Hülya Avşar,Hayati,kisiligi,evi,karisi,eşi,çocukları,nereli,şehri,memleketi,filmleri,izle,son,ilk,bölüm,dizi,fragman, kimdir,biyografisi,hakkında,özgeçmişi,resimleri,okulu

10 Ekim 1963'te, Balıkesir Edremit'te, Celal ve Emral Avşar'ın ilk çocuğu olarak dünyaya gelen Avşar, Ankara Cumhuriyet Lisesi'nden mezun oldu. Orta öğrenimini tamamlamasının ardından okumaya devam etmeyen ve 1982’de Mehmet Tecirli adlı bir mühendislik ögrencisiyle evlenen, ancak evliliği kısa süren Avşar, henüz 16 yaşındayken hamile olmasına rağmen ayrılık kararı aldı.

1983 yılında boşanmasının hemen ardından İstanbul Kanatlarımın Altında'a taşınan ve katıldığı, Bulvar Gazetesi tarafından düzenlenen Kâinat Güzellik Yarışması’nda birincilik alan, ancak yarışmanın ertesi günü, Tecirli ile yaptığı evliliği ve boşanması bir gazetede yazılınca, kurallara aykırı olduğu gerekçesiyle tacı geri alınan Avşar, çeşitli reklam filmlerinde boy göstermeye başladı.

Yaşamında dönüm noktası olan 1983 yılında, Fikret Hakan ve Salih Güney ile başrolü paylaştığı "Haram" filmi ile oyunculuk kariyerine ilk adımı atan ve daha sonra, 1984 yılında Kenan Kalav'la başrolü paylaştığı ikinci filmi Tutku’da oynayan Avşar, 1985’te batağa batırılan bir kızı canlandırdığı, "Tele Kızlar"da Tarık Akan'la birlikte oynadı. Aynı yıl Tolga Savacı'yla "Sekreter"i ve İbrahim Tatlıses'le de "Mavi Mavi"yi çeviren Avşar, 1986 yılında Hakan Balamir'le başrolü paylaştığı "Üç Halka 25", Aytaç Arman'la oynadığı "Fatmagül'ün Suçu Ne" gibi filmlerin yanı sıra, "Kısrak", "Alın Yazım", "Dağlı Güvercin" ve "Sevda Ateşi" gibi filmlerde de rol aldı.

1987 yılında "Alamancının Karısı" ve "Bir Kırık Bebek" çektiği filmlerin ardından, 1989 yılında, Sinema Yazarları Derneği’nin düzenlediği yarışmada "en iyi kadın oyuncu" seçilen, "Fazilet" ve "Öğretmen Zeynep" filmlerinde rol alan Avşar, 1990’da başrolü Yaman Okay ile paylaştığı "Benim Sinemalarım"daki rolüyle, 9. Uluslararası Tahran Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü aldı.

Aynı yıl çevirdiği "Hasan Boğuldu"da Yalçın Dümer'le başrolü oynayan Avşar, Sinan Çetin'in yönetmenliğini yaptığı ve Cem Özer'le başrolü paylaştığı, 1993 yapımı "Berlin in Berlin" filmdeki rolüyle Uluslararası Moskova Film Festivali'nde "en iyi kadın oyuncu" ödülünü alarak, yurt dışında düzenlenen bir festivalde ödül alan tek Türk kadın sinema sanatçısı oldu. Bu filmiyle, Kültür Bakınlığı'ndan Sinema Başarı Ödülü, ve Sinema Yazarları Derneği'nden "en iyi 5. film" ödülünün de sahibi olan ve 1995 yılında Mehmet Aslantuğ ile, evlilik ve aşk ilişkilerinde mutlu olamayan bir kadının öyküsünün işlendiği, "Bir Kadının Anatomisi" adlı filmde oynayan Avşar, Tomris Giritlioğlu'nun yönettiği, 1999 yapımı Salkım Hanım'ın Taneleri filminde büyük beğeni topladı.

Çektiği filmlerle şöhretin basamaklarını hızla tırmanan ancak bununla yetinmeyen Avşar, şarkıcılığın ardından, program sunuculuğuna ve tiyatroculuğa da başladı.

1980’lerin sonunda müzik hayatına adım atan Avşar, assolist olarak sahnelerde yerini aldı. Müzik eğitimi aldıktan sonra yurtiçi ve yurtdışı konserleri veren Avşar, 1988 yılında çıkardığı Herşey Gönlünce Olsun albümünün ardından, 1990’da Hatırlarmısın, 1991’de Hülya Gibi, 1993’te Dost musun Düşman mı, 1995’te Yarası Saklım, 1999’da Hayat Böyle, 2000’de Sevdim ve 2002’de de, Aşıklar Delidir adında albümlere imzasını atan Avşar, 2000 yılında, Kral TV tarafından düzenlenen yılın müzik ödüllerinde, en iyi kadın şarkıcı ödülünün sahibi oldu. Barış Manço’nun anısına hazırlanan karışık albümde, Zalim Sultan’ı okudu.

90’lı yılların başında, bir sene kadar Günaydın Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptıktan sonra, televizyona geçiş yapan ve 1993 yılında, Sevginin Gücü dizisinde oynamasının ardından, 1995’de Süper Yıldız, 1998’de Ah Bir Zengin Olsam, 2000’de de, Savunma dizisinde rol aldı. 2004 senesinde, Zümrüt ve Kadın İsterse dizilerinde oynayan Avşar, 2006 yapımı Kadın Severse’nin yanı sıra, Anadolu Kaplanı dizisinde de konuk oyuncu olarak rol aldı.

Yönetmenliğini, Birkan Uz ve Uğur Aksay’ın yaptığı ve Medyapım tarafından, talk show formatında yayınlanan Hülya Avşar Show, Türkiye'de ilk defa Uğur Aksay tarafından uygulanan, 16/9 mm sinematografik formatta, dijital reji ile çekilen show programı olma özelliğini taşımaktadır.

Müzik, sinema, televizyon çalışmalarının ardından Aralık 2000 de kendi adını taşıyan Hülya Dergisi'ni çıkarmaya başlayan ve ilk tiyatro deneyimini, 2002 yılında, Mazlum Kiper’in yönettiği, "Bugün Benim Doğum Günüm" adlı tek kişilik oyununda yaşayan Avşar, Nisan 2003’te, ilk kitabı "Mavi Yansıma"yı elektronik ortamda yayınladı.

Ağırlıklı olarak spor dallarından tenise zaman ayıran, vakıf ve derneklere büyük ilgisi olan Avşar, Ajans Press'in 953 ulusal, bölgesel ve yerel yayında, 2005 yılının ilk 5 ayını mercek altına aldığı araştırmasında, hakkında çıkan tam 1940 haber ile birinci sırada yer aldı.

AC Nielsen’in, "Marka olduğuna inandığınız sanatçı" sorusuna, ankete katılanların yüzde 40'ı 'Marka olmuş sanatçı yok' cevabını verdi. Halkın yarısı marka olmuş bir sanatçı olmadığına inanırken, diðer yarısı ise Hülya Avşar'ı 'en marka sanatçı' olarak seçti. Avşar, yüzde 15.8 ile ilk sırada yer alırken, İbrahim Tatlıses yüzde 9,5 ile ikinci ve Tarkan yüzde 8,5 ile üçüncü yer aldı.

Rol aldığı filmler, diziler ve şarkıcılığının yanı sıra, futbolcu Tanju Çolak, Coşkun Sabah, Osman Hattat, Mehmet Aşıcıoğlu gibi isimlerle yaşadığı ilişkilerle de adından söz ettiren Avşar, Mehmet Tecirli’nin ardından ikinci evliliğini, Ağustos 1997’de, üç aylık hamileyken, daha önce Ayşem Saraçoğlu'yla evlenen, işadamı Kaya Çilingiroğlu ile Paris'te gerçekleştirdi.

2005 yılında, Kadıköy 3. Aile Mahkemesi'nde yapılan ve yaklaşık bir saat süren duruşma sonunda, "şiddetli geçimsizlik nedeniyle aile birliğinin sarsıldığı" gerekçesiyle tek celsede boşanan, Hülya Avşar Kaya Çilingiroğlu çifitinin, ayrılığın ardından velayeti Avşar'a verilen, 15 Ocak 1998 doğumlu, Zehra adında bir kız çocukları vardır.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol