ÜNSÜZLER,ÜNLÜLER,SES UYUMLARI,BÜYÜK KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU,SES OLAYLARI,ÇEŞİTLERİ,NEDİR,NASIL BULUNUR,ANLATIM,DERS NOTLARI,İZLE İNDİR
ÜNSÜZLER (SESSİZ HARFLER)
Çıkış Yerine Göre |
SERT |
YUMUŞAK |
||
Sürekli |
Süreksiz |
Sürekli |
Süreksiz |
|
Dudak |
f |
p |
m,v |
b |
Diş |
s,ş |
ç,t |
j,l,n,r,z |
c,d |
Damak |
- |
k |
ğ,y |
g |
Gırtlak |
h |
- |
- |
- |
- Çıkış sırasında bir engele (ses yolunun kapanması veya açılması) takılan ve bu engel sayesinde şekil alan seslerdir.
- Tek başlarına telâffuz edilemezler (özellikle süreksiz olanlar); kendilerinden sonra gelen "e" ünlüsü yardımıyla dile getirilirler:
b>be c>ce k>ke h>he
*k ve h ünsüzleri "ka" ve "ha" şeklinde telâffuz edilirler ki bu yanlıştır. Bütün ünsüzler "e" ünlüsünün yardımıyla telâffuz edilmelidir.
- Türkçede 21 tane ünsüz vardır: b c ç d f g ğ h j k l m n p r s ş t v y z
*Bunlardan g, k, l ve t seslerinin ince ve kalın olmak üzere ikişer şekilleri vardır, ama birer harfle karşılanırlar.
organ / yegâne, gani / ordugâh
kolum / alkolü, kurulumuz / kabulüm,
otlakçı / emlâkçilik,
katı / hakikati, yatta / saatte, surattan / sadakatten...
A. ÖZELLİKLERİ
Ünsüzler birkaç başlık altında sınıflandırılırlar. Bu sınıflandırmada verilen özellikler ve daha sonra bahsedilecek kurallar, ses uyumlarında ve olaylarında karşımıza çıkacaktır:
a) Ses tellerinin durumuna göre:
Türkçede ünsüzler, ses tellerinin titreşime uğrayıp uğramamsına göre sert (tonsuz) ve yumuşak (tonlu) ünlüler olmak üzere ikiye ayrılır:
1. Sert ünsüzler, ses telleri titreşmeden oluşurlar: ç, f, h, k, p, s, ş, t
2. Yumuşak ünsüzler, ses tellerinin titreşmesiyle oluşurlar: b, c, d, g, ğ, j, l, m, n, r, v,y,z
-Sert ünsüzlerden bazılarının yumuşak karşılıları vardır ki bunlarla ilgili ses olayları daha sonra görülecektir: b-p, c-ç, d-t, g-k
b) Çıkaklarına göre:
Bir ünsüzün boğumlanma noktasına o ünsüzün çıkağı denir. Çıkak bakımından ünsüzler dörde ayrılır:
1. Dudak ünsüzleri b, f, m, p, v
2. Diş ünsüzleri c, ç, d, j, n, s, ş, t, z
3. Damak ünsüzleri g, ğ, k, l, r, y
4. Gırtlak ünsüzleri h
c) Ses yolunun durumuna göre:
Ünsüzlerin oluşumu sırasında ses yolu ya kapalıdır ya da dardır. Buna göre ünsüzler ikiye ayrılı:
1.Sürekli ünsüzler: Ses yolunun daralma durumunda oluşan ünsüzlerdir: f, ğ, h, j, l, m, n, r, s, ş, v, y, z
2. Süreksiz ünsüzler: Ses yolunun kapalı durumunda oluşan ünsüzlerdir: b, c, ç, d, g, k, p, t
Ünsüzlerle ilgili bazı kurallar:
1. Türkçede kelime başında iki ünsüz yan yana bulunmaz. Ancak "bre" ünlemi hariç.
tren, fren, plân, grup, trafik, klan, kral gibi kelimeler Türkçe değildir.
2. Türkçede "m(o)ğ(o)l c(a)f(e)r v(e ) j(i)p ş(e)hn(a)z" ünsüzleriyle kelime başlamaz. Bu ünsüzlerle başlayan kelimeler ya Türkçe değildir, ya da Türkçe ise değişime uğramıştır. Hatta "l" ve "r" ile başlayan bazı yabancı kelimeler halk ağzında ünlü türetme yoluyla yerlileştirilmiş; "j" ile başlayan kelimeler de "c" ile telâffuz edilmiştir:
ilimon, ıraf, Iramazan, İrecep, ıradıyo...
candarma, capon, cartiyer...
3. Türkçede "b, c, d, g" ünsüzleriyle kelime bitmez. Ancak anlam farkını belirtmek için "at / ad, ot / od, saç / sac, ilce / ilçe" gibi kelimeler bu ünsüzlerle bitebilir. Burada c ve d sesleri anlam ayırt edici görev yüklenmişlerdir.
Hac, şad, yad gibi bazı kelimeler hariç yabancı kelimelerin son ünsüzleri de bu kurala uyularak sertleştirilmiştir.
sebeb>sebep, kitab>kitap, cild>cilt...
-Bu gibi kelimeler ünlüyle başlayan ek aldıklarında sertleşen ünsüzler tekrar yumuşar.
sebep>sebebi, kitap>kitabı, etüt>etüdü, renk>rengi...
4. Türkçede her ünsüz tek harfle gösterilir. Bazı yabancı dillerde "ch, sch, sh" gibi birden fazla harfle karşılanan ünsüzler vardır.
5. "g, k, l ve t" seslerinin ince ve kalın olmak üzere ikişer şekilleri vardır, ama birer harfle karşılanırlar.
alkolü, emlâkçilik,hakikati, helâkimiz, kabulüm, saatte, sadakatten...
B. ÜNSÜZLERLE İLGİLİ SES OLAYLARI ve UYUMLARI
1. ÜNSÜZ UYUMU (BENZEŞMESİ)
- Ünsüzlerin sertlik ve yumuşaklık özellikleri burada karşımıza çıkmaktadır. Kelimede yan yana gelen ünsüzlerin sertlik-yumuşaklık bakımından uygun olmalarına ünsüz uyumu (benzeşmesi) denir.
- Sert ünsüzlerin bazılarının yumuşak (karşılık)ları (benzerleri) vardır. p, ç, t, k ünsüzlerinin yumuşak hâlleri b, c, d, g (ğ) ünsüzleridir. Ünsüz uyumunda sadece bu ünsüzlere bağlı olarak kurallar ortaya konacaktır.
- Dilimizde bazı ünsüzler yan yana getirilemez, bu şekilde telâffuz edilemezler. Yabancı dillerden alınan kelimeler de telâffuza aykırı ise değiştirilir. Yani ünsüz uyumu Türkçe kelimelerde zaten var olduğu gibi yabancı kelimeler de bu uyuma sokulmaktadır.
-Aşağıda verilen kelimelerde yan yana gelmeyecek ünsüzler yan yana verilmiştir. Doğrularını bulalım:kitapdan, beşde, apdal, Apdullah...
-Yumuşak ünsüzlerin yan yana gelmesinde bu bakımdan bir problem yoktur. Bu durum kelime kökünde/gövdesinde de köke getirilen eklerde de böyledir:
kalemler, defterde, adlar, ordu, uygun...
- Ama sert ünsüzlerle yumuşak ünsüzler yan yana gelirken, yumuşak ve sert hâli bulunan (b/p, c/ç, d/t, g,ğ/k) ünsüzlerden hangisinin kullanılacağı, telâffuza bağlı olarak belirlenir. Bu, hem ünsüz uyumu, hem de ses olayı (ünsüz sertleşmesi) olarak değerlendirilir. Bu uyum, kelime kökünde ya vardır ya yoktur, ama getirilen ekler köke uydurulur:
Kökte:aptal, eksik, nispet, ispat, kispet, müspet, naspetmek, tespit, tespih,gövde, iğde, dalga, kuzgun, abdal
Ekte:
1. Ünsüz uyumu olarak: Yumuşak ünsüzle biten kelimelere b, c, d, g ünsüzlerinden biriyle başlayan bir ek getirildiğinde ekin bu ilk ünsüzü yumuşak olarak kalır:
kardeş, sürgün, yaygı, kuralcı, okulda, bilgin...
2. Hem ünsüz uyumu hem de ses olayı olarak: Sert ünsüzle biten kelimelere b, c, d, g ünsüzlerinden biriyle başlayan bir ek getirildiğinde ekin bu ilk ünsüzü sertleşerek p, ç, t, k ünsüzlerinden birine dönüşür:meslektaş, açtı, aşçı, baktım, çiçekten,kitapçı, dişçi, ocakta, bitkin
-İkinci durum özel isimlere, sayılara/rakamlara ve kısaltmalara getirilen ekler için de geçerlidir. Sayılarda/rakamlarda ve kısaltmalarda okunuş esas alınır. Kısaltmaların uzun şekli dikkate alınmaz:
Karabük'ten, İstanbul'da...
Saat 23:00'te, 1934'ten beri, 15'te, 12'lik, 121'den ...
BOTAŞ'tan (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Şirketi), BCG'de (aşı)
-Not: Üçgen, dörtgen, beşgen, dikgen, çokgen kelimelerinde bu kurala uyulmaz.
-Kelimeler arasında ünsüz uyumu aranmaz.
"Hiç de öyle değil" yerine "hiç te öyle değil" yazılamaz.
Yukarıda anlatılan ünsüz benzeşmelerinin bir kısmı zaten var olan uyumluluklardır. Bunlara sadece ünsüz uyumu diyeceğiz. Bir kısmı da ses olayıdır. Bu ses olayları temelde ünsüz uyumudur, ancak çoğu kez ses olayı diye anılır.
Ünsüzlerle ilgili ses olayları şunlardır:
a. ÜNSÜZ SERTLEŞMESİ
Türkçe veya yabancı bir kelimenin sonunda f, h, s, ç, ş, p, t, k ünsüzleri bulunuyor ve bu kelimelere, sert şekli de olan yumuşak bir ünsüzle (b, c, d, g) başlayan ek getiriliyorsa, ekin başındaki yumuşak ünsüz, kelime sonundaki sert ünsüzün etkisiyle sertleşir.
Aşağıdaki eklerin hepsi aslında yumuşak ünlüyle başlayan eklerdir.
lâf-çı, silâh-çı, heves-ten, dolap-ta, ağaç-tan, kitap-çı, kuru yemiş-çi, çift-çi, cilt-çi, yurt-taş, kat-kı, coş-ku, coş-kun, yayıldık-ça, biç-ki, biç-ti, yat-tı, kanat-tı...
Demek ki ünsüz sertleşmesi kökte veya gövdede var olan bir ünsüz uyumu değil, sonradan meydana gelen bir ses olayıdır.
b. ÜNSÜZ YUMUŞAMASI
"p, ç, t, k" seslerinden biri ile biten Türkçe veya yabancı kelimelere ünlü ile başlayan ekler (yapım veya çekim eki) getirilince, kelime sonundaki sert ünsüz yumuşar ve "b, c, d, g, ğ"ye dönüşür. Hatta "g"nin "ğ"ye dönüştüğü de görülür:
ağaç>ağaca, çocuk>çocuğu, senet>senedin
dolap>dolabın, ekmek>ekmeği, kitap>kitabım
tüfek>tüfeği, diyalog>diyaloğu...
almak>almağa...
-Bu daha çok sert ünsüzün iki ünlü arasında kalmasının sonucudur, ama kelime sonunda iki ünsüz bulunduğunda da yumuşama görülmektedir. Öyleyse bu yumuşama tamamen sert ünsüzden sonra gelen ünlüyle ilgilidir.
borç>borcum, kalp>kalbi, kurt>kurdun, denk>dengim, renk>rengi, kepenk>kepengi
-Sanat, millet, devlet, ahlâk, cumhuriyet, evrak, hukuk, sepet gibi bazı yabancı kelimelerde yumuşama olmaz:ahlâkım, merakımı, anketin, sanatı, millete, devletin, sürati, hakikatin, tazyiki, hukukun...
-Sert ünsüzle biten özel isimlerde meydana gelen yumuşama yazıda gösterilmez, telâffuzdan anlaşılır: Gemlik'e (okunuşu: gemliğe), Ahmet'i (okunuşu: ahmedi)...
-Yumuşama, tek heceli kelimelerde bazen görülse de genellikle yoktur:
ip-e, suç-u, et-e, ak-ı, at-a, ok-u, aç-ı, tok-a, alt-ında, birik-en, acık-an, lig-in, org-um...
cep>ceb-i, kap>kab-ı, çok>çoğ-u, taç>tac-ı, yurt>yurd-u...
Sonuç
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki ünsüz sertleşmesi de yumuşaması da doğrudan doğruya Türkçenin telâffuzuyla ilgilidir. bunlar sonradan kurallara bağlanmıştır. Eğer bir ünsüz yumuşatıldığında veya sertleştirildiğinde kulağa hoş geliyorsa olacak, hoş gelmiyorsa olmayacak demektir.
2. ÜNSÜZ TÜREMESİ
Ünsüz türemesinin görüldüğü yerler:
1. Türkçe kelimelerde, kökte aynı ünsüz yan yana bulunmaz. Ama af, his, zan, ret, hal, şık, gibi Arapça asılları çift ünsüz barındıran (afv, redd, hiss, zann, hall, şıkk) ve Türkçede tek ünsüzle kullanılan kelimelere ünlüyle başlayan ek veya yardımcı fiil getirildiğinde asıllarındaki ikinci sessiz ortaya çıkar. Buna ünsüz türemesi denir.
hiss>his>hissetmek, hissi
zann>zan>zannetmek ,zannı
redd>ret>reddetmek, reddi
şıkk>şık>şıkkı,
zemm>zem>zemmetmek,
hall>hal>halli, halletmek...
afv>af>affetmek, affı
2. "Türkçede iki ünlü yan yana bulunmaz" kuralına uymayan bazı Arapça kelimelerde:
fiat>fiyat, faide>fayda, zaif>zayıf,
repertuar>repertuvar, lâboratuar>lâboratuvar,
konservatuar>konservatuvar, tual>tuval, tualet>tuvalet...
-Bu kelimelere benzeyip de ünsüz türemesi görülmeyen kelimeler:dua, duayen, fail, faiz, fuar, fuaye, kuaför, lâik, puan, suare...
3. ÜNSÜZ DÜŞMESİ
Ünsüz düşmesinin görüldüğü yerler:
1. Türkçede ikiz ünsüz bulunmaz. Bu yüzden Arapçadan dilimize geçmiş olan ve sonunda ikiz ünsüz bulunduran kelimeler yalın durumunda kullanıldığında ünsüzlerden biri düşer.
hakk>hak, redd>ret, hiss>his, zann>zan, zemm>zem, hall>hal, şıkk>şık, afv>af...
2. k sesi ile biten kelimelerde -cik eki getirildiğinde kelime sonundaki k'lerin düştüğü görülür:
ufak>ufacık, alçak>alçacık, minik>minicik, küçük>küçücük, büyük>büyücek...
Not: Bu ekin somut isim türettiği durumlarda kelime sonundaki k düşmez:
kulak>kulakçık, karın>karıncık, kapak>kapakçık...
*Alıntı kelimelerden ft, st ünsüz çiftleriyle bitenlerin bir kısmında t sesi söyleyişte düşme eğilimi gösterse de yazıda korunur.
çift, rast, serbest...
*Farsça "hane" kelimesiyle yapılan birleşik kelimelerde "ha" hecesi korunmalıdır.
Hastahane, pastahane, postahane, muayenehane, yazıhane, sarphane, dökümhane, yatakhane, yemekhane, dershane, eczahane...
*Fransızca'dan dilimize girmiş olan sürpriz kelimesindeki r, yazıda da konuşmada da korunur.
C. ÜNSÜZ DEĞİŞMELERİ
1. b>m Değişmesi
Bir dudak ünsüzü olan "b" sesinin, kendinden önceki hecedeki "n" sesini "m"ye dönüştürmesidir. Daha çok yabancı kelimelerde (özellikle Farsça) görülür. Buna gerileyici ses benzeşmesi denir.
saklanbaç>saklambaç, dolanbaç>dolambaç, anbar>ambar,
canbaz>cambaz, anber>amber, çeharşenbe>çarşamba,
pencşenbe>perşembe, çenber>çember, sünbül>sümbül, penbe>pembe,
tenbel>tembel, menba>memba...
-İstanbul, Safranbolu, Zeytinburnu, düzenbaz, sonbahar, bin bir, binbaşı, onbaşı gibi kelimelerde söyleyişte m'ye doğru bir kayma olmasına rağmen yazda yine "n" olarak korunur.
2. ğ>v değişmesi
Bazı kelimelerin söylenişinde "ğ"nin "v"ye dönüştüğü görülür. Bunları iki şekilde yazılması ve okunması doğrudur.
döğmek>dövmek; göğermek>gövermek; oğmak>ovmak; öğmek>övmek; söğmek>sövmek, öğün>övün...
Söyleyişte ğ>v değişimi görülen bu kelimeleri "v"li yazmak daha uygundur.
3. b>p DEĞİŞMESİ
b>p değişmesine uğratılan Arapça kelimeler. "s"den sonra gelen "b", "p"ye dönüşür.
nispet, ispat, kispet, müspet, naspetmek, tespit, tespih...
*"s"den sonra gelmeyen "b"ler ise olduğu gibi kalır.
makbul, ikbal, tatbik, teşbih...
4. c>ç değişmesi
c>ç değişmesi görülen ve görülmeyen Arapça kelimeler:
eçhel, içtihat, içtimaî, meçhul...
mescit, tescil, teşci...
5. d>t DEĞİŞMESİ
d>t değişmesi görülen yabancı kelimeler. Farsça "-dar" son eki bulunduran kelimelerde d, t'ye dönüşür.
emektar, minnettar, silâhtar, taraftar...
*Bazı Arapça kelimeler:miktar, metfun, methal, methiye, tetkik, Hayrettin, Seyfettin...
*Bazı Arapça kelimelerde "d" korunmuştur:takdim, takdir (taktir farklı anlamdadır), takdis, tasdik, tekdir...
III. ÜNLÜ ÜNSÜZ UYUMLARI ve ETKİLEŞİMLERİ
1. Ünlü-Ünsüz uyumu (Benzeşmesi)
2. Ulama
Ünsüzle biten kelimelerden sonra ünlü ile başlayan kelimeler gelirse, önceki kelimenin son ünsüzü, sonraki kelimenin ilk ünlüsüne bağlanarak okunabilir. Bu durum konuşma dilinde kendiliğinden olurken şiir dilinde özellikle -bazen vezin gereği- yapılır. Buna ulama denir.
Korkma, sönmez / bu şafaklar / da yüzen al / sancak;
Sönmeden yur / dumun üstün / de tüten en / son ocak.
Ben ezelden / beridir hür / yaşadım, hür / yaşarım.
Kendi gök kub / bemiz altın / da bu bayram / saati,
Dokuz asrın / da bütün hal / kı, bütün mem / leketi
*Ulama yapılacak kelimeler arasında hiçbir noktalama işareti olmamalıdır. Aşağıdaki cümlede ulama yoktur:Ben, onu aradığımı söylemedim ki...
IV. YARDIMCI ÜNLÜ ve ÜNSÜZLER
KAYNAŞTIRMA HARFLERİ
Türkçede iki ünlü yan yana bulunmaz. Ünlü ile biten bir kelimeye yine ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde iki ünlünün arasına girerek telâffuzu kolaylaştıran ünsüzlere kaynaştırma harfi denir.
*Asıl kaynaştırma harflerimiz, "y" ve "n"dir.
Ali-y-e, liste-y-i, masa-y-a, kardeşi-n-i, defteri-n-e, su-y-u-n-un su-y-u, yolcu-n-un, gelme-y-e...
* s ve ş ünsüzleri de kaynaştırma harfi olarak kabul edilir:
* s ünsüzü üçüncü tekil şahıs iyelik ekinde kullanılır:
baba-s-ı, para-s-ı, bitme-s-i...
* "ş" ünsüzü ise sadece üleştirme sayı sıfatlarında kullanılır:
altı-ş-ar, iki-ş-er, yedi-ş-er...