile sahne hayatına taşımıştır.
41 yıllık sanat yaşamında inançlı ve muhafazakar kesimin kalplerinde haklı yerini alarak 21 Ekim 2004 tarihinde Ramazan ayının ilk haftasında son oyunu olan 'Aynalar Yolumu Kesti' isimli oyununu Üsküdar Belediyesi İftar Vapuru'nda son kez sahneledikten sonra Sayın Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım Bey'den de son ödülünü aldı. Evine geldikten sonra aniden fenalaşarak kalp krizi sonucu sanatını Hakk için yapan Hasan Nail Canat
ruhunu Hakk'a teslim etti.

Kaynak: www.hasannailcanat.com/ozgecmis.html
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol