BULMACA SÖZLÜĞÜ B HARFİ

Baba soyu.:NESEP

Baba,şeyh,önder. : BAB

Baba.:EB

Babanın kız kardeşi,hala anlamında yöresel bir sözcük.:EMETİ

Babanın kız kardeşi. : BİBİ

Babil mitolojisinde ateş perisi.:PAZUZU

Babil sürgününden sonra Yahudilerin çeşitli yabancı topraklara dağılması.:DİASPORA

Babillilerin en büyük tanrısı.:MARDUK

Babillilerin savaş tanrısı. : NİNURTA

Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten,kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk.:GETR

Bacağın diz kapağından topuğa kadar olan bölümü.:İNCİK

Bacağın kalçadan dize kadar olan kısmı.:UYLUK

Bacaklara ayak bileğinden dize kadar dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası.:DOLAK

Bacakları sımsıkı saran bir tür pantolon.:TAYT

Bacakların boydan boya yere değmesini sağlayacak biçimde ayrılmasına dayanan bale figürü.:EKAR

Bacaktaki iki sinire ve bunların ağrılı hastalığına verilen ad.:SİYATİK

Badem sübyesi.Bademden yapılan şerbet. : SOMATA

Bademli kek. : PRALİN

Badi. : ÖRDEK

Bafa Gölünün bir başka adı. : ÇAMİÇİ

Bağ bekçisi.:BAĞBAN

Bağ budamaya yarayan eğri bıçak. : TARA (TAHRA)

Bağ çubuğu,çalı çırpı.:ÇEPER

Bağ dokusunda oluşan irinli yaygın iltihap.:FLEGMON

Bağ kütüğü. : OMÇA

Bağ ve bahçe sulamak için açılmış su yolu,ark.:KARIK

Bağ ve bahçelerde ekilmek için ayrılmış toprak parçası,evlek. : MAŞALA

Bağ ya da bahçe kulübesi.:ALAK

Bağ yapraklarına dolanan asalak bitki. : EŞKİT

Bağ,bahçe gibi yerlerin çevresine çalı,kamış,ağaç gibi şeylerden çekilen duvar.:ÇİT

Bağ,bahçe ve bostanlarda sebze ve meyve dikmek için ayrılan parçalar.:MAŞALA

Bağa, tosun. : KELE

Bağan otu’nun zehiri. : AKONİTİN

Bağdaşık.:HOMOJEN

Bağdat’ın eski adı.:DARÜSSELAM

Bağıntı,görelik,izafet.:RÖLATİVİTE

Bağıntı.:KORELASYON

Bağır,sine,göğüs.:DÖŞ

Bağırış,çığlık.:SAYHA

Bağırma,haykırma.:RENİN

Bağırsak iltihabı.:ANTERİT

Bağırsak kurdu. : ASKARYAZ

Bağırsak solucanı. : ASKARİS.: ASKARİT

Bağırsak.:MİA

Bağırsaklar. : EMA

Bağırsakları tutan karın içi zarı. : MASARİKA

Bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan pürtüklerin adı : TÜMÜR

Bağırsaktan yapılmış ameliyat ipliği.:KATGÜT

Bağış yapma : İRA

Bağış,vergi,ihsan.:MEVHİBE

Bağışıklık bilimi.:İMMÜNOLOJİ

Bağışlama.:GUFRAN

Bağlamaya benzer bir Yunan çalgısı. : BUZUKİ

Bağlamayı mızrap yerine parmaklarla çalmak.:ŞELPE

Bağlanmış ticaret eşyası.:BALYA

Bağlantı.:ANGAJMAN

Bağlaşık devletler.(1.Dünya Savaşında İttifak Devletleri). : DÜVELİ MÜTTEFİKA

Bağlayıcı,uyarlaç. : ADAPTÖR

Bağlı kılma,kısıtlama.:TAKYİT

Bağlı olan,bağlanmış.:MUKAYYET

Bağlı,bağlanmış.:MERBUT

Bağlılaşım. : KORELASYON

Bağlılık,izafet.:RÖLATİVİTE

Bağnaz. MUTAASSIP

Bağnazlık.: TAASSUP

Bağsız ayakkabı.Kuzey Amerika Kızılderililerinin giydiği deriden yapılmış,tek parça ayakkabı.:MOKASEN

Bahar mevsimi.:REBİ

Baharat,ev ilaçları,gereçleri satan kimse yada dükkan.:AKTAR

Baharatlı sirkeye yatırılmış koyun etinden yapılan şiş.:ŞAŞLIK

Baharda çok erken çiçek açan ve eczacılıkta kullanılan soğanlı bir bitki.: KARDELEN

Baharda esen bir fırtına.:TURNAGEÇİDİ

Bahardan az önce,ilkin havada,sonra suda ve en sonra toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi.:CEMRE

Baharın ilk günü sayılan Martın yirmi birine rastlayan gün. :NEVRUZ

Baharlı bir bitki. : TERE

Bahçe çiti.:BARI

Bahçe içinde yapılmış süslü ev,kasır. : KÖŞK

Bahçe yada açık ağıl etrafındaki çit.:BARI

Bahçede yapılan büyük eğlence.:GARDENPARTİ

Bahçelerde yazın oturmak için yapılan kafes biçiminde kubbeli , üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak. : KAMERİYE

Bahçelerde çiçek dikmek için ayrılmış olan yer.:TARH

Bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen hep yeşil yapraklı bir çalı.:AKUBA

Bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen sarılıcı bir bitki. : AKASMA

Bahçelerde yetiştirilen çok kokulu karanfil ırkı.:RATAFYA

Bahçıvan,bağ bekçisi.:BAĞBAN

Bahreyn’in başkenti. : MANAMA

Bahreyn’in para birimi.:DİNAR

Bahreyn’in plaka işareti.:BRN

Bakar körlük. : AMOROZ

Bakara, rulet gibi bazı kumar oyunlarında kasaya karşı oynayan oyuncu. : PONT

Bakımsız bırakılmış bağ yada bahçe. :KELEME

Bakır kalay karışımı.: TUNÇ:BRONZ

Bakır taşı. : MALAKİT

Bakır,çinko,tunç yada topraktan yapılmış tek kulplu su kabı.:KİLDEN

Bakır,kalay ve çinkonun karışımından oluşan,kalıpla kolayca biçim verilen bir alaşım.:BRONZ:TUNÇ

Bakır,nikel ve çinkodan oluşan gümüş görünümünde bir alaşım.:FAKFON

Bakır’ın simgesi.:CU

Bakırcı örsü. : ZAVA

Bakırdan yapılma ve küre biçiminde bir tür davul. : TİMBAL

Bakırdan yapılmış nefesli bir çalgı.:OFİKLEİT

Bakırdan yapılmış,kulplu küçük kova.:BAKRAÇ

Bakırdan,çift dilli nefesli çalgı.:SARÜSOFON

Bakırın kullanılmaya başlamasıyla nitelenen tarih öncesi dönemi.:KALKOLİTİK

Bakışımsız.:ASİMETRİK

Baki olan yer,ahiret.:DARIBEKA

Bakir : ERDEN

Bakire kız. : AZRA

Bakla , fasulye , bezelye gibi taze sebzelerde , içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuğa verilen ad. : BADIC

Bakla tanelerinin kabuğu soyulduktan sonra yapılan zeytinyağlı yemek.:FAVA

Baklagillerden bazı ağaçların kırmızı boya çıkarılan odunu.:BREZİL

Baklagillerden bir yem bitkisi. : MÜRDÜMÜK

Baklagillerden,bazı türleri hekimlikte idrar söktürücü olarak kullanılan bir bitki.:KATIRTIRNAĞI

Baklagillerden,bazı türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan,çok yıllık,dikenli bir çalı.:GEVEN:KEVEN

Baklagillerden,çiçekleri sarı ve bazı türlerine beyaz veya menekşe renginde,yaprakları akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi. : MİMOZA

Baklagillerden,dokunulduğunda yaprakları pörsüyen bir bitki.:KÜSTÜMOTU

Baklagillerden,eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan,güzel bir süs ağacı.:ERGUVAN

Baklagillerden,hayvan yemi olarak yetiştirilen bir bitki.:FİĞ

Baklagillerden,odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç.:BAKAM

Baklagillerden,sıcak bölgelerde yetişen,bir çok türü bulunan bir bitki.:SİNAMEKİ

Baklavalık yufkanın içine dövülmüş et,soğan,maydanoz ve baharat konarak hazırlanan bir tür börek.(Antakya yöresi).:SEMİRSEK BÖREĞİ

Baklavaya benzeyen bir tür hamur tatlısı.:SAMSA

Bakmak, beslemek, yetiştirmek. : ESERMEK

Bakraç,kova.:HELKE

Bakraç.:CİNGİL

Bakraç.:DEBBE

Bakterilerin çomak biçiminde ince uzun olan türü.:BASİL

Bal : ASEL

Bal alırken takılan başlık. : GÖZENE

Bal konulan ufak tekne.:ŞAFUL

Bal koymaya yarayan tekne. : LAZA

Bal mumuna veya parafine batırılmış fitil. : ŞAMA

Bal özelliği,bal niteliği. : ASELİYET

Bal özü. : NEKTAR

Bal özü.:NEKTAR

Bal peteği. : DALAK

Bal peteğini andıran bir tür dikiş büzgüsü.:BALGÜMECİ

Bal renginde olan.:ASELİ

Bal ve sirke karıştırılarak yapılan şerbet.:SİRKENCEBİN

Bal, yoğurt koymaya yarayan tahta kova. : KÜLEK

Balalaykaya benzeyen Türk halk çalgısı.:ÇARTA

Balçık. : ALEKA

Balçıktan yapılan ve dikine duran sandık biçimindeki tahıl ambarı. PETEK

Balda ve bir çok meyvede bulunan bir tür şeker.Meyve şekeri.:LEVİLOZ

Balede kullanılan bir dans figürü. : EKAR

Balerinlerin giydiği eteklik.:TÜTÜ

Balgam taşı.:ONİKS

Balı alınmış petek. : KAVARA

Balık adam.:DALGIÇ

Balık ağlarının alt ve üst yanlarına geçirilen keçi kılından yapılmış ip.:FARİL

Balık avcılığında gırgır ve benzeri ağlarda ağırlık olarak kullanılan delikli mermer taş.:AYAKTAŞI

Balık avlamak ya da yük taşımakta kullanılan büyük kayık. : ALAMANA

Balık kılçığı. : ÇOPRA

Balık salamurası.:LAKERDA

Balık yumurtası ile yapılan meze. : TARAMA

Balık.:MAHİ

Balıkçı kayıklarının balıkları çevirmek için denize fırdolayı ağ salmaları.:VOLİ

Balıkçıların ateşbalığı avlarken üzerinde çıra ve funda yaktıkları ızgara.:ÇIRAMOZ

Balıkçıların denizde sığlıkları belirtmek için kullandıkları işaretlerin her biri. : KERTERİZ

Balıkçıların kullandığı ağ kepçe.:ÇOLUN

Balıkçıların, balıkları çevirmek için kayıklarla denize fırdolayı ağ salmaları. : VOLİ

Balıkçıların,ateş balığı avlarken üzerinde çıra ve funda yaktıkları ızgara : ÇIRAMOZ

Balıkçıların,tuttukları balıkları içine attıkları sepet.:ÇAVELA : ÇAVALYE

Balıkesir yöresine özgü bir halk oyunu.:NİNNARE

Balıkesir’de doğal güzelliğiyle ünlü bir şelale. : SÜTÜVEN

Balıkesir’in Bandırma ilçesine bağlı bir belde.:EDİNCİK

Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı,etnografya müzesiyle tanınmış köy. :TAHTAKUŞLAR

Balıkesir’in eski adı.:KARESİ

Balıkesir’in Gönen ilçesinde bir kaplıca.:EKŞİDERE

Balıkesir’in İnegöl ilçesi yakınlarındaki ünlü kaplıca. : OYLAT

Balıkesir’in Sındırgı ilçesi yakınlarındaki ünlü kaplıca. : EMENDERE

Balıkesir’in Sındırgı ve Bigadiç yörelerindeki dağ köylerinde geleneksel el tezgahlarında dokunan yün halılara verilen ad.:YAĞCIBEDİR

Balıkesir’in Susurluk ilçesinde bir kaplıca.:KEPEKLER

Balıklarda sırt yüzgeci.:YELE

Balıkların iste kurutularak yapılan pastırması. : LİKORİNOZ

Balıkların sürü halinde geçeceği yerlere ağlarla kurulan geniş ve sabit bir tuzak türü.:DALYAN

Balıkların tuzlaması.:ANÇÜEZ (ANÇUVEZ)

Balina.:FALYANOS

Balinanın ağzında, üst çenede yer alan boynuzsu madde. : FANON

Balkanlarda yaygın olan bir Hıristiyan mezhebi.:BOGOMİLİZM

Balkanların Türkleşmesinde büyük emeği geçen ünlü Bektaşi Şeyhi.:OTMAN BABA

Balla hazırlanan bir hamur tatlısı. : ZULUBYA

Ballıbabagillerden,Akdeniz çevresinde kuru yerlerde yetiştirilen,uyarıcı ve yara sağaltıcı olarak kullanılan bitki,duvar sedefi.:DALAKOTU

Ballıbabagillerden,çiçeği bahar gibi kullanılan kokulu bir bitki.:KEKİK

Ballıbabagillerden,güzel kokulu bir bitki.:YARPUZ

Ballıbabagillerden,kokulu bir bitki.:KEKİK

Balmumuna ya da parafine batırılmış fitil.: ŞAMA

Baltabaş karagöz”, “Tahta balığı” da denilen bir Akdeniz balığı. : SARGOS

Baltalama.:SABOTE

Bambu saplarından yapılmış.:HEZARAN

Bamya,semizotu,patates,ıspanak,kabak gibi sebzelerle yapılan zeytinyağlı bir yemek.:ÇİPOHORTA

Bandırma açıklarında 1944 yılında batan Türk yolcu gemisi.:TRAK

Bangladeş’in başkenti.:DAKKA

Bangladeş’in para birimi. : TAKA

Bankacılıkta bir hesaptan başka bir hesaba para aktarılması.:VİRMAN

Bankacılıkta elde bulunan para.:EFEKTİF

Bankacılıkta faizin başlangıç tarihine verilen ad. : VALÖR

Bankacılıkta kullanılan,borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi veya pay.:LOT

Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu değerli kağıtların geliriyle yaşayan kimse.:RANTİYE

Bankada hesabı olanlara gönderilen, ödeme ya da çekme bildirir mektup. AVİ

Bankalar arası işlemlerde bir gecelik faiz uygulaması.:REPO

Bankalar arasında çeşitli paralar için ön mutabakat ve emaneten satışla sağlanan takas işlemi.:SWAP

Bankaya yatırılan paraya uygulanacak olan faizin başlama tarihini belirten terim.:VALÖR

Bantlarla süslenmiş bir tür kumaş.: ELİFİ

Banyo sırasında su içinde basınçlı hava ile yapılan masaj.:HİDROJET BANYO

Banyo temizlik aracı. : KESE

Barbunyaya benzer bir balık.:TEKİR

Barbunyaya benzer bir balık.:TEKİR

Barbut oynatılan yer,kahve,kumarhane.:BİTİRİM

Bardağa benzeyen küçük kulplu su kabı. : MAŞRAPA

Barınak : MELCE

Barındırma. : İBATE

Barış.:HAZAR

Bartın ilinde doğal güzelliğiyle tanınmış bir yayla.:ULUYAYLA

Bartın iline özgü,mısır unuyla yapılan bir tür çorba.:PUMPUM

Bartın ilinin Karadeniz kıyısında turistik bir kumsal. : İNKUM

Bartın Küre Dağları Milli Parkı’nda, mağaralarıyla ünlü bir kanyon. : ARIT

Bartın’ın Amasra ilçesinde bir mağara.:KUŞYAKASI

Barut vb. patlayıcı maddeleri ateşlemek için kullanılan kapsül.:FÜNYE

Baryum’a benzeyen,radyoaktif alkali toprak metali. : RADYUM

Baryumun simgesi : BA

Bas notalarının üstüne akortlarını belirten rakam koymak.:RAKAMLAMAK

Bası ölçer. : MANOMETRE

Basıcı,yayıncı. : EDİTÖR

Basık ve geniş. : YAYVAN

Basık,yassı.:PAT

Basım evinde harfleri dizen ve satırları blok durumunda döken dizgi makinesi. : LİNOTİP

Basım.:EDİSYON

Basımcılık. : TABAAT

Basımcılıkta harflerin büyüklük ve küçüklüklerine göre aldığı ad. : PUNTO

Basımda,baskı işinde kullanılan metal,vb bir maddeden yapılmış harf,rakam veya başka işaret kalıpları.:HURUFAT

Basımevlerinde dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz.:TAKATUKA

Basıölçer.:MANOMETRE

Basiret.Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği.: SAĞGÖRÜ

Basit yapılı hayvan. :POLİP

Basketbol ile hentbolun karışımı olan, 4 kız ve 4 erkek oyuncudan oluşan spor dalı. : (COFFBALL) KOFFBOL

Basketbolda hatalı yürümeye verilen ad.: STEPS

Basketbolda hücum çizgisinin ortasında oynayan oyuncu. Basketbolda hücum oyuncusu:PİVOT

Baskı yoluyla teksir için kullanılan,girintili çıkıntılı metal veya mukavva kalıp,baskı kalıbı.:MATRİS

Baskıdaki renkli ve gri değerlerin değişik tonlarda görünebilmesi için oluşturulmuş küçük noktacıklar.:TRAM

Baskın. : DOMİNANT

Basmakalıp söz. : KLİŞE

Basra Körfezi’nde ve Kızıldeniz’de kullanılan bir çeşit yelkenli tekne. : SAMBUK : ZAMBUK

Basra körfezinde çalışan eski bir deniz teknesi. : BAGALA

Basra Körfezinde ve Kızıldeniz’de kullanılan bir tür tekne.:ZAMBUK

Basur. : HEMOROİT

Baş bodoslaması omurga hattına dikey olarak çelik lamadan yapılmış gemi.:BALTABAŞ

Baş çevresine yerleştirilen ince şerit biçimindeki taç.:DİADEM

Baş çoban: EKE

Baş dönmesi. : VERTİGO

Baş garson.:METRDOTEL

Baş giysilerinde çene bağı. :SAKANDIRIK

Baş kilise.:KATEDRAL

Baş örtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma. : VALA

Baş örtüsü,çarşaf,atkı.:BÜRGÜ

Baş örtüsü,yazma.:DOLAK

Baş örtüsü,yemeni.:YAZMA

Baş örtüsü,yün atkı.:LEÇEK

Baş örtüsü.:EŞARP

Baş parmak ve serçe parmağı uzaklığı. : KARIŞ

Baş tarafı balta ağzı gibi düz olan gemi.: BALTABURUN

Baş ve kanatları kartal,gövdesi aslan biçiminde mitolojik yaratık.:GRİFON

Başa dert açacak karışık durum.:ÇAPANOĞLU

Başa örtülen bir tür şal. : ALAVURA

Başa takılan elmas yada altın iğne.:GELGEL

Başak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli,hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerine verilen genel ad.:YONCA

Başak iğnesi de denilen bir işleme türü.:ROKOKO

Başak toplama. : LİKAT

Başakla karışık iri saman. : KESMİK

Başarı,başarma. : MUVAFFAKİYET

Başarısız. : RATE

Başı değişik biçimlerde bağlamak için kullanılan verev katlanmış büyük mendil. : BANDANA

Başı pullu,boyu 2 m kadar olan,zehirli ve tehlikeli bir yılan.:OKYILANI

Başı su altında tutarak yüzmeyi sağlayan soluk alma borusu.:ŞNORKEL

Başı ve kıçı çok yuvarlak gulet tipinde Hollanda yelkenlisi.:GALYOT

Başı yuvarlak,kıçı aynalı Karadeniz yapısı bir yelkenli. : GAGALI

Başıboş bırakılmış at veya eşek.:YILKI

Başıboş gezen hayvan sürüsü.:ÖREK

Başıboş hayvan.:YONT

Başıboş hayvanların salındığı çayırlık.:HAYMANA

Başıboş,bir baltaya sap olamamış,apaş,serseri.:HAYTA

Başın çevresine çember gibi dolanıp bağlanan bağ.:ÇATKI

Başına bir kötülük,felaket gelmiş olan.:MUSAP

Başına eklendiği sözcüğü olumsuz yapan Arapça önek.:LA

Başını dik tutup herkese yüksekten bakan kimse.:EKİNİTİ

Başıyla kanat ve kuyruk uçları aynı renkte olan güvercin. : MAĞ

Başka insanların davranışlarını olumlu yada olumsuz biçimde yargılamakta kullanılan ölçütler bütünü. : AHLAK

Başka bir adı da Peygamber Çiçeği olarak bilinen,botanikte (Cephalaria Syriaca) olarak tanımlanan,orta Anadolu’da tarlalarda yetişen çiçekleri mavimsi renkte bir yıllık bir bitki.:BELEMİR

Başka bir manzume örnek alınarak aynı ölçü ve aynı uyakla yazılan manzume.:NAZİRE

Başka kimse, başkası. : GAYR

Başka,fazla. : MAADA

Başka,öteki,diğer.:ÇİR

Başka.:ÖZGE

Başkaları.:AĞYAR

Başkalarının hakkını aramayı,korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse. : AVUKAT

Başkalarının sırtından geçinen kimse. : ASALAK

Başkalarının sırtından geçinen,asalak,tufeyli.:EKTİ

Başkalarının yazılarından bölümler,şiirlerinden dizeler alıp kendininmiş gibi gösterme.:İNTİHAL

Başkalaşım. : METAMORFOZ

Başkanlık. : RİYASET

Başkasının adına gezerek satıcılık yapan kimse. : TABLAKAR

Başkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren,söz tutan.:ESLEK

Başkasının işine karışan.:HERZEVEKİL

Başkasının yaptığı deyim ve davranışları anlamsız olarak yinelemek. : EKOLALİ

Başkasının yaptığı hareket ve davranışları anlamsız olarak tekrarlama,yansıca.:EKOPRAKSİ

Başkasının yerine kullanılabilen,yedek.:ERZATZ

Başkırdistan Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti. : UFA

Başkomutan.: MİR

Başla birlikte yüzü,ağzı kapatan örtü.:YAŞMAK

Başlama,başlangıç.:BİDAYET

Başlangıcı olmayan, öncesiz. : EZELİ

Başlangıcı olmayan,eski,ezeli.:KADİM

Başlangıç,bir şeyin çıktığı yer,köken,kaynak.:MENŞE

Başlangıç,önsöz.:DİBACE

Başlangıç.:İPTİDA

Başlangıç.:MEBDE:MEBADİ

Başlıca belirtisi kısa,çabuk,değişken güçte irade dışı hareketler olan bir hastalık.: KORA

Başlıca kuvars,feldspat ve moskofcamından oluşan açık renkte bir tür magma taşı. :PEGMATİT

Başlıca malzemesi deniz yosunu olan Japon yemeği.:ASAKUSANORİ

Başlıca üyesi Fransız yazar Jules Romains olan ve toplumun ortak bilincini dile getirmeyi amaçlayan edebiyat akımı.:ÜNANİMİZM

Başlıca, temel niteliğinde olan. : ASAL

Başlık. : SERPUŞ

Başlık.:KAPÜŞON

Başörtüler.:MAKANİ

Başörtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma. : VALA

Başpiskopos.:ARŞEVEK

Başsağlığı dileme. : TAZİYE

Başta kösele olmak üzere bronz,alçı,tahta gibi çeşitli malzemeler kullanarak gerçekleştirdiği soyut anlayıştaki yapıtlarıyla tanınmış heykelcimiz.:KORAY ARİŞ

Başta,kaslarda,eklemlerde ağrılar yapan,vücutta kızıl lekeler gösteren,ateşli ve salgın bir hastalık.:DANG

Baştan ayağa./Baştanbaşa. : SERAPA

Baştan savma,üstünkörü.:YALAPŞAP

Başvurulması gereken kaynak.:REFERANS

Başyapıt.:ŞAHESER

Bataklık gazı. : METAN

Bataklık. Küçük su birikintisi,gölcük. : AZMAK

Bataklık.:AYNAZ

Bataklıklarda yaşayan iri bir kuş. : BALABAN

Batı Afrika da bir ırmak. : OTİ

Batı Afrika kıyılarında esen çok kuvvetli fırtına.:TORNADO

Batı Afrika ormanlarında,Gine ile Liberya arasında yaşayan,türleri içinde en iyi konuşan gri papağan.:JAKO

Batı Afrika’da yetiştirilen ve fasulyeye benzeyen bir börülcenin yerli adı.:NİEBE

Batı Akdeniz Bölgesinde yetişen bir tür meşe,mantar meşesi.:SEZÜ

Batı Anadolu’da Lidya bölgesinde eskiçağ kenti. : SART

Batı Anadolu’nun orta kesimindeki antik bölge.:LİDYA

Batı Asya da yaşayan Türk soylu bir halk. : AZERİLER

Batı Avrupa’da Ortaçağ’da kale kapılarının savunulması için yapılan küçük kule.:BARBAKAN

Batı Endonezya’ya ait, doğusu ise bağımsız bir devlet olan ada. : TİMOR

Batı Hindistan’da eski bir Hindu devleti. : KAÇ

Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki Küre Dağları’nın orta kesiminde yer alan bir dağ. : YARALIGÖZ

Batı Karadeniz bölümünde, Cide’nin güneyinde kireç taşları içinde oluşmuş, iki katlı kolay girilebilen kesimi 150 metre kadar uzunlukta mağara. : ILGAR İNİ

Batı Karadeniz’deki Küre dağlarında bir kanyon.:ŞEHRİBAN

Batı Karadeniz’e özgü,genellikle 12 Martta görülen şiddetli fırtına.:HUSUM

Batı Kenya’da yaşayan ve nilot dili konuşan 300.000 nüfuslu halk. : NANDİLER

Batı mimarlığı ve dekoratif sanatlarında 18.yy da ortaya çıkan stilize deniz kabuğu, çakıl taşı ve sarmal motiflere verilen ad. : ROKAY

Batı müziğinde bir nota çeşidi.:TABLATURA

Batı müziğinin şan tekniğinden yararlanarak geliştirdiği özgün bir üslupla halk türkülerini yorumlamasıyla tanınmış müzik sanatçımız.:RUHİ SU

Batı Nijerya’da yaşayan Yorubalar arasında yaygın dinsel hareket.:ALADURA

Batı Pasifik Adaları ve Avustralya’da yaşayan bir kuş. : BALKUŞU

Batı Samilerin en önemli tanrısı.:BAAL

Batı Samoa’nın başkenti. : APİA

Batı Samoa’nın para birimi.:TALA

Batı toplumunda dördüncü derecede bir soyluluk. :KONT

Batı Toroslar’ın ve dolayısıyla Beydağları’nın en yüksek noktası. : KIZLARSİVRİSİ

Batı ülkelerinde Vikont ile şövalye arasında soyluluk unvanı.: BARON

Batı’da “Geber” adıyla bilinen ve Arap kimya biliminin babası sayılan, VIII. Yüzyılda yaşamış ünlü simyacı. : CABİR

Batı’da “Avicenna” olarak bilinen, ünlü İslam filozofu ve hekimi. : İBNİ SİNA

Batık durumunda alacaklıların,alacaklarının belli bir plana göre almaları için aralarında yaptıkları sözleşme,iflas anlaşması. : KONKORDATO

Batılı tacirlerin,ticaret için geldikleri Osmanlı limanlarında gümrük dışında ödemek zorunda kaldıkları her şey için kullandıkları deyim.:AVANİ

Batma,kaybolma,sönme.:ÜFUL

Batman’ın Hasankeyf ilçesini sular altında bırakacak olan baraj.:ILISU

Batmış olan nesnenin yerini ve durumunu akustik dalgalarla belirleyen sistem.SONAR

Bayağı, sıradan. : ADİ

Bayağılaşma,ayağa düşme.:İPTİZAL

Bayat ekmek, yemek. : KERTİ

Bayındır, mamur. : ABAT

Bayındırlık işleri. : NAFİA

Bayındırlık,mamurluk.:ABADANİ

Bayındırlık.: UMRAN

Bayır.:ŞEV

Baykuşgillerden bir kuş. : PUHU

Baykuşgillerden,Avrupa-Asya ve Kuzey Afrika’da yaşayan bir kuş.:KUKUMAV

Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı.:UÇUN

Bayrak direği.:GÖNDER

Bayrak, sancak anlamında eski sözcük. : RAYET

Bayraklarda ve armalarda sıkça görülen,kanatları açık biçimde betimlenmiş kartal resmi.:ALERYON

Bayraktar.Sancak veya bayrak taşıyan. :ALEMDAR

Bayram.: İD

Bazı bitkilerde tomurcuk , meyve ya da tohum yerinde bulunan ve bitkinin çoğaltılmasına yarayan soğancık. : SOBOL

Bazı canlıların bir takım yiyeceklere , ilaç , koku , toz gibi nesnelere gösterdikleri ters tepkiye verilen ad. : ALERJİ

Bazı yiyecek ve içecekleri kokulandırmakta kullanılan, ince kıyılmış portakal, limon ve ağaçkavunu kabuğu. : ZEST

Bazı Afrika ülkelerinde,hükümdarlık otoritesinin ve meşruluğunun simgesi olan,üzeri işlemeli kumandan sopası.:REKAD

Bazı ağaçlardan elde edilen,parfüm ve ilaçların yapımında kullanılan reçine.:BALSAM

Bazı ağaçların gövde ve dallarından sızan ve romatizma ağrılarına karşı ilaç olarak kullanılan bir tür sakız.:SANDALOS:SANDARAK

Bazı Anadolu evlerinde oda kapılarının üstünde eşya koymaya yarayan ufak oyuk.:BALAMUR

Bazı ateşli silahlarda namlunun ucunda bulunan küçük çıkıntı.: ARPACIK

Bazı aygıtları çalıştırmaya yarayan aygıt. : BUTON

Bazı balıkların iste kurutularak yapılan pastırması.:LİKORİNOZ

Bazı bireyleri yangın çıkarmaya sürükleyen saplantı. : PİROMANİ

Bazı bitkilerde içinde tohumları taşıyan kuru kabuk. : KAPSÜL

Bazı bitkilerde ve yapraklarda görülen tüycük.:VEBER

Bazı bitkilerden çıkarılan ve sadeyağ yerine kullanılan katı yağ.:VEJETALİN

Bazı bitkilerin genellikle süt görünümünde olan öz suyu.:LATEKS

Bazı bitkilerin genellikle süt görünümünde olan özsuyu (kauçuk özsuyu). : LATEKS

Bazı böceklerin katı ve sert üst kanadı. : ELİTRA

Bazı bölgelerde kadınların sokağa çıkarken manto üstüne örtündükleri işlemeli geniş örtü.:MAHRAMA

Bazı canlıların bir takım yiyeceklere,ilaç,koku,toz gibi nesnelere gösterdikleri ters tepkiye verilen ad. : ALERJİ

Bazı cisimlerin gözenekli zarlardan geçebilmesi temeline dayanan bir çözümleme ve arıtma yöntemi.:DİYALİZ

Bazı çiçeklerin içinde bulunan,arıların bal yapmak için emdikleri tatlı sıvı,balözü.:NEKTAR

Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm.:DİŞ

Bazı dervişlerin taşıdıkları sapı uzun,keskisi ayça biçiminde,küçük ve hafif balta. : TEBER

Bazı erguvangillerden çıkarılan ve cila yapmakta kullanılan bir çeşit reçine.:KOPAL

Bazı eşyaya verilmesi gereken boyutları,yan görüşü çizmeye,hazırlamaya yada denetlemeye yarayan örnek.:GABARİ

Bazı giyeceklere sertlik vermek için kullanılan bir tür kumaş. :TARLATAN

Bazı giyim eşyalarında yada döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü ipekten püskül.:SAÇAK

Bazı göz hastalıklarında gözlerde ışığa karsı duyulan hassasiyetten duyulan korku. : FOTOFOBİ

Bazı harfleri kusurlu söyleyen. : PELTEK

Bazı hastalıklarda yüzde,ellerde,ayaklarda görülen iltihapsız şiş.:ÖDEM

Bazı hayvan hastalıklarından duyulan korku. : ZOOFOBİ

Bazı hayvan ve bitki hücrelerinde bulunan iğne biçiminde billur madde. : RAFAT : RAFİT

Bazı hayvanları karanlıkta ışık,çok aydınlıkta karanlık aramaya iteleyen dürtü.:FOTOKİNEZİ

Bazı hayvanların yutmuş olduğu yiyeceği ağzına getirip yeniden çiğnemesi.:GEVİŞ

Bazı işlerde sicim yerine kullanılan,ince ve uzun,esnek deri parçası.: SIRIM

Bazı kağıt oyunlarında üçüncü durumdaki oyuncu söz konusuysa,kendisinden önceki oyuncuda ara kağıt veya kağıtlar bulunduğunu düşünerek büyük kağıt yerine düşük değerde bir kağıt atmak.:EMPAS

Bazı kağıt oyunlarında,ortaya sürülecek parayı ödeyebilmek için her oyuncunun kendi önüne koyduğu toplam para.:KAV

Bazı kağıtların dokusunda bulunan ve ancak aydınlığa tutulunca görülen çizgi,resim ve yazı gibi biçimler.: FİLİGRAN

Bazı kuşların tepelerinde bulunan uzunca tüy,sorguç.:TUĞ

Bazı mallardan devletçe alınan vergiler.:RÜSUMAT

Bazı nesnelerde,canlılarda,gözde vs dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler,hare.:MENEVİŞ

Bazı oltalarda kösteği ağırlaştırmak için kullanılan kurşun parçası.:ZOKA

Bazı oyunlarda,özellikle bazı kumar makinelerinde biriken paranın tamamını veya önemli bir bölümünü kazanmayı sağlayan simgeler birleşimi.:JACKPOT

Bazı rahip ve rahibelerin dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı.:MANASTIR

Bazı spor malzemelerinin yapımında kullanılan alüminyum alaşımlarının genel adı.:ZİKRAL

Bazı telli çalgılarda kullanılan hayvan bağırsağından tel.Çalgı teli. : KİRİŞ

Bazı telli çalgıları tanımlamada kullanılan ortak ad.:ZİTHER

Bazı türleri evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen,bazı türlerinden de dokumalık iplik elde edilen bir tür palmiye.:LATANYA

Bazı ülkelerde damıtık içkilere verilen ad.:ARAKİ

Bazı vakıf kuruluşlarında fakirlerin doyurulması için ayrılan ödenek.: İTAMİYE : ITAMİYE

Bazı yarışlarda, genellikle bir tabanca ateşiyle başlama işaretini vermekle görevli kişi. : STARTER

Bazı yerlerde kundak çocuklarının altına bez yerine konulan toprak.:HÖLLÜK

Bazı yiyecekleri kokulandırmakta kullanılan portakal,limon yada ağaç kavunu kabuğu.:ZEST

Bazı yörelerimizde çulluğa verilen ad.:BAKAÇA

Bazı yörelerimizde küçük kar anlamında kullanılan sözcük. : GİLİRİK

Bebeğin başsız olarak doğmasına tıpta verilen ad. : AKEFALİ

Bebek arabası.:PUSET

Bebeklere iç çamaşırı olarak giydirilen ince pamukludan kısa kollu giysi. : ZIBIN

Bebekleri kaldırdığı söylenen bir cins akbaba. : UŞAKKAPAN

Becerikli, iş bilen. : EVİRGEN

Becerikli, yetenekli ve usta kişi. : EHİL

Becerikli,usta.:MAHİR

Beceriksiz,güçsüz,görgüsüz kimse.:CUDAM

Beddua,lanet.:İLENÇ

Bedendeki fazla kılları ustura ile alma; tıraş etme. : YÜLÜME

Bedenin belden aşağı bölümlerini yıkamakta kullanılan tuvalet aracı.:BİDE

Bedenin leğen kemiğini kapsayan bölümü.:BASEN

Bedenle ilgili olan. :SOMATİK

Bedensel yada ruhsal yorgunluk hali.:ASTENİ

Beethoven’in tek operası.:FİDELİO

Begonyagillerden bir süs bitkisi.:PAŞAÇADIRI

Beğeni. : GUSTO

Beğenilmiş,seçilmiş.:MUHTAZA

Beğenmemek, azımsamak, küçümsemek. : BUNMAK

Beğenmemek,istememek,nefret etmek.:İRDEMEK

Behçet Necatigil’in bir şiir kitabı. : ARADA

Bekçi,gözcü.:NİGAHBAN

Beklenmedik bir zamanda ortaya çıkan büyük tehlike.:BADİRE

Beklenmedik hoş ve şaşırtıcı sözler söyleyen,güldürücü öykü anlatan kimse.: NEKRE

Beklenmedik olay, sürpriz. : ŞAŞIRTI

Bekletilmiş kümes hayvanı etinden yapılan şiş.:YAKİTORİ

Bekleyen,gözleyen,intizar eden.:MÜNTAZIR

Bekleyen,gözleyen.:MUNTAZIR

Bektaşi dervişi.:IŞIK

Bektaşi ve Mevlevi tekkelerinde belli tören kuralları olan sofra. : SOMAT

Bektaşilerin boyunlarına taktıkları bir taş.:SEKİL

Bektaşilikte tarikata yeni girmiş acemi dervişlere verilen ad.:TORLAK

Bel ve kalça arası. : BASEN

Bel, orta, ara, aralık. : MİYAN (MEYAN)

Bel,çapa yada sabanın topraktan kaldırdığı iri parça.:KESEK

Belçika’da yaşayan bir halk.:VALONLAR

Belde taşınan su kabı. : MATARA

Belediye.:URAY

Belgeleme. : TEVSİK

Belgeler,işaretler.:ALAİM

Belgelik.:ARŞİV

Belgesel.: DOKÜMANTER

Belin üstünde,göğüs hizasının altında biten kısa ceket.:BOLERO

Belirgin aralıklarla ilerleyen iki yada daha çok sesin taklidiyle oluşan bütün.:KANON

Belirlenimci.:DETERMİNİST

Belirli bir coğrafi alanda bulunan bitki türlerinin tümü.:FLORA

Belirli bir hizmeti başarabilecek en küçük askeri birlik. : TİM

Belirli bir insan grubunun dışında kimseye bildirilmeyen her türlü bilgi ve öğretiye verilen ad.:EZOTERİK

Belirli bir insan topluluğunun dışında kimseye bildirilmeyen,yalnızca sınırlı dar bir çevreye aktarılan (her türlü bilgi,öğreti),içrek.:BATINİ

Belirli bir malın,işin belirli bir süre yönetilmesi için görevlendirilmiş kimse.:KAYYUM

Belirli bir tonda yazılmış müzik parçasının niteliği.: TONALİTE

Belirli nesneler ya da durumlar karşısında duyulan olağandışı güçlü korku. : FOBİ

Belirli sesler,çalgılar yada topluluklar için yazılmış bir yapıtı başka sesler,çalgılara yada topluluklara aktarma,düzenleme.:ARANJMAN

Belirli sözcüklerden duyulan korku. : LOGOFOBİ

Belirsiz. :MÜPHEM

Belirteç olarak kullanılan eylem soylu sözcük. : ULAÇ

Belirti,ipucu anlamında yerel sözcük.:UCAR

Belirti. : SEMPTOM

Belirtiler.: SENDROM

Belirtke. : AMBLEM

Belirtme,gösterme,açığa vurma.:İZHAR

Belize plakası. : BH

Belleğin güçten düşmesi ya da kaybolması.:AMNEZİ

Bellek yitimi. : AMNEZİ

Belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu. : SİTE

Belli belirsiz hissedilen hafif yel. : ESİNTİ

Belli belirsiz tarih olaylarına ve efsane motiflerine dayanılarak halkın hayal gücüyle meydana gelmiş eser,epope.:DESTAN

Belli bir amacı olmayan, dayanaksız söz. : AFAKİ

Belli bir birim alan içinde yaşayan tüm canlıları, fiziksel çevrelerini ve aralarındaki her türlü ilişkiyi içeren kavram. : EKOSİSTEM

Belli bir bölgede sıkça görülen hastalık.:ANDEMİ

Belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü. : DİREY

Belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü./ Yeryüzünde ekolojik olarak sınırlanabilir bir yaşam mekanında bulunan bütün canlıları ifade eder.(orman faunası,çayır ve deniz faunası gibi). : FAUNA

Belli bir bölgede yetişen bitkilerin tümü. : BİTEY

Belli bir coğrafi bölgedeki yer adlarını,bunların kökenlerini,bölgede konuşulmakta olan dille yada ortadan kalkmış dillerle bağlantılarını inceleyen dilbilim dalı.:TOPONİMİ

Belli bir çıkar grubunun isteklerini siyasi organlara kabul ettirmek için kurulmuş olan topluluk,dalan.:LOBİ

Belli bir desenin yada yazının farklı ölçekte röprodüksiyonu yapmayı sağlayan aygıt.:PANTOGRAF

Belli bir iş kolunda usta,kalfa ve çırakları içine alan dernek.:LONCA

Belli bir işe gücü yetmeyen,aciz.:EKSİN

Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse.:KAYYUM

Belli bir topluluğa özgü olan işaret.:KOKART

Belli bir yerde mezarı olan,doğaüstü gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inanılan ölü.:YATIR

Belli bir yüzde karşılığında,bir sanatçının çalışma programlarını ve anlaşmalarını düzenleyen kimse.:EMPREZARYO

Belli konuda düzenlenen oturum ya da seminer. : SEMPOZYUM

Belli konulara uzun süre odaklanabilme, ayrıntıları algılamada çok başarılı olma, ama insanlarla iletişim kurmakta zorlanma biçiminde kendini gösteren sendrom. : ASPERGER

Belli konulara uzun süre odaklanabilme, ayrıntıları algılamada çok başarılı olma, ama insanlarla iletişim kurmakta zorlanma biçiminde kendini gösteren sendrom. : ASPERGER

Belli olmayacak kadar yavaş akan su.:IĞIL

Belli sayıda noktanın konumunu kesinlikle tespit edebilmek için,bir alanı üçgenlere bölme işi.:NİRENGİ

Belli zaman aralıkları ile çıkan yayın,süreli yayın,periyodik.:MEVKUTE

Belsoğukluğu mikrobu.:GONOKOK

Bencil,egoist.:HODBİN

Bencillik. : EGOİZM

Benekli hayvan.:ÇAPAR

Benim gibi.:BENCİLEYİN

Benin’in eski adı.:DAHOMEY

Bentlerde toplanan suyun künklerle kente getirilerek toplandığı,üstü örtülü bir yapıdan meydana gelen su haznesi.:MAKSİM

Benzemeye çalışma,uyma.:İMTİSAL

Benzen halkalarının birbirine doğrusal olarak bağlandığı çok halkalı aromatik hidrokarbonların genel adı.:ASEN

Benzenden türeyen ve boya sanayinde kullanılan zehirli bir madde.Organik boya cevherine verilen ad. : ANİLİN

Benzer olmayan maddelerden oluşmuş bütün.:AGREGA

Benzer seslerin bir mısrada veya bir cümlede kulağa hoş gelecek bir ahenkte tekrarlanması.:ALİTERASYON

Benzer,eş.:MENEND

Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen. : BAŞAT

Benzeşim,örnekseme. : ANALOJİ

Benzeştirme. : ASİMİLE

Benzetme.:TEŞBİH

Benzeyen,andıran.:MÜMASİL

Beraber asker olanlar. : TERTİP

Berber.:PERUKAR

Bereketli,çoğaltan.:ARTAĞAN

Bergama ilçesinde Allianoi antik kentini sular altında bırakacak olan baraj.:YORTANLI

Bergama’nın eski adı. : PERGAMON

Bering Denizi ile Büyük Okyanus arasında yer alan adalar grubu. : ALEUT

Bering denizinde bir ada.:NUNİVAK

Berkelyumun simgesi : BK

Berrak duru anlamında eski sözcük.:NAB

Berrak ve parlak sarı.:TURNAGÖZÜ

Bertolt Brecht’in bir oyunu.:BAAL

Besbelli,açıkça,meydanda,aşikar.:HÜVEYDA

Besinini bağımsız olarak sağlayan bitki,kendi belsek.:OTOTROF

Besleme kız.:AHRETLİK

Besleme, semirtme işi. Hayvanların besiye çekilip semirtildikleri yer. (Eski dilde: Çokluk, fazlalık):BESİ

Beslenme fobisi.:SİTİYOFOBİ

Besleyip yağlandırmak için enenmiş horoz. : IBLIK

Besteci. : KOMPOZİTÖR

Bestecinin,besteleniş sırasına göre numaralanmış müzik eseri.:OPUS

Bestelenmek için yapılan,konusunu kahramanlık ve dini hikayelerden alan manzume.:KANTAT

Bestelenmiş her tür şiire Batı’da verilen ad. :OD

Beş dalı kapsayan atletizm yarışması. : PENTATLON

Beş dizelik bentlerden oluşan nazım parçası.:TARDİYE

Beş heceli üç dizeden oluşan Japon şiir türü. : HAİKU

Beş kilometrelik bir uzaklık ölçüsü.:FERSAH

Beş parçası olan,beşli.:MUHAMMES

Beş yaşından büyük veya damızlık dışı bırakılmış dişi koyun.:MARYA

Beşparmak da denilen ve üzerine dikili çizgiler bulunan pamuklu bir kumaş.:ELİFİ

Beşparmak” da denilen bir kumaş türü. : ALACA

Beton delme kalemi. Betona delik açmakta kullanılan sivri uçlu, çelikten yapılmış bir alet.:MURÇ

Beton bloklarla ya da küçük moloz taşlarla yapılan temel.:TAŞDÖŞEK

Beton kırma makinesi. : BETONİYER

Betonarme inşaatlarda ana demirleri birleştirmeye yarayan ve böylece beton katmanlarının birbiri üzerinde kaymasını önleyen metal armatür. : ETRİYE

Betonarme inşaatlarda ana demirleri birleştirmeye yarayan ve böylece beton katmanlarının birbirleri üzerinde kaymasını önleyen metal armatür.:ETRİYE

Betonun ham maddelerinden olan kum ve çakıl.:AGREGA

Bey” denilen bir dişi arıyla kovandan çıkan arı topluluğu. : OĞUL

Beyaz bir element. : VANADYUM

Beyaz Bisiklet, Bir Kırık Bebek, Dünden Sonra Yarından Önce gibi filmleriyle tanınmış kadın sinema yönetmenimiz. : NİSAN AKMAN

Beyaz iş işlemekte kullanılan beyaz ve parlak iplik.:SİRESATEN

Beyaz iş işlemekte kullanılan bir çeşit parlak pamuk ipliği.: PAMUKAKİ

Beyaz kabuğu ve beyaz kerestesi marangozlukta kullanılan bir ağaç.:HUŞ

Beyaz mermerde bulunan sert kısım. : EMERİL

Beyaz patiskadan dikilen yada yünden örülen takke.:TERLİK

Beyaz porselen kaplama.:JAKET

Beyaz Rusya’da bir ırmak. : BEREZİNA

Beyaz Rusya’nın başkenti.: MİNSK

Beyaz ve kaliteli bir tiftik türü.:FİLİK

Beyaz ya da pembe renkli çiçekler açan zehirli bir ağaççık.:ZAKKUM

Beyaz yada mor renkte çiçekler açan, meyveleri dikenli bir bitki. : TATULA

Beyaz,sarı renkte soğanlı bir süs bitkisi. : NERGİS

Beyaz,yeşil,mavimsi gri renkte billurlaşmış bir tür kalsiyum karbonat.:ARAGONİT

Beyaza yakın gümüş renginde bir deniz balığı.:ATERİNA

Beyazlama, ağarma anlamında eski sözcük. : İBYİZAZ

Beygir gücü. : HP (HORSE POWER)

Beygir haşasını tutan küçük kolan. : TAPKUR

Beyin yangısı. : ANSEFALİT

Beyin elektrosu. : EEG

Beyin kanaması.:APOPLEKSİ

Beyin yarımkürelerinin derinliğinde,üçüncü karıncığın alt tarafında bulunan sinirsel bozmadde oluşumu.:TALAMUS

Beyin. : DİMAĞ

Beyinde üçüncü karıncığın iki yanında yer alan ve beynin öbür bölümleriyle ilişkili çekirdeklerden oluşan boz madde kitlesi. : TAPAMOL

Beyit. : EV

Beynin alt bölümünde bulunan,salgısını kana vererek fizyolojik olaylarda önemli rol oynayan sinirsel organ.:HİPOFİZ

Beyoğlu’nun eski adı.:PERA

Beyşehir gölü kıyısında,Anadolu Selçukluları döneminden kalma ünlü saray.:KUBADABAD

Beyşehir gölünde bir ada.:MADA

Bez torba.:CAĞ

Bez dokuma tezgahı. : ALAT

Bez dokuyan veya satan kimse.:BEZZAZ

Bez parçalarından dokunan basit kilim, yaygı. : PALA

Bez tezgahında ipliği ayarlayan tarak. : GÜCÜ

Bez,beze.:GUDDE

Bez,tahta,kağıt gibi maddeler üzerine yapılmış yağlı boya,sulu boya,pastel boya veya kara kalem resim.:TABLO

Bezden biçilmiş elbise.:KESİ

Bezekçi. Yapıların duvar ve tavanlarına süslemeler yapan usta. : NAKKAŞ

Bezekçilikte kullanılan yeşil ve pembe dalgalı bir sedef.:ARUSEK

Bezekçilikte kullanılan, çok parlak, yeşil ve pembe dalgalı bir çeşit sedefe verilen ad. : ARUSEK

Bezeme, süsleme. : TEZYİN

Bezginlik,umutsuzluk,usanç.:FÜTUR

Bezik,tavla gibi oyunlarda ortaya konan parayı iki misline çıkarma.:VİDO

Bezikte,bir taraf bin beş yüz sayıyı tamamlayamadan ötekinin üç bin sayı yaparak oyunu bitirmesi.:RUBİKON

Bıçak bilemeye yarayan çubuk biçiminde çelik araç. : MASAT

Bıçak,kılıç gibi kesici aletlerin kabzanın içinde kalan bölümü.:PIRAZVANA

Bıçkın Rum delikanlısı.: PALİKARYA

Bıkma,usanma.:GINA

Bıldırcın sökünü. : CURNATA

Bıldırcına benzer bir kuş.:TURAÇ

Bızbız’da denilen ve davula sol elle vurulan ince değnek.:ZİBZİBİ

Biber salçası,kızarmış ekmek,dövülmüş ceviz,tahin ve nar ekşisiyle hazırlanan bir tür meze.(Antalya yöresi).:MUHAMMARA

Biberiye, dişbudak. : HASALBAN

Biçilmiş ama demet yapılmamış ot yada ekin yığını.:PULUR

Biçim değişimi,dönüşüm.:TRANSFORMASYON

Biçim güzelliği ve yalınlığın egemen olduğu koşmalarıyla tanınmış XIX. yüzyıl halk ozanı::RUHSATİ

Biçimi bozulmuş.:DEFORME

Biçimlendirme eylemi.:MODLAJ

Biçimler,şekiller,kılık.: EŞKAL

Biçimsel” anlamında eski bir sözcük. : SURİ

Biçimsiz. : AMORF

Bilanço.:DENGELEM

Bilardo oyununda isteka ile vurulan bilyelerin öbürlerine dokunması.:KARAMBOL

Bilardo oyununda kullanılan değnek. : İSTEKA

Bilardoda , oyunculardan birinin topunun öteki toplardan birine değdikten sonra geri dönmesini sağlayacak şekilde yapılan vuruş. : KLEPS

Bildiri özeti.:EKSPOZE

Bildiri.:TEBLİĞ

Bileği çarkı.:KÜSTERE

Bilek hizasında kalan kısa çorap.:ŞOSET

Bilekleri dar,beli bol,büzgülü kadın şalvarı.:ÇİNTİYAN

Bilenmiş kesici bir aracın yüzünde kalan ve bileği taşıyla giderilen metal çapağı, kıl ağı.:ZAĞ

Bileşik. : MÜREKKEP

Bileşikgillerden şekeri çok bir tür yer elması. : BADAT

Bileşikgillerden,kökleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki.: TEKESAKALI

Bileşim, bileştirme. : TERKİP

Bileşiminde % 80-83 bakır,% 17-20 çinko bulunan,mücevhercilikte genellikle şerit ya da tel biçiminde bulunan pirinç.:TOMBAK

Bileşke.:MUHASSALA

Bileyici.:ZAĞCI

Bilgece olan.:HİKMETLİ

Bilgi ve güç elde etmek karşılığında ruhunu şeytana satan ve birçok sanat yapıtına konu olan efsanevi kişi. : FAUST

Bilgi edinme, öğrenme. : ITTILA

Bilgi ve düşüncesi alınmak üzere kendisine danışılan kimse,bilgili.:DANİŞMENT

Bilgi,ilim,irfan.:DANİŞ

Bilgi,malumat.: TİLİ

Bilgicilik.: SOFİZM

Bilgicilik.:SOFİZM

Bilgiçlik taslayan. : BİLEGEN: MALUMATFURUŞ

Bilgide temel olarak düşünceyi alan ve varlığı insan düşüncesinin kurduğunu kabul eden öğretilerin genel adı. : İDEALİZM

Bilgileri gösteren simgeler dizesi.:KOD

Bilgili, haberli, uyanık. : AGAH

Bilginin saklanması ve üretilmesini konu alan akademik ve mesleki disiplini. : BİLİŞİM

Bilginin temelini,bilim alanında uygulanan yöntemleri,sınır ve güvenilirlik bakımından inceleyip araştıran felsefe dalı.:EPİSTOMOLOJİ

Bilginler : ARİFAN.

Bilginler,yazarlar,sanatçılar kurulu.:AKADEMİ

Bilgisayar kullanımında çözüme erişmek için işlenebilir duruma getirilmiş bilgi ortamı.:VERİTABANI

Bilgisayar ağı.:NETWORK

Bilgisayar bağlantılı metin dili,üst metin dili.Web (örün) sayfalarının kolaylıkla yaratılmasına elveren programlama dili.:HTML (Hyper Text Markup Language)

Bilgisayarda bir depolama ortamı olarak yararlanılan , belli sığası olan,plastik manyetik araçlara verilen ad. : DİSKET

Bilgisayarda abonelik,hesap.:ACCOUNT

Bilgisayarda araç çubuğu.:TOOLBAR

Bilgisayarda donanım.Bilgisayarın fiziksel öğeleri.:HARDWARE

Bilgisayarda duvar kağıdı.Kullanıcı tarafından seçilen ve ekranın zeminini süsleyen desen.:WALLPAPER

Bilgisayarda elektronik posta.:E-MAİL

Bilgisayarda erişilebilir bellek.: RAM

Bilgisayarda güvenlik duvarı.:FİREWALL

Bilgisayarda ikili sayı sisteminde her bir basamak.(1.024 bit:1KB”kilobyte” – 1.000 KB:1 MB “megabyte”– 1.000 MB:1GB “gigabit”– 1.000 CG:1TB “terabyte”:BİT

Bilgisayarda indirmek,karşıdan yüklemek.:DOWNLOAD

Bilgisayarda internet üzerinde bilgi kaynaklarını aramaya elveren ve bağlantılı metin ve ortamların olanaklarını kullanan yazılım.:BROWSER

Bilgisayarda internet üzerinde müzik dağıtımı için kullanılan bir ses kodlama ve sıkıştırma yöntemi.:MP3

Bilgisayarda istenilmeden gönderilen ticari duyum içerikli e-posta.:SPAM

Bilgisayarda klavye gevezeliği,internet sohbeti.:CHAT

Bilgisayarda sunucu.Bilgi işlem düzeninde istekleri yerine getirmekle yükümlü bilgisayar.:SERVER

Bilgisayarda veri tabanı.:DATABASE

Bilgisayarda veri.:DATA

Bilgisayarda yazılım.Bilgisayarda program,kural ve belgelerin tümü.:SOFTWARE

Bilgisayarın çevrim dışı,bağlantısız çalışması.:OFFLİNE

Bilgisayarın çevrim içi,bağlı çalışması.:ONLİNE

Bilgisini,başkalarını sıkacak şekilde gösterişli sunan kişiler için kullanılan sözcük.:PEDANTİK

Bilim doktorlarının ve Kardinallerin giydikleri dört köşe külah yada başlık. : BARATA

Bilim kurumlarının çalışmaları ile ilgili yazı ve haberlerin yayınlandığı dergi.:BELLETEN

Bilim yada sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse.:ÜSTAT

Bilim,fen konularıyla siyasal,ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı ve yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı. : MAKALE

Bilimde bir düzenli görüşü oluşturan,ilke ve dogmaların bütünü,meslek,doktrin.:ÖĞRETİ

Bilimler,ilimler.:ULUM

Bilimsel amaçlarla böcek inceleme,saklama ve koruma yeri. : İNSEKTARYUM

Bilimsel amaçlarla böcek inceleme, saklama, koruma yeri. :İNSEKTARYUM

Bilimsel bir sorunu incelemek yada siyasi, ekonomik, diplomatik sorunları tartışmak için yapılan akademik toplantı. :KOLOKYUM

Bilinç, şuur.: ES

Bilinemezcilik. : AGNOSTİSİZM .:LAEDRİYE

Bilinen, adı geçen, sözü geçen.:MAHUT

Bilip bilmeden her konuya atlayan kimseye argoda verilen ad. : SAZAN

Bilirkişi.:EHLİHİBRE

Billur.:KRİSTAL

Billura benzeyen, billuru andıran, billursu. :KRİSTALOİT. :KRİSTOLİT

Billurları idrarda bulunabilen ve idrar yollarında taş yapan madde.:OKSALAT

Billurlaşmış doğal kalsiyum karbonat.:KALSİT

Billurlaşmış kireç taşı.:MERMER

Bilmece şeklinde düzenlediği muammalarıyla ve Bektaşi inançlarını dile getiren şiirleriyle tanınmış XIX. yüzyıl halk ozanı. : MİRATİ

Bilmez gibi görünme,görmezlikten gelme.:TECAHÜL

Bilmiyorum anlamında kime ait olduğu bilinmeyen şiirlerin altına yazılan bir sözcük.:LAEDRİ

Bilye,zıpzıp.:ENEK

Bilyeli tekerlekler ve küçük bir sandıktan oluşan basit taşıma aracı. : TORNET

Bilyeli yatak.:RULMAN

Bin beş yüz yıl öncesine dayanan Japon güreşi. : SUMO

Bin dokuz yüz altmış’larda Brezilya’dan tüm dünyaya yayılan bir dans ve müzik. : BOSSANOVA

Bin dokuz yüz altmış’larda New York’ta ortaya çıkan ve biçimindeki aşırı sadelikle ayırt edilen sanat akımına verilen ad. : MİNİMAL

Bin dokuz yüz altmışlı yıllarda doğan ve daha sonra reggae’ye dönüşen Jamaika müziği.:SKA

Bin dokuz yüz dört – bin dokuz yüz doksan üç yılları arasında yaşayan ve Türkiye’de modern resmin ilk temsilcilerinden biri sayılan ünlü ressamımız. : ALİ AVNİ ÇELEBİ

Bin dokuz yüz kırk dört yılında doğmuş,genellikle kösele ile ürettiği soyut anlayıştaki yapıtlarıyla tanınmış heykelcimiz.:KORAY ARİŞ

Bin dokuz yüz kırkların ikinci yarısında caz müziğinin iki karşıt kampa bölünmesine neden olan ilk modern caz akımı.:BEBOP

Bin dokuz yüz on dört’te İnas (Kız) Sanayii Nefise Mektebi’ni kuran ve okulu n müdürlüğünü yapan, ilk kadın ressamımız. : MİHRİ MÜŞFİK HANIM

Bin dokuz yüz on dört’te İstanbul (Beyoğlu)’ da açılan sinema salonu. : MAJİK

Bin dokuz yüz on iki yılında batan transatlantik. : TİTANİK

Bin dokuz yüz on üç- bin dokuz yüz doksan yılları arsında yaşayan ve göz alıcı renklerin egemen olduğu yapıtlarıyla tanınan ressamımız. : AGOP ARAD

Bin dokuz yüz otuz altı’da doğan ve daha çok duvar resimleriyle tanınan ressamımız. : EROL ETİ

Bin dokuz yüz otuz sekizde doğmuş,özellikle ince bir işçiliğin egemen olduğu çanaklarıyla tanınmış kadın seramik sanatçımız.:ALEV EBÜZZİYA

Bin dokuz yüz otuzda kurulan aşırı milliyetçi gizli Hırvat örgütü.:USTAŞA

Bin dokuz yüz üç- bin dokuz yüz otuz sekiz yılları arasında yaşayan ilk kadın ressamımız.:HALEASAF

Bin dokuz yüz yirmi bir’ de Türkiye’ye sığınarak İstanbul Belediye Konservatuarı’nda bale bölümünü kurmuş ve birçok öğrenci yetiştirmiş, bu çalışmalarıyla yurdumuzda balenin öncüleri arasında yer almış Rus asıllı Türk kadın koreograf. : LİDİA KRASSA ARZUMANOVA

Bin metrekarelik bir alan ölçüsü birimi.:DÖNÜM

Bin sekiz yüz seksen dokuz-bin dokuz yüz yirmi yedi yılları arasında yaşamış, simgesi özellikler taşıyan yapıtlarıyla tanınmış bir ressamımız. : AVNİ LİFİJ

Bin sekiz yüz yetmiş dokuzda ortaya atılmış yapay bir dil.:VOLAPÜK

Bina girişlerinde elektrik şebeke hattını sigorta sistemi ile düzenleyen kutu.:KOFRA

Binaların önlerinde üstü örtülü önü açık yer. : REVAK

Binanın bir bölümünü tutmaya yarayan köşe kubbesi.:TROMP

Bineğe yada yük taşımaya alıştırılmamış at veya eşek sürüsü.:HERGELE

Bingöl ilinde bir kaplıca.:KÖS

Bingöl yöresine özgü bulgur köftesi.:MÜSEBBİYE

Bingöl’ün Solhan ilçesinde,içinde yüzen iki adacığı da bulunan bir göl.:TURNALAR

Binicilik,bisiklet,atletizm gibi yarışların yapıldığı özel yol.:PARKUR

Biniciyi sarsmayan at yürüyüşlerinden biri.:YORGA

Binlerce kişinin imha edildiği, Almanya’daki ilk Nazi toplama kampı. : DACHAU

Bir başlangıç melodisinin belirli bir zaman aralığında tekrar edilmesine dayanan müzik biçimi. : KANON

Bir çeşit uzun rende. : KUSTERE

Bir tiyatro oyununda oyuncuların bir defada söylediği parça. : TİRAT

Bir adayı anakaraya bağlayan kıyı dili yada kıyı oku.:TOMBOLO

Bir adın yada sözcüğün baş harfi.:İNİSİYAL

Bir Afrika ülkesinin başkenti.:NUAKŞOT

Bir ağ atılışında çıkarılan balık miktarı.:FOROZ

Bir ağ türü.:APOŞİ

Bir ağaç türü.:AKAĞAÇ

Bir akarsu yatağının az eğimli vadi tabanlarında ve ova düzlüklerinde çizdiği “S” harfine benzer kıvrım.:MENDERES

Bir akarsu yatağının en derin yerlerini birleştiren çizgiye verilen ad.:TALVEG

Bir akarsuyun kalkerli bir alanda oyarak oluşturduğu derin,darboğaz.:KANYON

Bir akarsuyun yatağı üzerinde oluşturulan yapay set. : BARAJ

Bir akışkanın çekim ve sürtünme kuvvetleri nedeniyle akma eğilimine karşı gösterdiği iç direnç.:VİSKOZİTE

Bir akort oluşturan seslerin birbiri arkasından çalınması.:ARPEJ

Bir akvaryum balığı.:LEBİSTES

Bir akvaryum balığı.:TETRA

Bir alanla ilgili olarak oluşturulan danışma kurulu.:ŞURA

Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı.:ADAPTÖR

Bir aletin yada aracın hareketli parçası.:ŞARYO

Bir Alman denizaltısı tarafından batırılan ve 1915’te ABD’nin 1.Dünya Savaşına girmesine neden olan İngiliz yolcu gemisi. : LUSİTANİA

Bir amaca ulaşmak için tutulan yol ve yöntem. : PROSEDÜR

Bir anason türü.(Çorba,sebze ve balık yemeklerinde kullanılır).:PİMPİNEL

Bir anayasa yapmak veya bir anayasayı değiştirmek için toplanan olağanüstü ve geçici meclis.:KONVANSİYON

Bir anlam bildirmeyen , anlama bir şey katmayan ama kulağa hoş gelen söz ve anlatımı ifade eder. :TUMTURAKLI

Bir anlatımda verilmek istenen öz. : İÇERİK

Bir anlatının vurgulandığı temel düşünce. : İLETİ

Bir anlatıyı,bir söylevi bitiren özlü deyiş.:EPİFONEMA

Bir araştırmada bütünü anlamak için bütünden seçilen,araştırma tekniklerinin uygulanacağı grup.:ÖRNEKLEM

Bir arazinin bölünmesi,parsellere ayrılması.:İFRAZ

Bir arazinin çeşitli noktaları arasındaki yükselti farkını ölçmeye yarayan alet,düzeç.:NİVO

Bir arazinin,bir karayolunun yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü.:RAMPA

Bir arazinin,bir karayolunun,bir demiryolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü.:RAMPA

Bir araziyi düzleme işi.:NİVELMAN

Bir aruz vezni. : REMEL

Bir asitle birleşince bir tuz oluşturan madde.:BAZ

Bir Asya ülkesinin başkenti. : SANA - SEUL

Bir at arabası türü.:LANDON

Bir at rengi.:DORU

Bir atada varken,bir çok kuşaktan beri yitmiş olan niteliklerin bir yavruda birden ortaya çıkması.:ATAVİK

Bir atardamarın bir noktasında oluşan ur biçiminde gevşeme şişkinliği.:ANEVRİZMA

Bir atıcılık sporu aleti.:BALTRAP

Bir atımlık barut.: KESİ

Bir atom ya da molekülden ötekine bir ya da daha çok elektronun geçişi olayı.:REDONS: REDOKS

Bir atom altı parçacığın yada çekirdeğin açısal momentumu.:SPİN

Bir atom veya molekülden ötekine bir veya daha çok elektronun geçişi olayı.:REDOKS

Bir av köpeği cinsi. : ZAĞAR : SETER : GRİFON.:EPANYÖL.:TERİYE

Bir av kuşu. : ÜVEYİK: MEKE

Bir avuç dolusu. : APAZ

Bir ayakkabıya ağaç veya metal çivi çakmak için delik açmaya yarayan ayakkabıcı aleti.:KAÇABURUK

Bir ayakla üzerine binilip,öbür ayakla yeri teperek yol alınan bir çocuk oyuncağı. :TROTİNET

Bir bağırsak asalağı,şerit.:TENYA

Bir baharat karışımı.:KÖRİ

Bir baharat türü.:KİŞNİŞ

Bir baharat türü.:ZENCEFİL

Bir bakteri türü.:BASİL

Bir baleyi oluşturan adım,figür ve anlatımların bütünü.:KOREOGRAFİ

Bir balık türü. : İSKORPİT: RİNA : ZARGANA : AKYA.:LAPİNA

Bir balık türü. : AKINKAYASI : AKKEFAL: CAMGÖZ. :DUBAR

Bir balık türü. : HOROZBİNA: ISKARMOZ. :DUBAR: AKLEVREK

Bir balık türü.:DİPLARYA :EĞREZ :FRİSA. :DAĞ ALASI. :İŞKİNE

Bir bamya yemeği türü.:ASİDE

Bir bankanın sattığı menkul değerleri geri satın alma taahhüdüne verilen ad. : REPO

Bir baş rahip yada bir baş rahibe tarafından yönetilen manastır.:ABEYİ

Bir başlık türü.:BÖRK

Bir batarya topun birden ateş etmesi.:SAPARTA

Bir Batıni tarikat olan Nusayriliğin kutsal simgesi (Ali,Muhammet ve Selman El-Farisi’nin ilk harflerinden oluşur).:AMS

Bir Bektaşi tarikatının adı.:NAZENİN

Bir berat,lisans hakkı veya ticari marka sahibinin bunu devrettiği firmalardan aldığı maddi karşılık.:REDEVANS

Bir bestede kullanılabilecek aynı türden sesler kümesi.:SKALA.:ISKALA

Bir beze sarılarak düğümlenmiş küçük bohça.:ÇIKIN

Bir bezik oyunu terimi. : VİDO

Bir bilgisayar sisteminde merkezi işlem birimine bağlı olarak etkileşimli iletişimde bulunan birimler bütünü. : ONLAYN: (ONLİNE)

Bir bilgisayara ne yapması gerektiğini bildiren komutlar.:YAZILIM

Bir bilgisayarda mantık ve aritmetik işlemlerin sonuçlarını kaydetmeye yarayan merkezi birim kütüğü. : BİRİKEÇ

Bir bilgiyi temsil eden semboller sistemi.:KOD:KOT

Bir bilim alanında , incelenecek problemlerin ve bunların inceleme tekniklerinin seçimi.:PARADİGMA

Bir bilim veya sanata özgü kelime,deyim,terim.:ISTILAH

Bir bilim,sanat,meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime. :TERİM

Bir binadaki toplantı veya gösterinin yapıldığı yer,/ Tiyatroda dinlenme yeri. : FUAYE

Bir binanın yöre imar dairesinin öngördüğü azami yüksekliği.:GABARİ

Bir binek arabası türü.:KALEŞ

Bir birim sistemindeki ölçüsü tek bir sayı olan büyüklük. : SKALER

Bir birliğe verilen ve ağızdan ağza bütün askerlere yayılan emir. :PASAPAROLA

Bir birliğin,ortaklığın yada alacaklılar grubunun haklarını korumakla görevli kimse. : SENDİK

Bir bitki türü.:ALFA

Bir borca karşılık,hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmi ödeme.:AKONT

Bir borunun ağzına biçim vermek , genişletmek ya da pürüzlerini almakta kullanılan aygıt.:RAYBA

Bir boya türü ve bu boyayla yapılmış olan resim.:GUVAŞ

Bir böbrek üstü hormonu. : KORTİZON

Bir böceğin kelebek olmadan önce geçirdiği başkalaşma hali.:KRİZALİT

Bir bölgede yetişen bitkilerin hepsi, bitki örtüsü.: FLORA : BİTEY

Bir bölgede yetişen hayvanların tümü.:FAUNA

Bir bölgedeki yer altı ve yerüstü sularının durumunu inceleyen bilim.:HİDROGRAFİ

Bir buçuk dirhem değerinde eski bir ağırlık ölçüsü birimi. : MİSKAL

Bir buharlı lokomotifin hemen arkasına yerleştirilen ve lokomotifin beslenmesi için gerekli yakıt ve suyu taşıyan araç. : TENDER

Bir buluşun ve kullanım hakkının kime ait olduğunu gösteren belge. : BERAT

Bir buzulun parçalanmasıyla oluşan buz kütlesi.:SERAK

Bir bütünü oluşturan parçalardan her biri. Et, ekmek, peynir vb lokması, dilimi. Dilim, lokma.:TİKE

Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri. : CÜZ

Bir bütünü oluşturan.:ENTEGRE

Bir bütünün yapısı ve özelliği.:DOKU

Bir büyük yetke (güç) sahibini perde arkasından yöneten kimse. : KAMARİLLA

Bir büyükelçinin temsilci olarak bulunduğu ülke dışına çıkması durumunda veya o ülkeye gelmesinden önce ona vekalet eden diplomat.:MASLAHATGÜZAR

Bir canlıdaki genlerin tümü. : GENOM

Bir caz üslubu (1940’larda ortaya çıktı).:BOP

Bir cila türü.:POLYESTER

Bir cila.:SAYKAL

Bir cins antibiyotik.:KANAMİSİN

Bir cins av köpeği.: ZAĞAR

Bir cins bamya. : OKRA

Bir cins baykuş. : YAPALAK

Bir cins börülce. : MAŞ

Bir cins büyük ve zehirli örümcek. : KUNTA

Bir cins çıralı tahta.:ÇİĞDENE

Bir cins doğan. : ZAĞANOS

Bir cins döşemelik kumaş. : ÇATMA

Bir cins fasulye.:ANAPA

Bir cins güvercin. : PAL

Bir cins ince, şık dokunmuş patiska. : NANSUK

Bir cins iri yengeç.:PAVURYA

Bir cins karides.:TEKE

Bir cins kertenkele.:AGAMA

Bir cins kertenkele.:GEKO

Bir cins kokulu sandal ağacı. Bir cins mısır.:KALEMBEK

Bir cins koyun. : DALABA

Bir cins küçük taneli muşmula.:EZGİL

Bir cins mantar.:AMANİTA

Bir cins mimoza:. AMBERAĞACI

Bir cins orkide. : ADA

Bir cins pamuklu kumaş. : KALİKO

Bir cins papağan. : LORİ

Bir cins parlak kumaş. : KARAMANDOLA

Bir cins pasta.:EKLER

Bir cins portakal. : NAVEL

Bir cins reçine kullanılarak cilalanmış mobilyalar için kullanılan sözcük. : LAKE

Bir cins reçine. : LAKA

Bir cins serçe. : LOKRA

Bir cins sülün. : TURAÇ

Bir cins tafta.:LUİZİN

Bir cins taze fasulye.:ANAPA

Bir cins termometre.:REOMÜR

Bir cins tüylü av köpeği. : BARAK

Bir cins yaban kedisi.:GAPAR

Bir cins, sazana benzer tatlı su balığı. : KARAKEÇİ

Bir cins, yumuşak ve ince gömleklik bez. : PENBEZAR

Bir cismin bir yanını kaldıraçla yükseltme işi.:BASARNA

Bir cismin hareketinin ölçülmesinde temel alınan nicelik. : MOMENTUM

Bir cismin ışığını yansıtma gücü.:ALBEDO

Bir cismin titreşiminden çıkan ses.:TINI

Bir çağrıyı yerine getirme.:İCABET

Bir çakıl taşı türü.:BREŞ

Bir çalgının teknik özelliklerini ön plana çıkartmak amacıyla yazılmış, orkestra eşliğinde seslendirilen, sonat formundaki müzik eseri. :KONÇERTO

Bir çalgıyı doğru ses vermesi için ayarlama.:AKORT

Bir çalışmaya yardım sağlamak için,genellikle açık havada yapılan eğlentili toplantı.:KERMES

Bir çekim aygıtına takılan ve görüntüleri sınırlamaya,kimi zamanda ayarlamaya yarayan düzenek. :VİZÖR

Bir çeşit acı bira. : BİTTER

Bir çeşit açılır kapanır perde. : STOR

Bir çeşit balık ağı. : IRIP

Bir çeşit beyaz buğday.:AKSARKAN

Bir çeşit börülce. : MAŞ

Bir çeşit büyük ve zehirli örümcek.:KUNDA

Bir çeşit çevirme ağı.:BARABAT

Bir çeşit çörek. : KETE

Bir çeşit eğri testere.:MUŞER

Bir çeşit ekşi üzüm.:ACIKARA

Bir çeşit erkek şalvarı.:ÇAKŞIR

Bir çeşit gemici düğümü.:ALABORİNA

Bir çeşit hamur yemeği.:PİRUHİ

Bir çeşit ince, çoğu kez çiçekli pamuklu kumaş. : MARKİZET

Bir çeşit ipek kumaş.:KEMHA

Bir çeşit iskambil oyunu. : BLUM

Bir çeşit İtalyan peyniri. : PARMİCAN

Bir çeşit kekik. : ZAHTER

Bir çeşit kısa ney.: NISFİYE

Bir çeşit koyun. : DALABA

Bir çeşit küçük atmaca.:CURA

Bir çeşit küçük sinek. :MUCUK

Bir çeşit Leh dansı veya bu dansın müziği.:MAZURKA

Bir çeşit pamuk ipliği.:FİLDEKOZ

Bir çeşit pamuklu kumaş. : HASA

Bir çeşit papağan.:LORİ

Bir çeşit parlak ipekli kumaş. : SİRESATEN

Bir çeşit pelte.: PALUZE

Bir çeşit sertçe,ince yünlü kumaş.:SOF

Bir çeşit telli bürümcük. : ŞİP

Bir çeşit testere. : MUŞER

Bir çeşit top mermisi. : HUMBARA

Bir çeşit uzun rende. : KÜSTERE

Bir çeşit üzüm.:DİMYAT

Bir çeşit Venedik altın akçesine verilen ad. : DUKA

Bir çeşit yanardağ kütlesi : BAZALT

Bir çeşit yassı ekmek.:DAYAMA

Bir çeşit yumurtalı ve hafif hamur tatlısı. : MAFİŞ:MAMİŞ

Bir çeşit yüksekçe komodin.:TIRNAK

Bir çiçek adı.:FULYA

Bir çiçek tepeciğinin başka bir çiçek tozu ile tozlanması.:ALOGAMİ

Bir çiçek. : PAŞAÇADIRI : KALA

Bir çift at tarafından çekilen,üstü kapalı,yaylı ve dört tekerlekli binek arabası.:KAROÇA:KARUÇA

Bir çifte kürekli küçük patalya. : DİNGİ

Bir çocuk oyunu. : KUKA – SEKSEK - UZUNEŞEK

Bir çok Avrupa ordusunda mızraklı süvarilere verilen ad.:UHLAN

Bir çok bedensel özelliğiyle file benzeyen,tavşan iriliğinde memeli bir hayvan.:DAMAN

Bir çok bitkisel maddede bulunan,deri tabaklamada,hekimlikte kullanılan,tadı buruk madde.:TANEN

Bir çok bitkiyle özel bir koku verilmiş,tatlı,bir tür şarap.:VERMUT

Bir çok Ermeni baş patrik ve patriğin adı.: NERSES

Bir çok ipin örülmesiyle oluşturulan,balıkçılıkta kullanılan halat. :YOMA

Bir çok kez,çok defa.:KERRAT

Bir çok kıtadan oluşan şarkı gibi söylenmek üzere yazılmış duygusal şiir,şarkı. : LİED

Bir çok kişi tarafından el ele tutuşarak oynanan bir halk oyunu.: HORA

Bir çok kişinin yaptığı işlerde gayret vermek için kullanılan ünlem.:YİSA

Bir çok konuda bilgisi olan kimse.:KIRKAMBAR

Bir çok kuşağı kapsayan ve bir romanda,filmde yada televizyon dizisinde anlatılan bir tür aile destanı.:SAGA

Bir çok organik maddeyi eritmekte kullanılan uçucu,kolayca alev alır,eter kokusunda bir sıvı.:ASETON

Bir çok ortaklığın hisse senetlerini elinde bulundurarak onları denetimi altında tutan sermaye yatırım ortaklığı,ana ortaklık.:HOLDİNG

Bir çok ülkede kuruntu,stres ve uykusuzluk ilacı olarak kullanılan bir cins karabiber.:KAVA

Bir çömleğin içine konmuş manileri çekerek ve yorumlayarak bakılan bir fal.:MANTIVAR

Bir çözeltinin elektrolizi sırasında katotta toplanan iyon.:KATYON:ARTIN

Bir çuha türü.:BARAK

Bir çuval türü.:TELİS

Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri.:AKLAN

Bir dairede yarıçap uzunluğundaki yay parçasını gören merkez açıya eşit açı ölçme birimi.:RADYAN

Bir dairenin düzleminde bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir doğru çevresinde dönmesiyle oluşan cisim.:TOR

Bir dalda dördü beşi bir arada bulunan meyve kümesi.: ÇATANAK : ÇOTANAK

Bir dalganın genlik,evre ve sıklığının bir yasaya göre zaman içinde farklılaşması.:MODÜLASYON

Bir damla gözyaşı.:DEMA

Bir dans türü.:EKAR

Bir dansı veya oyunu oluşturan ölçülü adımlarla beliren zincirleme hareketlerden her biri.:FİGÜR

Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi belge.:İLAM

Bir deney hayvanı,hint domuzu.:KOBAY

Bir deniz aracının yanaşmış olduğu yerden açılması.:AVARA

Bir deniz böceği türü.:PAVURYA

Bir deniz teknesinin başka bir tekneye veya iskeleye yanını vererek yanaşması.:ABORDA

Bir deniz yolculuğunda geminin veya yükünün gördüğü zarar.:AVARYA

Bir derebeyin himayesine girip kendini onun hizmetine adayan kimse.:VASAL

Bir derebeyinin hizmetindeki savaşçı.:SAMURAY

Bir deste (52’lik) kağıtla oynanan bir iskambil oyunu.:KİNG

Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı.:MEMORANDUM

Bir devletin topraklarıyla çevrilmiş başka bir devlete ait arazi.:ANKLAV

Bir devletin yada bir şirketin yönetimini birlikte yürüten üç kişilik topluluk. : TROYKA

Bir devredeki elektrik akımını açıp kapama veya değiştirme işini yapan araç.:ŞALTER

Bir dik üçgende hipotenüsün karesinin, dik kenarların kareleri toplamına eşit olduğunu kanıtlayan teorem.:EŞEK DAVASI

Bir dik üçgende,dik açının karşısında bulunan kenar.:HİPOTENÜS

Bir dilde var olan sözcüklere benzetilerek yapılmış yeni sözcük.:NEOLOJİZM

Bir dilde yeni sözcükler kullanma. : NEOLOJİ

Bir dildeki kelimelerin başka bir dilin alfabesi ile veya belirli işaretlerle yazılması,yazı çevrimi.:TRANSKRİPSİYON

Bir dildeki sözcüklerin hem biçimsel hem anlamsal tarihini ele alan dilbilim dalı.:ETİMOLOJİ

Bir dilden başka bir dile olduğu gibi çevrilen deyim. : KALK

Bir dileği yerine getirme.:İSAF

Bir dilin söz varlığı. : VOKABÜLER

Bir dilin tarihsel,bölgesel,siyasal sebeplerden dolayı ses,yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu,diyalekt.:LEHÇE

Bir dine, bir görüşe, bir örgüte aşırı tutkuyla bağlı olan kişi. : FANATİK

Bir dini,özellikle Hıristiyanlığı yaymaya çalışan gönüllü.:MİSYONER

Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü. : AKAİT

Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü veya bunları toplayan kitap.:AKAİT

Bir dizi metal yada bambu dilden oluşan Afrika’ya özgü bir çalgı. : MBİRA

Bir doğrultuyu, dereceli bir çember üstünde işaretleyerek belirleme olanağı veren cetvel türü. : ALİDAT

Bir dokunun sertleşmesi.:SKLEROZ

Bir dolap kapağını kapalı tutmaya yarayan bilyeli yada küçük tekerlekli düzen,dolap stoperi.:ÇITÇIT

Bir domates türü. :KAVATA

Bir dönem Fransızca sözcüklerle konuşmaya özenen çevrelerde memnun oldum,tanıştığımıza sevindim anlamında kullanılan bir sözcük.:ANŞANTE

Bir döviz,menkul değer,mal veya üretim faktörü gibi ekonomik varlığın aynı andaki fiyat farklılığından kar sağlamak üzere eş anlı olarak alınıp satılması şeklinde yapılan işlemler.:ARBİTRAJ

Bir duvardaki taş yada tuğla sırası. : REDE

Bir duvarın başını ya da iki duvarın köşesini oluşturan gömme ayak. : ANTA

Bir duygu veya inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçme durumu.:CEZBE

Bir düğmeyi yada kopçayı tutmaya yarayan halkacık. : BRİT

Bir düşünce biçiminin yazılı ve sözlü anlatımı.:SÖYLEM

Bir düşünceye,bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen,bağnaz.:MUTASSIP

Bir düşünceyi belirtmekteki kesinlik.:İKANİYE

Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen çizgi. : ORTAY

Bir düzlemin odak denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri olan eğri.:HİPERBOL

Bir edebiyat yapıtında duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse. : KARAKTER

Bir eğrinin iki noktasını birleştiren doğru parçası. : KİRİŞ

Bir ekin hastalığı. : RASTIK

Bir ekmeklik hamur topağı. : PAZI

Bir elbisenin omuz ile göğüs arasına eklenen parçası.:ROBA

Bir elçinin bir ülkeye atanmadan önce o ülkeden istenilen uygun görme yazısı. : AGREMAN

Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren cihaz.: RESEPTÖR

Bir elektrik akımının yönünü değiştirmeye yarayan araç.:KOMÜTATÖR

Bir elektrik devresindeki akımı,başka bir devreden geçen akımdaki değişiklikler aracılığıyla denetleyen aygıt,.değiştirgeç. : RÖLE

Bir elektrik devresindeki akımı,başka bir devreden geçen akımdaki değişiklikler aracılığıyla denetleyen aygıt,.değiştirgeç. : RÖLE

Bir elektrofonun veya başka elektro-akustik sistemin yükseltici ve hoparlörleriyle birlikte kullanılmak üzere tasarlanmış güç yükseltici olmayan radyo alıcısı.: TUNER

Bir elektroliz aygıtında eksi kutup. : KATOT

Bir elektron tüpünde temel işlevi ikincil yayım üretmek olan elektrot. : DİNOT

Bir elma türü. : APİ

Bir engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti,ters akıntıların oluşturduğu dönme,burgaç,anafor.:GİRDAP

Bir erik türü.:AYNABAKAR

Bir erkeğin karısı sağken yada öldükten sonra baldızıyla evlenmesi.:SORORAT

Bir erkeğin nikahsız olarak aldığı cariye.:ODALIK

Bir eser üzerindeki hak.: TELİF

Bir eserde asıl konu olarak ele alınan olaylardan önce,geçmiş bir takım başka olguları anlatan ilk bölüm,öndeyiş.:PROLOG

Bir eserde sıkça tekrarlanan süsleyici öğe.:MOTİF

Bir ev ve av köpeği cinsi. :GRİFON

Bir fal türü.:CİFİR

Bir fal türü.Özellikle kum falı.:REMİL

Bir fındık çeşidi.:FOŞA:LEVANT

Bir fırçanın kılları gibi dik duracak biçimde kısa kesilmiş olan saç biçimi.:ALABROS

Bir filmde emeği geçenlerin adlarını içeren ve filmin başında ya da sonunda yer alan liste.:JENERİK

Bir filme,bir gösteriye eklenen beklenmedik güldürücü ayrıntı,gülüt.:GAG

Bir filmin konusunun ortalama on sayfa uzunluğundaki yazılı özeti.:SİNOPSİS

Bir Fin Destanı. : KALEVALA

Bir firmanın çok çeşitli mallar üreten kuruluşlarla birleşerek ya da bunların denetimini ele geçirerek büyümesi ve genişlemesi. : KONGLOMERA

Bir fok türü. : OTARİ

Bir fotoğrafın, haritanın ya da karikatürün gösterdiği şeyi belirten yazı. : LEJAND

Bir Fransız halk dansı.:GAVOT

Bir Fransız tatlısı.:PARFE

Bir gaz ya da sıvı içindeki moleküllerin derişikliğin fazla olduğu bölgeden az olduğu bölgeye doğru akması. : DİFÜZYON

Bir gemici düğümü,ızbarço bağı.: ALABORİNA

Bir gemide,ambar ağızlarını yada güverte açıklarını çevreleyen,alçak ve düşey yapı öğesi.:MEZARNA

Bir gemideki malların gösterildiği , boşaltma işlerinin yapılacağı liman idaresine verilecek liste./Bildiri. : MANİFESTO

Bir geminin alabildiği yük miktarı (.Kuzey Avrupa’da kullanılan 200 kg’a yakın gemi yüklerine ve büyük miktarda ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi). : LASTA

Bir geminin alabildiği yük miktarı (Kuzey Avrupa’da kullanılan 200 kg’a yakın gemi yüklerine ve büyük miktarda ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi). : LASTA

Bir geminin baş ve *** taraflarında çektiği sular arasındaki fark.:TİRİM

Bir geminin başka bir gemiden yada kıyıdan açılması.:AVARA

Bir geminin bir başka gemiye,dubaya,iskeleye yada sala değecek biçimde yanaşması.:RAMPA

Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak.:BANDIRA

Bir geminin kullanılan bölümünün ton birimi cinsinden karşılığı. : GROSTON

Bir geminin yüklü su kesimi ile boş su kesimi arasında kalan bölümü.:FAÇA

Bir gemiye veya kıyıya göre açık deniz tarafı.:ALARGA

Bir gemiye yükleme veya boşaltma için tanınan süre.:ASTARYA

Bir geyik türü. : ÇOPUR

Bir giyeceğin göğüsle omuz arasında kalan bölümüne eklenen parça, giysi.. : ROBA

Bir giyim üslubu.:AMPİR

Bir göktaşının düştüğü nokta.:EMPAKT

Bir gömleğin kol ağzına geçirilen,genellikle çift katlı kumaştan yapılan bölüm,kolluk.:MANŞET

Bir göreve atama için üst makamlara yazılan önerme yazısı.:İNHA

Bir görevin yerine getirilmesi için birkaç organın birlikte çalışması durumu,iş ortaklığı.:SİNERJİ

Bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için simgelerle göz önünde canlandırıp dile getirme. :ALEGORİ

Bir gösteri sırasında perde arasındaki dinlenme zamanı.:ANTRAKT

Bir gösteri veya toplantı binasında,temsil ve toplantı aralarında kullanılan dinlenme yeri.:FUAYE

Bir günahı Tanrıya affettirmek amacıyla verilen sadaka ya da tutulan oruç. : KEFARET

Bir Güney Amerika ülkesine adını veren ağaç. : BREZİL

Bir güreş türü.:KARAKUCAK:DALMA

Bir güvercin cinsi.:BAĞDADİ

Bir haberin insanlar arasında yayılması.:RES

Bir hakkın diğer bir kimseye geçirilmesi.:TEMLİK

Bir halatın çeşitli etkenlerle aşınmasını önlemek için üzerine sarılan ip.:İSPARÇENA

Bir halatın geçirildiği delikten ya da makara dilinden çıkmaması için kullanılan bağ türü. : KROPİ

Bir halatta yapılan düğüm.:CEVİZ

Bir halk edebiyatı şiiri türü.:KOŞMA

Bir halk oyunumuz. : KÖÇEKÇE : MENGİ: MEYROKİ.:SEPE: ALMADERE:ÇEPİKLİ

Bir halk oyunumuz. :BENGİ. :DELİLO. :FERAYİ. :GÜVENDE. :OĞUZLU. :AVREŞ

Bir halk türküsü.:MAYA

Bir halkın ya da bir kavmin dünyaya yayılması. : DİASPORA

Bir hareketi bir mekanizmaya aktaran yada makinelerde hareketin hızını düzgün tutmaya yarayan tekerlek.:VOLAN

Bir hareketin aynısını iletmek veya geometrik bir biçimin küçültülmüş kopyasını çıkartmakta kullanılan aygıt.:PANTOGRAF

Bir harf üzerine konulan işaret.:İNDİS

Bir hava taşıtının belirli bir noktadan uzaklığını ve yön açısından belirlemeyi ve çevredeki hava taşıtlarına kimi komutları iletmeyi sağlayan radar eşgüdümlü hava trafik denetleme sistemi.:NAVAR

Bir hayli uzun saplı,perdelerin altından geçen ahenk telleri bulunan ve sapının yanında yer alan burgularla akort edilen Hint çalgısı.:SİTAR

Bir hazineyi bekleyen veya yöneten kimse.:HAZNEDAR

Bir hekimin ustalığı, mahareti. : HAZAKAT

Bir Hıristiyan derneği.:CİZVİT

Bir Hint tanrısı.:BRAHMA

Bir hizmetin yerine getirilmesi amacıyla,bir kimsenin belli koşullar ve resmi yollarla parasını ya da mülkünü bağışlaması.:VAKIF

Bir hücre,bir doku yada bir organın boyutlarının sonradan küçülmesi.:ATROFİ

Bir hükmü bozma.:FESİH

Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk. :RAİYE

Bir hükümetin,bir sorunu ortaya koymak,alınmış yada alınacak önlemleri açıklamak üzere öteki hükümetlere gönderdiği diplomatik nota.:MEMORANDUM

Bir ırmağın denize kavuştuğu yerde lığların birikmesiyle oluşan üçgen biçimli ova,delta.:ÇATALAĞIZ

Bir ışığın polarma oranını ölçmeye yarayan aygıt. : POLARİMETRE

Bir ışık kaynağından çıkan ışınlarla ekran üzerinde görüntü oluşturma. : İZDÜŞÜM

Bir iç duvarın üst bölümünde yapılan süsleme kuşağı. : FRİZ

Bir iktidarın , doğrudan doğruya iktidarı kullanan tarafından sınırlandırılması.:OTOLİMİTASYON

Bir ilacı vücuda vermek için kullanılan iğne,şırınga. : ENJEKTÖR

Bir ilacın bir kez de ya da bir günde alınması gereken miktarı. : DOZ

Bir ilacın yerine,o ilaçla aynı koşullarda ve aynı biçimde verilen etkisiz ve zararsız madde.:PLASEBO

Bir ile üç yaş arasında bulunan burulmuş erkek sığır. : TOSUN

Bir ilin en yüksek maliye görevlisi.:DEFTERDAR

Bir inancı, bir görüşü yayan kimse. : APOTR

Bir inanın ruhsal gücü. : MORAL

Bir inanışın heyecanı ile coşup kendisinden geçme hali,vecd.:CEZBE

Bir İngiliz av köpeği türü.:RETRİVER

Bir İngiliz uzunluk ölçüsü birimi. : İNÇ

Bir insan topluluğunu ulusal,dinsel vb sebeplerle yok etme,soykırım.:JENOSİT

Bir inşaatta , yapısal öğelerin estetik değerini belirtmek için , bu öğeleri bezemeli olarak işleme. MODANATURA

Bir ipe yada çubuğa dizilmiş meyve veya sebze bağı.:HEVENK

Bir ipe,bir çubuğa geçirilmiş,dizilmiş veya birbirine bağlanmış yaş meyve ve sebze bağı.:HEVENK

Bir iplik sarma aygıtı.:ELEMGE

Bir iskambil kağıdı üzerine hileci tarafından yapılan işaret. : SİRKAF

Bir iskambil oyunu.:AMERİKANO.:KAPTIKAÇTI.:BUM

Bir iskambil oyunu.:BEZİK.:BLUM : KONSOLİT:PASTRA.:PİKET

Bir iskambil oyunu.:PİKET.:BOM: FİTİL: OHEL: HOŞKİN.:PASTRA:PRAFA

Bir İspanyol dansı.:BOLERO

Bir İspanyol şiir türü.:ROMANS

Bir istim kazanının istim oluşturacak biçimde yanar durumu.:FAYRAP

Bir iş için gereken para tutarı.:PORTE

Bir iş için,herhangi bir üst makama yazılan yazı.:MÜZEKKERE

Bir işe başlayan.:ELATAN

Bir işe gönlü olma,rıza.:EREM

Bir işi sonuçlandırma,sona erdirme,bitirme.:İNTAÇ

Bir işi yada suçu bile bile tasarlayarak yapma.:TAAMMÜT

Bir işi yapmak,bir aracı onarmak için kullanılan alet takımı.:AVADANLIK

Bir işi yapmaya hazır. : AMADE

Bir işi yılmadan sonuna değin götüren.:DİREŞKEN

Bir işin doğru olup olmadığını o işteki yarar ile ölçen ahlak sistemi.:UTİLİTARİZM

Bir işin hayırlı olup olmayacağını rüyadan anlamak için uykuya yatma. : İSTİHARE

Bir işin sonunu düşünerek ölçülü,tedbirli davranma.: TEMKİN

Bir işin yapılması için ödenen ücret,yapılan bir işin bedeli.:İMALİYE

Bir işin,bir olayın sonu,akıbet.:SERENCAM

Bir işin,bir şeyin en iyisi,en mükemmel biçimi anlamında kullanılan sözcük.:ELENİKA

Bir işletmenin ani batışı. : KRAK

Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para. :PARSA

Bir Japon birası.:KİRİN

Bir jeoloji döneminde meydana gelmiş katmanlar dizisi.:OLUŞUK

Bir kağıt oyunu. : KANASTA : AMERİKANO

Bir kalenin ya da berkitilmiş bir yerin teslimi. : VERE

Bir kalkanın ortasında bulunan,eli korumaya ve oklardan sakınmaya yarayan,genellikle bombeli bölüm.:UMBO

Bir kamu kuruluşunu yöneten kimse.:GUVERNOR

Bir kap içinde sıvı yağ ve fitilden oluşmuş aydınlatma aracı.:KANDİL

Bir kara parçasının doğal engebe ve özelliklerini kağıt üzerinde çizgilerle gösterme işi.:TOPOGRAFYA

Bir karboksilli asidin bir alkol ya da bir fenole etkimesi sonucu oluşan bileşik. : ESTER

Bir karikatürcümüz.(1941-1999 yılları arasında yaşadı).:TEKİN ARAL

Bir karikatürcümüz.1924-1995 yılları arasında yaşadı.Yalın çizgileri ve hoşgörüye dayanan mizah anlayışıyla tanındı.:NEHAR TÜBLEK

Bir karikatüristimiz.:EFLATUN NURİ ERKOÇ

Bir kasın tümünü veya bir parçasını kesme ameliyatı.:MİYOTOMİ

Bir kasın,gerektiği anda yeterince gevşeyememesi.:AKALAZYA

Bir kavramdaki temel özelliklerin tümü.:İÇLEM

Bir kaynağın sağladığı suyu ölçmek ya da dağıtmak için düzenlenmiş tonozlu toplama odası.:MASLAK

Bir kazma türü.:KÜLÜNK

Bir keçi yünü türü.:MOHER

Bir kelimedeki harflerin yerini değiştirerek elde edilen kelime.:ANAGRAM

Bir kement türü.:BOLA

Bir kemerin ya da tonozun tepe noktasına yerleştirilen taş.: KİLİTTAŞI

Bir kentin, bir yapının ya da bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim. : PLAN

Bir kertenkele cinsi. : AGAMA

Bir kıvrımı keserek iki yandaki çukurlukları birleştiren dar ve boğaz biçimindeki vadi,kısık.:KLÜZ

Bir kıyıya yada gemiye göre açık deniz. : ALARGA

Bir kilim türü.:CİCİM

Bir kilonun yüzde biri.:DEKAGRAM

Bir kimse veya bir sorun için halkın olumlu veya olumsuz kanaatinin belirlenmesi amacıyla yapılan oylama. : PLEBİSİT

Bir kimse veya bir kurula verilen özel görev.:MİSYON

Bir kimsenin , en çok da Hazreti Muhammed’in Tanrı tarafından halka doğru yolu göstermeye memur edilmesi. : BİSET

Bir kimsenin benliği,kendi manevi varlığı,iç,nefis,derun.:NATURA

Bir kimsenin cinsel dokunulmazlığı.:IRZ

Bir kimsenin davranışlarını temel alan ahlak ilkelerinin tümü. : ETİK

Bir kimsenin dış görünüşünün özellikleri. : ŞERAİT

Bir kimsenin egemenliğini tanıma. : BİAT

Bir kimsenin emek vermeden sağladığı kazanç. : AVANTA

Bir kimsenin giyinişi,dış görünüşü,kıyafeti vs özellikleri,kılık.:EŞKAL

Bir kimsenin iş yapmaya engel olan sakatlığını veya yetersizliğini gidermek amacıyla uygulanan tedavi,iyileştirme.:REHABİLİTASYON

Bir kimsenin kimlik bilgilerini gösteren kayıt. : KÜNYE

Bir kimsenin mevkiinden düşmesi felaketi.:NİKBET

Bir kimsenin mülkünü yönetmekle görevli olan kişi.:KAHİL

Bir kimsenin satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge.:ÇEK

Bir kimsenin sürgüne gönderildiği yer,sürgün yeri.:MENEA

Bir kimsenin ya da topluluğun başkalarında yarattığı izlenim. : İMAJ

Bir kimsenin yararlılığını,yeteneğini gösteren belge.:REFERANS

Bir kimsenin,en çok da Hazreti Muhammed’in Tanrı tarafından halka doğru yolu göstermeye memur edilmesi.:RİSET

Bir kimseyi hatasını söyleyerek kötülükten koruma,doğru yola yönlendirme.:VAİD

Bir kimseyi,bir olayı anımsatan armağan.:ANDAÇ

Bir kimyasal tepkimeye sebep olan ve onu hızlandıran,eriyebilir organik madde, ferment.:ENZİM

Bir kiraz cinsi. : YAKACIK : KARABODUR

Bir kitabın kısaltılmış biçimi ve özellikle kısa tarih kitabı. : EPİTOME

Bir kitabın sayfalarını süsleyen antet,süslü harf gibi motif.:VİNYET

Bir koltukta kol dayama yeri,dirseklik.:KOLÇAK

Bir konağın alışverişini yapmakla görevli kimse.:VEKİLHARÇ

Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı,kapasite.:SIĞA

Bir konu hakkında birinin düşüncesini sorma,danışma.:MEŞVERET

Bir konu ile ilgili bilgi vermek ve bu bilgiler üzerinde tartışmak amacıyla birkaç yetkilinin yönetimi altında düzenlenen toplantı.:SEMİNER

Bir konu üzerinde belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma. : MÜNAZARA

Bir konuda birinin inanmasını sağlama. : İKNA

Bir konuda özet olarak verilen bilgi veya açıklama.:BRİFİNG

Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap,harita kitabı.:ATLAS

Bir koşucuya,diğer koşucular kümesinden sıyrılma olanağı veren çaba.:EŞAPE

Bir koy yada lagünün dar girişi. : İNLET

Bir koyu tamamıyla kapatan ve bir kıyı gölünü denizden ayırabilen kum şeridi.:LİDO

Bir koyun türü.:DAĞLIÇ

Bir köleyi özgürlüğüne kavuşturma.: İTAK

Bir kömür sobası türü.:SALAMANDRA

Bir köpek cinsi.:KANGAL.:FİNO: KANİŞ

Bir köşeden karşı köşeye doğru kesilmiş,katlanmış veya konulmuş olan.:VEREV

Bir kumanda altında aynı görevi üstlenmiş savaş gemileri veya uçakları.:FİLO

Bir kumar türü.:BLACKJACK:ASPOKERİ

Bir kumarhanede yada oyun oynanan bir yerde oyunu yöneten kimse. : KURUPİYE

Bir kumaş türü.:CANFES.:KREP: KREPON :AMOR

Bir kumaş üzerine başka bir kumaş parçası veya dantel dikilerek yapılan işlem.:APLİKASYON

Bir kumaşın alt dokusu. : FON

Bir kumaştan kesilmiş motiflerin başka bir kumaşa işlenmiş durumu.:APLİKE

Bir kundak üzerine oturtulan ve zemberekle geçirilen çelik yay. : ARBALET

Bir kural değerini,gücünü taşıyan.:NORMATİF

Bir kurulun, bir topluluğun en önemli üyelerinden her biri. : RÜKÜN

Bir kuruluşa bağlı yolcu gemilerinin en eski kaptanı.:KOMODOR

Bir kuş türü.:BAŞTANKARA.:REA

Bir kuvvetin uygulandığı kütleyi bir eksen etrafında döndürme eğilimi. : TORK

Bir küçük manyat ağı.:TARLAKOZ

Bir kültür sığırı türü.:JERSEY

Bir kürk hayvanı. : SAMUR

Bir lagünü denizden ayıran kıyı dili.:LİDO

Bir limanın ticaret merkezi durumunda bulunduğu bölge.:HİNTERLAND

Bir lokantada etlerin kesilmesiyle görevli metrdotel,:TRANŞÖR

Bir maddedeki kükürt oranını tespit etmek için kullanılan alet.:TRE

Bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan etkisi.: KATALİZ

Bir maden cevherini yada değerli taşı saran değersiz madde.:GANG

Bir madeni paranın yüzündeki bütün kabartma ve resimlerden daha yüksek bir çıkıntı oluşturan çevre pervazı.:ARSATA

Bir makamı veya kurumu simgeleyen bayrak. : FORS

Bir makaranın üzerinde döndüğü mil. :PERNO

Bir makinenin dönme hareketini öteki parçalara aktaran ve ucuna dişli çarklar,tekerlekler veya pervane bağlanan demir mil.:ŞAFT

Bir makinenin görevini istenilen ölçüde tutup ayarlayabilen araç.:REGÜLATÖR

Bir malı çok fazla fiyatla satma. : MURABAHA

Bir malı çok miktarda toptancıdan veresiye aldıktan sonra piyasada değerinden daha aşağıya peşin olarak satma.:SPOT

Bir malın cinsini ve fiyatını gösteren küçük kağıt. : ETİKET

Bir malın kullanılması dolayısıyla sağlanan faydanın, bilirkişi tarafından benzerleri dikkate alınarak belirlenen parasal değeri. : ECRİ MİSİL

Bir malın kullanılmasından doğan yararın para ile değerlendirilmesi,işgal tazminatı.:ECRİMİSİL

Bir malın serbest sürümünü engellemek için konulan yasak.:AMBARGO

Bir mandalina cinsi.:KLEMANTİN

Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı.:LİKEN

Bir manzumeyi yada sözü birdenbire düşünmeden,içine doğduğu gibi söyleme,doğaçlama.:İRTİCAL

Bir matematiksel ifadede aldığı değere göre belirli durumlar kümesini saptayan değişken.:PARAMETRE

Bir maymun türü.:RHESUS

Bir mekanı örten kemerli yapı.. : TONOZ

Bir mekanizmanın kumanda kolu.:LEVYE

Bir merminin ulaşabildiği uzaklık,erim.:MENZİL

Bir mersinbalığı türü.: BİZ.:ŞİP

Bir meslekte uzun süre başarılı olarak çalışanlar için düzenlenen tören.:JÜBİLE

Bir meslekten olanların kendi aralarında kullandıkları özel dil.:ARGO

Bir metreküp odun ölçü birimi. : STER

Bir metrenin milyonda biri. : MİKRON

Bir meyve. : HÜNNAP

Bir meyve. Tüylü Liçi. : RAMBUTAN

Bir mezar odasının üstüne taş ve toprak yığılarak oluşturulan yapay tepecik.:TÜMÜLÜS

Bir meze türü.: TOPİK

Bir Mezopotamya destanı.:ETANA

Bir mıknatısın iki kutbu arasında kuvvet akımını toplu bir duruma getirmek için kutuplar arasına yerleştirilen demir parçası.:ARMATUR

Bir Mısır tanrısı.:PTAH

Bir mısrada yada beyitte bilinen bir olayı,bir atasözünü yada fıkrayı hatırlatma sanatı.:TELMİH

mimarlık yada şehircilik planını oluşturan ızgara,ağ. :TRAM

Bir misket oyunu.:KAFAKARIŞ

Bir mobilyanın altında boydan boya giden ve mobilyanın yere oturmasını sağlayan az enli parça.:BAZA

Bir molekülün su etkisiyle ikiye ayrılmasını sağlayan tepkime.:HİDROLİZ

Bir motorda bilyelerin almaşık devinimini dairesel devinime çeviren mil.: KRANK

Bir motorun yavaş yavaş çalıştırılarak alıştırılması.:RODAJ

Bir muayene için hekime ödenen ücret. : VİZİTE

Bir mukavemet yarışını ve bir tüfekle atış yarışını içeren kayak sporu. : BİATLON

Bir mülk kaça satın alınmışsa,o mülke o para ile sahip olma,önalım.:ŞUFA

Bir mülkün kullanma hakkını başkasına bırakan.:FARİG

Bir müzik parçasına giriş olarak çalınan kısa beste.:PRELÜD

Bir müzik parçasının derin bir duygu verilerek çalınmasına verilen ad.:ANİMA

Bir müzik parçasının dinleyicilerin isteği üzerine bir kez daha çalınması. : BİS

Bir müzik parçasının hangi hızla çalınması gerektiğini gösteren alet.:METRONOM

Bir müzik topluluğunun yada sanatçının hazırlamış olduğu parçalar.:REPERTUAR

Bir müzik yapıtında kullanılmaya elverişli tüm seslerin oluşturduğu dizi.: SKALA

Bir nesnenin uzayda kapladığı yer. : UZAM

Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve onun özünde bulunmayan nitelik. : İLİNEK

Bir nişasta türü.:TAPYOKA

Bir noktanın uzaydaki yerini bulmaya yarayan ana çizgilerden yatay olanı,koordinat.:APSİS

Bir noktanın,esas olarak alınan yatay düzlemden yüksekliği ve bu yüksekliği gösteren rakam.:KOT

Bir oda veya mekana açılan,duvar yada çitle çevrili girinti.:ALKOV

Bir okula gitmeden kendi kendini yetiştiren,öz öğrenimli.:OTODİDAKT

Bir okula gitmeden kendi kendini yetiştiren.:OTODİDAKT

Bir olayın başlangıcı.:MUKADDİME

Bir operanın sözlerinin yazılı olduğu kitap. : LİBRETTO

Bir orak türü.:KOSA

Bir organ yada organizma kesitinin röntgenle filmini çekme yöntemi.:TOMOGRAFİ

Bir organda,bir atardamarın,doku bozukluğu sonucu kan pıhtısı ile tıkanması.:ENFARKTÜS

Bir organı normal yada patolojik bağlantılardan kurtarma manevrası.:MOBİLİZASYON

Bir organı su vererek yıkayıp temizleme. : LAVAJ

Bir organik maddede bulunan azotun gaz hacmini ayarlamaya yarayan aygıt.:AZOTOMETRE

Bir orkestra eserinde bölümlerin bütününü içine alan nota defteri.:PARTİSYON

Bir orkestradaki tüm çalgılarla çalınan bölüm.:TUTTİ

Bir orman ağacı. : SEKOYA

Bir Orta Amerika ülkesinin başkenti. : TEGUCİGALPA

Bir orta oyunu tipi.:ZUHURİ

Bir ortaçağ çalgısı.: JİG

Bir Ortadoğu tanrısı.: BAAL

Bir ot ve bu otun öğütülmesiyle elde edilen tozdan yapılan bir çeşit tutkal.:ÇİRİŞ

Bir otomobilin arkasına takılan,insan taşımaya yarayan,tekerlekli,üstü kapalı araç.:KARAVAN

Bir oyuğa bir yuvaya yerleştirilmiş tesisat.:ANKASTRE

Bir oyun türü.:MANKALA

Bir oyun ya da filmde yaratılan komik durumlar. : GAG

Bir oyunda,bir filmde dinlenme süresi,ara.:ANTRAKT

Bir ölçü biriminin önüne getirildiğinde bu birimi binle bölen önek.:MİLİ

Bir ölüyü toprağa gömme.:DEFİN

Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru diye kabul edilen başka önerme,belgit.:HÜCCET

Bir örgüte gizli olarak bağlı olan kimse.:KRİPTO

Bir örümcek türü.:BÖ

Bir palmiye türü. : DUM

Bir pancar hastalığı. : KARABACAK

Bir papağan türü.:LORİ.:TUTİ

Bir parça çalınır yada söylenirken yapılan nota yanlışlığı.:FALSO

Bir parça üzerine paralel çizgiler çizmek için kullanılan alet. : MİHENGİR

Bir parça,çok az.:NEBZE

Bir parçanın ağır çalınacağını belirten müzik terimi.:LENTO

Bir parçanın ağır ve görkemli çalınacağını veya söyleneceğini anlatan müzik terimi.:LARGO

Bir parçanın canlı ve coşkulu çalınacağını anlatan müzik terimi.:AGİTATO:ACİTATO

Bir parçanın canlı,neşeli ve hızlı çalınacağını belirten müzik terimi.:ALLEGRO

Bir parçanın largo’dan daha çabuk ve hafif çalınacağını anlatan müzik terimi.:LARGETTO

Bir parçanın notalarının,ara vermeden birbirine bağlanarak söyleneceğini veya çalınacağını belirten müzik terimi.:LEGATO

Bir parçanın sevimli ve cana yakın çalınacağını anlatan müzik terimi. : AMABİLE

Bir Pasifik ülkesi olan Batı Samoa’nın başkenti.: APİA

Bir Pasifik ülkesi olan Batı Samoa’nın para birimi.: TALA

Bir Pasifik ülkesi olan Vanuatu’nun para birimi.:VATU

Bir pasta cinsi.:ROKOKO

Bir petrol ölçü birimi.:VARİL

Bir peygamber. : HUD

Bir peynir türü.:FETA:KAŞKAVAL

Bir plakanın değişik nitrik asit etkisinde bırakılmasıyla elde edilen baskı. : OFORT

Bir poliçenin arkasına ciro edildiği kişiye ödenmesi için yazılan havale emri. : ORDİNO

Bir pompada,bir körükte,bir motorda bir akışkanın geçmesini sağlamak yada engellemek üzere bir eksen etrafında yaptığı açval hareketle açılıp kapanan bir kapak.:KLAPE

Bir projenin sonuçlarının değerlendirildiği toplantı,kongre.:ÇALIŞTAY

Bir reçine türü.:BALSAM

Bir resim,desen yada alçak kabartmada,bazı nesne ve figür boyutlarının,perspektifin etkisiyle kısalması.:RAKURSİ

Bir resmi sulandırılmış renklerle boyamaya yada gölgelemeye verilen ad. : LAVİ

Bir resmi yapma süreci içinde gerçekleştirilen değişiklik.:PENTİMENTO

Bir resmin bütün noktalarının eşit , koşut ve yöndeş yollar çizmesiyle beliren davranış.:ÖTELEME

Bir resmin yapısına uygun olarak yapıştırılan çeşitli kağıtlar, fotoğraflar ya da kumaş gibi gereçlerle yapılan düzenleme. : KOLAJ

Bir roman veya öyküde ikinci derecede bir olay.:EPİZOT

Bir saç şekli. : ALABROS

Bir sahne oyununda sonucu hazırlayan vaka yada bir roman veya piyes kahramanının durumunda meydana gelen ani değişim.:PERİPESİ

Bir salgı bezi dokusunda,o doku aleyhine gelişen tehlikesiz ur.:ADENOM

Bir sanat kolunda,bilim dallarında yada teknik alanlarda özel olarak kullanılan terimlerin tümü.:TERMİNOLOJİ

Bir sanat veya spor dalında uzun süre çalışanların onuruna düzenlenen kutlama töreni.:JÜBİLE

Bir sanat yapıtının çizilerek yada boyanarak yapılmış kopyası.:RÖLÖVE

Bir sanat yapıtının ilk taslağı.:EBOŞ

Bir sanatçının tek müzik aleti eşliğinde verdiği konser. : RESİTAL

Bir sanatçının,bir okulun,bir dönemin yapıtlarını toplu biçimde sunan sergi.:RETROSPEKTİF

Bir sanatın,bir üslubun oluşum aşamasını niteleyen sözcük.:ARKAİK

Bir sanığın,kendisini suçun işlendiği anda başka bir yerde bulunduğu şeklindeki savunması.:ALİBİ

Bir saniyede 1000 titreşimi olan elektromanyetik dalga boyu ölçüsü birimi.:KİLOHERTZ

Bir santimetre uzunluğunda,vücudu torba biçiminde,ağız çevresinde 6-10 dokunacı olan bir tatlı su hayvanı.:HİDRA

Bir sap çevresinde çevrilen,çevrildikçe takırtılı bir ses çıkartan çocuk oyuncağı.:KAYNANAZIRILTISI

Bir savaş uçağı tipi. : MİG

Bir savaşı yönetme sanatı.:OPERATİF

Bir seçimde adaylardan hiçbirinin gerekli oyu sağlayamaması nedeniyle seçimin sonuçsuz kalması. : BALOTAJ

Bir senedi ciro eden kimse.:CİRANTA

Bir sergide yada fuarda malların sergilendiği yer.:STANT

Bir sesin yarım ton kalınlaştırılacağını gösteren nota işareti.:BEMOL

Bir sıkıştırma aleti,pres.:CENDERE:MENGENE

Bir sıvını, bir çözeltinin ya da katı bir cismin çok küçük ve ince parçacıklarının havada ya da gaz içinde dağılması ya da asılması. : AEROSOL

Bir sıvının içinde erimiş olan katı bir madde bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökme,çökelme.:SEDİMENTASYON

Bir sıvının içindeki alkol derecesi. : GRADO

Bir sıvıyı gaz biçiminde püskürten aygıt. : ATOMİZATÖR .:VAPORİZATÖR

Bir sinema filmini televizyonda göstermeye yarayan cihaz.: TELESİNEMA

Bir sinir lifini uyarmak için anında devreye giren bir doğru elektrik akımının sahip olması gereken en düşük şiddet değeri. : REOBAZ

Bir siniri oluşturan uzun liflerin her biri.:AKSON

Bir sistemin iş için olanaklı olmayan enerjisinin ölçülmesi.:ENTROPİ

Bir soda tipi. : TONİK

Bir sonuç çıkartma yolu.:ANALOJİ

Bir sorunu çözmek için belirlenmiş kurallar veya işlemler.:ALGORİTMA

Bir sorunu ele alış,ona bakış biçimi.:YAKLAŞIM

Bir sorunun çözümlenmesinde benzer durumları göz önüne alarak elde edilen ipucu.:KARİNE

Bir sorunun çözümünü bulmaya yönelik felsefe yöntemi.:ZETETİK

Bir söylemde yer alan ek açıklama. : ARASÖZ

Bir söz yada düşüncede direnen.:MUSİR

Bir sözcüğün alışılmış anlamı dışında kalan bir anlamda kullanılması.:METAFOR

Bir sözcüğün gerçek anlamından başka bir anlamda kullanılması.:MECAZ

Bir sözcüğün yerine bir başkasını kullanma biçiminde görülen konuşma bozukluğu,sözcük karışıklığı,söz karışıklığı.:PARAFAZİ

Bir sözcük içindeki birbirini izleyen iki sesin yer değiştirmesi,göçüşme.:METATEZ

Bir sözcükteki harflerin yerini değiştirerek elde edilen yeni sözcük.:ANAGRAM

Bir sözleşme yapılırken taraflardan birinin ötekini aşırı bir biçimde sömürmesi.:GABİN

Bir su altı aracı.:BATİSKAF

Bir suikast tüfeği.:KANAS

Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış tarla. : GEN

Bir süs bitkisi,ağaç küpesi.:HATMİ

Bir süs bitkisi. : ŞAKAYIK : KÜPE ÇİÇEĞİ : KATALPA: HATMİ

Bir süs köpeği ırkı.:PİNŞER

Bir süs taşı. : AMETİST

Bir süs ve gölge ağacı,salkım ağacı.:AKASYA

Bir şarkının, bir filmin deneme kaydı ya da çekimi. : DEMO

Bir şehrin avukatlarının toplandığı meslek kuruluşu.:BARO

Bir şehrin veya önemli bir yerin korunması için taştan yapılmış,yüksek duvarlı ve kuleli,çevresinde hendekler bulunan küçük kale.:HİSAR

Bir şey için uygun durum,fırsat.:PUNT

şey için uygun durum,fırsat.:PUNT

Bir şey üzerindeki gerekli bilgi,kavram.:NOSYON

Bir şeyde bükülmekten ötürü oluşan çizgi.:YATKI

Bir şeyden korkmak,ürkmek,çekinmek.: OCUMAK

Bir şeyden kurtulmuş,bir şeyin uzağında.:VARESTE

Bir şeye dayanan. : MÜSTENİT

Bir şeye uygun,layık,yaraşır,değer.:ŞAYAN

Bir şeye yalnız bir noktada değen.:TANJANT

Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma.HALT

Bir şeyi bir yerden bir yere götürüp getirmeye yarayan halat.: VARAGELE

Bir şeyi değiştirme, başkalaştırma, aslından saptırma. : TAĞYİR

Bir şeyi desteklemek ya da çürütmek için ileri sürülen neden, tanıt. : ARGÜMAN

Bir şeyi duvara vidalamak için kullanılan plastik.:DÜBEL

Bir şeyi elle tutma, dokunarak hissetme. : LEMİS

Bir şeyi eritme.:İZABE

Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan. : HAİZ

Bir şeyi olduğundan daha değerli gösterme,yapmacık.:TASANNU

Bir şeyi seçmekte yada yapıp yapmamakta özgürlük.:HIYAR

Bir şeyi sıkmak,ezmek gibi işlerde kullanılan mekanizma.:CENDERE

Bir şeyi tamamlayan parça veya parçalar.:AKSESUAR

Bir şeyi toptan ve götürü alma. : KABAL

Bir şeyi unutmamak için parmağa bağlanan iplik. : RETİME

Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü. : İRADE

Bir şeyi yapmaya içten yönelmiş olan.:EĞİNİK

Bir şeyi yapmaya.başarmaya gücü yeten,iktidarlı.:MUKTEDİR

Bir şeyi,bir durumu olduğundan farklı göstermek amacıyla hazırlanan düzen. : MİZANSEN

Bir şeyin alındığı yer,kaynak.:MEHAZ

Bir şeyin ayrıntılarına girmeden ana çizgilerini belirten.:KABATASLAK

Bir şeyin balmumu,alçı gibi maddeyle kalıbını çıkarmak için yapılan işlemlerin tümü.:MULAJ

Bir şeyin denetlendiğini yada görüldüğünü belirtmek için işaretleme,işaret koyma. :PUANTAJ

Bir şeyin dışarıdan görünüşü,dış yüz,görünüm.:ZEVAHİR

Bir şeyin doğduğu yer.:MEŞİME

Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için konulan işaret. : SAH

Bir şeyin elden ele geçmesi. : ALAVERE

Bir şeyin en güçlü ve sağlam yönü.:RÜKÜN

Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası.:DİN

Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil. : ERİM

Bir şeyin etrafında döndüğü nokta, merkez. Dayanak, neden. (Esk.) : MEDAR

Bir şeyin fiyatı, bedel. : MALİYET

Bir şeyin geçmişi.:SİBAK

Bir şeyin içinde var olan. : MÜNDEMİÇ

Bir şeyin içindeki öz,lup,çekirdek.: EVİN:NÜVE

Bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu. : FORM

Bir şeyin kenarını koruyan,süsleyen veya sınırını belirleyen çerçeve.:BORDÜR

Bir şeyin miktarını arttırma. : İBLAĞ

Bir şeyin ortaya çıktığı göründüğü yer veya kimse.:MAZHAR

Bir şeyin öğelerini ters çevirme.:EVİRTİM

Bir şeyin ön tarafı. : ALNAÇ

Bir şeyin öncesi, geçmişi. : MAKABİL

Bir şeyin özü,aslı.:MAYE

Bir şeyin parçaları arasındaki uygunluk.:LORANT

Bir şeyin sayılabilen,ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu,nicelik,miktar.:KEMİYET

Bir şeyin toplandığı,biriktirildiği yer,depo.:HAZNE

Bir şeyin yansıdığı yer.:MAKES

Bir şeyin yerine başka bir şeyi koymak.:ORNATMAK

Bir şeyin yokluğunu hissetme. : ARAMİ

Bir şeyin yüzündeki pürüzleri gidermek,düzgünleştirmek için kullanılan kısa,ince,pürtüklü iğne.:TÖRPÜ

Bir şeyin, bir yerin merkezi. : ÖZEK

Bir şiirde sözcük başındaki ünsüzlerin yinelenmesine dayanan ahenk.:ALİTERASYON

Bir şiirden şarkı olarak söylenmek üzere yapılmış beste. : LİED

Bir şiiri topluluk önünde yüksek sesle ve gerektiği biçimde okuma. : İNŞAT

Bir şiirin belirli sayıda dizelerinden oluşan bölümlerinden her biri. : BENT

Bir şirketin ani batışı. : KRAK

Bir tabanca türü.:PİŞTOV

Bir tahta parçası üzerine tutturulmuş kösele bir üstlükten oluşan ayakkabı.: SABO

Bir tahtanın üzerindeki ufak pürüzleri giderip onu dümdüz bir duruma getirmeye yarayan ince çelik lama.:SİSTİRE

Bir takım bitkilerden elde edilen mavi boya maddesi.:TURNUSOL

Bir takının asıl süslemeye takılan mücevher,madalyon vs bölümü.:MONTÜR

Bir takoz türü.:BAT

Bir tapınak yada kutsal alanın yalnız din adamlarının girmesine izin verilen bölümü.:ABATON

Bir tarafa dönme, meyletme. : İNİTAF

Bir tarafı dışarıya açık olan oda.:EYVAN

Bir tarafına kauçuk veya yağlı boya sürülerek su geçirmeyecek duruma getirilen kalın bez.:MUŞAMBA

Bir tarım aleti,geminin orta bölümü. : BEL

Bir tarikatın müritlerinin yolculukları sırasında konakladıkları , ibadet ve ayin yaptıkları tekkelere verilen ad. : ZAVİYE

Bir tartma aletinin kaldırabildiği ağırlık miktarı.:ÇEKER

Bir tatlı su balığı: ÇOTİRA. : TARANGA

Bir tatu (döğme) türü. : APAR

Bir tatu türü.:OTOMAN

Bir tayyör yakada, yakanın ön parçayla birleşmesiyle meydana gelen açı. : ÇIT

Bir tekkenin şeyhi olan kimse.: POSTNİŞİN

Bir televizyon ekranına bağlanan mikrofon yardımıyla,ekrandaki görüntüler eşliğinde şarkı söyleme esasına dayanan oyun.: KARAOKE

Bir telgraf aracı. : MANİPÜLATÖR

Bir tema etrafında oluşan.:TEMATİK

Bir tepkimeye sebep olan ve onu hızlandıran organik madde,ferment.:ENZİM

Bir termik motorla çalışan,yolcu taşıyan demiryolu taşıtı.:MOTOTREN

Bir ticaret gemisinin içindeki yükü,bordasına yanaşan başka bir gemiye aktarma işlemi.:LİMBO

Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.:ACYO

Bir ticarethanenin veya malın adını kullanma karşılığında talep edilen hak,patent hakkı.:İSİMHAKKI

Bir ticari ortaklığın kuruluşu sırasında başlangıç sermayesini oluşturmak üzere ortakların vermeyi yükümlendikleri değerlerin tümü./ Anonim şirketlerde kurucu ortakların veya sermaye artırımına katılanların şirket sermayesine yaptıkları her türlü katkı. : APOR

Bir tiyatro oyuncusunun seyircilerin duyacağı biçimde ama sanki diğer oyuncular duymuyormuş gibi konuşması veya düşünmesi:. APAR:. EPAK

Bir tiyatro oyununda oyuncuların bir defada söylediği parça : TİRAT

Bir tiyatro oyununda,karşısındakinin sözüne gerekli karşılığı verme.:REPLİK

Bir tiyatro sahnesinin önünde,ışık ve ışıldakların yerleştirildiği,izleyiciye en yakın yer.:RAMP

Bir tiyatroda en üst balkon. : PARADİ

Bir toplantıda bulunma karşılığı alınan para,oturum ücreti.:HAKKIHUZUR

Bir topluluğu oluşturan din ve ırk bakımından değişik kesimler.:ANASIR

Bir topluluk içinde bir kimsenin durumu ya da kazandığı saygınlık. : STATÜ

Bir toplulukta az sayıda ve seyrek olarak bireylerin yakalandığı hastalıklara verilen ad.:SPORADİK

Bir toplulukta benimsenmiş,yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin,kuralların,gelenek ve göreneklerinin,alışkanlıkların bütünü. Bir toplumdaki ahlakla ilgili davranış biçimleri.:TÖRE

Bir topu raketle yada sopayla bir yere atmaya dayanan oyun.:POM

Bir torna aleti.:FREZE

Bir tutma,denk sayma.:KIYAS

Bir tuzla ürününün satıldığı bölgeler. : OROS

Bir tüfek türü.:MAVZER

Bir tür Amerikan kekliği. : İNAMBU

Bir tür antilop. : UREBİ : KAV

Bir tür asma,Meryem ana asması.:AKASMA

Bir tür at arabası.:LANDO

Bir tür avcı tuzağı. : DOLAMIK

Bir tür balık ağı. : ABLATYA

Bir tür başlık. : KABALAK

Bir tür baykuş. : KUKUMAV

Bir tür beyaz kumaş.:ABANİ

Bir tür beyaz üzüm.:ÇAVUŞ ÜZÜMÜ

Bir tür bıçak. : DAĞA

Bir tür boya.:OMBRA

Bir tür börek. : KATMER

Bir tür cüppe. : BİNİŞ

Bir tür çaylak.:KOCALAK

Bir tür çuha. :.EN

Bir tür dana ve öküz derisi.:TELATİN

Bir tür davul.:TİMBAL

Bir tür delikli balık ağı.:IRIP

Bir tür dokuma tezgahına ve bu tezgahta dokunan karmaşık desenli kumaşlara verilen ad.:JAKAR

Bir tür domino oyunu.: AZNİF

Bir tür düz ve ensiz kılıç.:MEÇ

Bir tür el matkabı.:DRİL

Bir tür eski Fransız halk dansı.:GAVOT

Bir tür et yemeği. : PATE

Bir tür ferace. : ALAVURA

Bir tür filika.:FUTA

Bir tür gelincik balığı.:LOTA

Bir tür gemici düğümü. : ALABORİNA

Bir tür gevrek kurabiye.:KROKAN

Bir tür gümüş para.:DİRHEM

Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. : YEMENİ

Bir tür hamur yemeği.:PİRUHİ

Bir tür ince dokunmuş çizgi kumaş.: ÇİTARİ

Bir tür ince ipek kumaş.:FULAR

Bir tür ince ipekli kumaş. : PAPAZİ

Bir tür ince meşin. :VAKETA

Bir tür İngiliz birası.: ALE

Bir tür ipek kumaş. : DİBA

Bir tür ipekli kumaş.:OTOMAN

Bir tür iplik bükme aracı.:TEŞİ

Bir tür iri,aşılı kiraz.:DALBASTI

Bir tür iskambil oyunu. : LASKİNE : BOM.:PİKET:PASTRA.:KONSOLİT

Bir tür işkembe çorbası.:TUZLAMA

Bir tür işleme. : KOPANAKİ

Bir tür İtalyan el kuklası.:PUPAZZO

Bir tür İtalyan sucuğu ve böreği.:MORTODELLA

Bir tür jelatin,agaragar.:JELOZ

Bir tür jelatin. : AGARAGAR

Bir tür kabartmalı pamuklu kumaş.:PİKE

Bir tür kağıt oyunu. : KANASTA

Bir tür kağıt oyunu.:PEÇİÇ

Bir tür kağıt süslemeciliği.:EBRU

Bir tür kalın ve ağır çizme. : TOMAK

Bir tür kalsiyum karbonat.:ARAGONİT

Bir tür karides.:NİKA

Bir tür keçe çadır. : GEDEME

Bir tür kement.:BOLA

Bir tür kenarları saçaklı ipek,pamuk,yün gibi şeylerden yapılmış baş örtüsü.:POŞU

Bir tür kertenkele. : BABAKÖŞ: AGAMA:VARAN

Bir tür keşif gemisi.:AVİZO

Bir tür keten patiska veya basma. : KRETON

Bir tür kısa hırka.:LİBADE

Bir tür kömür sobası.: SALAMANDRA

Bir tür kukuletalı asker kaputu,yağmurluk.:AVNİYE

Bir tür kumar oyunu.:PASATA

Bir tür kumaş. : DRA: FLANEL

Bir tür kuzu eti yemeği. :KAPAMA

Bir tür küçük atmaca.:CURA

Bir tür küçük manyat ağı.:TARLAKOZ

Bir tür küçük ve tatlı yaş incir.:BARDACIK

Bir tür küçük zurna.:ARAKIYE

Bir tür kürek.:AYALEMA

Bir tür kürekli ve yelkenli gemi.:ÇEKTİRİ

Bir tür macun.:BERŞ

Bir tür mantar. : AMANİTA

Bir tür mezgit balığı. : MERLANOS

Bir tür misk faresi. : KALEMİS

Bir tür nakış.:ANAVATA

Bir tür nişasta helvası. : SABUNİYE

Bir tür org.: LATERNA

Bir tür ökçesiz ayakkabı, yemeni. : KALAVRA

Bir tür pabuç. : ÇEDİK

Bir tür palmiye. : AREKA:LATANYA

Bir tür pamuklu kumaş. : PAZEN

Bir tür pasta. : EKLER

Bir tür patiska.:HASA

Bir tür pelte. : PALUZE

Bir tür perde. : STOR

Bir tür peynir. : EDAM

Bir tür sağlam ve yumuşak dana veya öküz derisi. : TELATİN

Bir tür sağlam,yumuşak dana yada öküz derisi.:TELATİN

Bir tür serçe.:DAĞSAR

Bir tür sert ve fazla kızarmayan domates. : KAVATA

Bir tür sert, ipekli kumaş. : TAFTA

Bir tür ses alma cihazı.: DİKTAFON

Bir tür sıçan. : FARİG

Bir tür sıralaç. : KALAMAZO

Bir tür soğanlı süs bitkisi.:AMARİLİS

Bir tür spor ceket. : BLAZER

Bir tür süs kağıdı.: SERPANTİN

Bir tür süsleme sanatı. 18. yy başında Fransa’da çok geçerli olan,kavisli çizgileri bol,gösterişli bezeme üslubu. : ROKOKO

Bir tür süsleme sanatı. 18. yy başında Fransa’da çok geçerli olan,kavisli çizgileri bol,gösterişli

Bir tür şahin,doğan. : LAÇİN

Bir tür şalvar. : ELİFİ

Bir tür şeker hamuru.:NUGA

Bir tür tabanca.:NAGANT

Bir tür takoz.:BAT

Bir tür taşkömürü.:ANTRASİT

Bir tür tatlı bisküvi.:KEDİDİLİ

Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir. : LOR

Bir tür tozluk.:GETR

Bir tür tuzlu peynir. (Bayburt, Sarıkamış, Kırşehir, Amasya yörelerine özgü-çökelek) : ŞOR

Bir tür ufak ve hafif motosiklet.:VESPA

Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit. : HALKA

Bir tür uzun Japon kemeri.:OBİ

Bir tür verimli balçık. : LÖS

Bir tür yaban turpu. : TERME

Bir tür yağlı ve tuzlu simit. : HALKA

Bir tür yağsız ve tuzsuz peynir. : TELEME

Bir tür yapay mermer. : BREŞ

Bir tür yelkenli,motorlu yarış teknesi.:REGATA

Bir tür yün örgüsü. : HARAŞO

Bir tür yünlü kumaş. : KAŞE

Bir tür zamk ve özsu.Sığla yağı.:TİGALA

Bir tür zamk.:KİTRE:LAK

Bir Türkistan sikkesi. : KİPEKİ

Bir türü Asya ve Afrika’nın tropikal bölgelerinde yaşayan,2 metre uzunluğunda,kısa hortumlu bir hayvan türü.:TAPİR

Bir türün,bir olayın karakteristik yönünü veren.:SPESİFİK

Bir ucu kıvrık sopalarla çayır veya buz üzerinde iki takım arasında oynanan bir top oyunu.:HOKEY

Bir ucu nargilenin şişesine bağlanan bükülebilir boru.:MARPUÇ

Bir ulusun başka bir ulusu siyasi ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesi.: EMPERYALİZM

Bir uydu anten aksamı.:LNB

Bir uzvu derince,kötü bir şekilde kesme.:TAKİR

Bir ülkede olağanüstü dönemlerde devletin ödeme süresi gelmiş borçlarını yasayla ertelemesi. : MORATORYUM

Bir ülkede ekonomik alanda ihtiyaçları kendi kendine karşılamaya yönelik tutum. : OTARSİ

Bir ülkede yönetime el koyan kimselerden oluşan kurul.: CUNTA

Bir ülkedeki entelektüeller. Entelektüeller sınıfı. : ENTELİJANSİA

Bir ülkedeki her çeşit arazi ve mülklerin yerinin,alanının,sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle belirlenip plana bağlanması işi.:KADASTRO

Bir ülkenin iskeleleri arasında gemi işletebilme hakkı. : KABOTAJ

Bir üniversiteye bağlı veya bağımsız araştırma,inceleme ve eğitim kurumu. :ENSTİTÜ

Bir ürünün ambalajı üzerine basılmış düşey çizgilerden oluşan ve ürünün niteliği,fiyatı,stok durumu gibi bilgileri içeren simge.:BARKOD

Bir üzüm cinsi. : İRİKARA : PAPAZKARASI : ADAKARASI : MÜŞKÜLE : RAZAKI

Bir üzüm cinsi.:KARAGEVREK: ÇAVUŞ.:NARİNCE

Bir vadi ya da ırmak üstüne kurulan yüksek ve uzun köprü. : VİYADÜK

Bir varlığın doğası. : NELİK

Bir veya iki çalgı için yazılmış,3 veya 4 bölümden oluşan müzik eseri.:SONAT

Bir veya iki milimlik pli. : NERVÜR

Bir ya da iki yaş arasında koyun. : ŞİŞEK

Bir yada daha çok elektron kazanmış yada yitirmiş bir atom yada bir atom grubundan oluşmuş elektrik yüklü parçacık.:İYON

Bir yada iki palalı kürek.:PAGAY

Bir yağ türü.:BEZİRYAĞI

Bir yanardağ patlaması sonucunda ortaya çıkan,huni biçimli küçük krater.:MAAR

Bir yapıda ağaçların yada taşların birbirine tutturulmasında kullanılan iki ucu dirsekli kenet.:KLAMO

Bir yapıda dış kapıyla odalar arasındaki giriş bölümü.:DALAN

Bir yapının belediyece öngörülen azami yüksekliği.:GABARİ

Bir yapının iç duvar kaplaması. : LAMBRİ

Bir yapısal öğeyi metal kenetlerle tutturma işlemi.:ANKRAJ

Bir yapıt yada yazının son bölümü.:HATİME

Bir yapıtın başına konulan,övücü tanıtma yazısı.:TAKRİZ

Bir yapıtın sonuç bölümü.:EPİLOG

Bir yapıtta uzak ve yabancı ülkelerle ilgili olayları , kişileri , yöresel görüşleri yansıtma.:EGZOTİZM

Bir yapıtta,o yapıt için yazılmış övgülü sunuş yazılarının yer aldığı bölüme verilen ad.:TAKRİZAT

Bir yaranın,bir maddenin laboratuar ya da ameliyat araçlarının taşıdığı ferment ve mikropları yok etme.:STERİLİZASYON

Bir yargıya varmak veya değer vermek için başvurulan ilke,kriter.:ÖLÇÜT

Bir yarımadayı karaya bağlayan,iki yanı su,dar kara parçası,berzah.:KISTAK

Bir yarış yelkenlisi. : SNİPE

Bir yarışmada zayıf kalan kimseye tanınan öncelik. : AVANS

Bir yaşında keçi yavrusu.:ÇEPİÇ

Bir yaşını geçmiş inek yavrusu.:DÜVE

Bir yazarın bütün eserlerini içeren dizi.:KÜLLİYAT

Bir yazı sayfasının altına,metnin herhangi bir noktasıyla ilgili olarak yazılan açıklama,dipnot.:HAŞİYE

Bir yazı,desen,tablo vb.nin fotoğrafından kalıp çıkarılarak yapılan aynı basım.:FAKSİMİLE

Bir yazının ya da sanat yapıtını her yönüyle inceleyip açıklayan yazı türü. : ELEŞTİRİ

Bir yazıyı bütün ses inceliklerini belirterek başka bir alfabeye çevirme yolu,yazı çevrimi.:TRANSKRİPSİYON

Bir yelkenli türü.:CÖNK

Bir yengeç türü. : UCA

Bir yer bayındır duruma getirildiğinde,çevrede bulunan mülklerin değeri arttığından ötürü,bunların sahiplerinden belediyece alınan para.:ŞEREFİYE

Bir yerde biriken sıvıları dışarıya akıtmakta kullanılan oluk veya boru. : AKAÇ

Bir yerde bulunan elçi ve elçilik görevlilerinin topluluğu,elçiler topluluğu.:KORDİPLOMATİK

Bir yerde oturanlar,sakinler.:SEKENE

Bir yere çağrılmadan birdenbire girmek. : DAMLAMAK

Bir yere gönderilen eşyanın listesi,gönderme belgesi.:İRSALİYE

Bir yere kapanıp ibadetle vakit geçirme.:İTİKAF

Bir yere sunulan bildiri özeti.:EKSPOZE

Bir yeri bayındır duruma getirmek için yapılan işlerin tamamı.:NAFİA

Bir yeri gerekli eşya ile döşeme.:TEFRİŞ

Bir yeri istila eden,yönetimi altına alan.:MÜSTEVLİ

Bir yeri kira ile tutabilmek için sahibine veya içindeki kiracıya açıktan verilen para.:HAVAPARASI

Bir yerin özelliklerini araştıran asker kıtası.:ARAVUL

Bir yerle veya işle olan ilgisini sürdüren kimse,müdavim.:GEDİKLİ

Bir yerleşim birimi.:BELDE

Bir yerleşim bölgesinin,aynı şehirden gelen insanların yerleştiği bölümü.:GETTO

Bir yetimin veya akılca zayıf birinin malını yöneten kimse. : VASİ

Bir yıl boyunca güneşin gökküresi üzerinde çizdiği çemberin sınırladığı daire.:TUTULUM

Bir yılan türü.: PİTON

Bir yıllık kuzu. : TOKLU

Bir yol veya geçide girilmemesi için acele yapılan engel : BARİKAT

Bir yola giren, bir yol tutan. : SALIK

Bir yönetim biçimi,zengin erki.:BEYERKİ

Bir yönetim biçimi,zengin erki.:PLUTOKRASİ

Bir yün eğirme aracı.:KİRMEN

Bir yün örgüsü türü.:HARAŞO

Bir yüzey üzerinde girinti ve çıkıntılar oluşturarak yapılan ve değişik yönlerden bakıldığında başka görüntüler veren resim.:OPART

Bir yüzey üzerinde veya uzayda bir noktanın yerini bulmaya yarayan ana çizgilerden yatay olanı.:KOORDİNAT

Bir yüzeyde renk dalgalanması sonucu görülen parlaklık. : MENEVİŞ

Bir yüzeydeki çatlak veya aralık.:GEDİK

Bir yüzeyden dışarıya taşan başka bir yüzeye geçmek ve ona destek görevi yapmak için birbiri üzerine oturan taş ya da tuğladan yapılmış bindirmelik. : MUKARNAS

Bir yüzeyi düz, kaygan, parlak bir duruma getirme işlemi. : AÇKI

Bir yüzeyin eğiklik derecesini anlamaya yarayan araç. Topoğraf aracı. : NİVO

Bir yüzü içbükey,öbür yüzü dışbükey olan mercek. : MENİSK

Bir yüzü uzun tüylü,kalın yünden dokunarak yapılmış yağmurluk.:YAMÇI

Bir yüzünde Kurtuluş Savaşı,diğer yüzünde ise Cumhuriyetin ilanı canlandırılan,8 Ağustos 1928’de açılan Taksim Atatürk Anıtının İtalyan heykeltıraşı.:PİETRO CANONİCA

Bir zamk türü.:KİTRE

Bir zırhlı gemi türü. : DRETNOT

Bir zinciri oluşturan halkalardan her biri. : BAKLA

Bira yapmak için çimlendirilip kurutularak hazırlanmış arpa veya başka taneler.:MALT

Biralık bir arpa cinsi.:TOKAK

Biralık bir arpa cinsi.:ZAFER

Biraz ufak.:UFARAK

Birbiri üzerine uygulanan ve kabartma desenler oluşturacak biçimde noktalarla birleştirilen iki dokumadan meydana gelmiş pamuklu kumaş. “İğne ardı” da denilen elişine benzer desenlerle süslü kalın pamuklu kumaş. Bu kumaştan yapılmış yatak örtüsü. : PİKE

Birbirinden ayrı düşünce,inanış yada öğretileri kaynaştırmaya çalışan felsefe sistemi.:SENKRETİZM

Birbirinden hiç ayrılmayan sıkı arkadaşlar.:EKÜRİ

Birbirine bağlı kurşun bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından oluşan,saydam pencere süslemesi veya resim.:VİTRAY

Birbirine denk olma,denklik.:TEADÜL

Birbirine ekli parçalardan oluşan ve kendi kendine hareket eden soyut heykel. : MOBİL

Birbirine geçme küçük ve düzgün ahşap parçalarla yapılan bezeme tekniği.:KÜNDEKARİ

Birbirine girmiş,dağınık.:JÜLİDE

Birbirine komşu olan orman ve çayır gibi değişik iki bitki topluluğu arasındaki geçiş bölgesi.:EKOTON

Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı.:KIRAN

Birbirine sürtünen cisimlerin karşılıklı etkileşimini inceleyen bilim dalı. : TRİBOLOJİ

Birbirine uygun, karışık. : MÜMTEZİÇ

Birbirini öldürme,savaş,vuruşma.:MUKATELE

Birbirini tutar renk ve yapıda olan.:ASORTİ

Birbirinin içine girip karışmış,çapraşık.:GİRİFT

Birbiriyle geçinemeyen gemi tayfası. : ALABABULA

Birbiriyle ilgili sözcük ve kavramların dizelerde toplanması sanatı.:TENASÜP

Birçok Avrupa ordusunda mızraklı süvarilere verilen ad. : UHLAN

Birçok kattan oluşan, bir tür karton. : BRİSTOL

Birçok kişinin yaptığı işlerde gayret vermek için söylenen söz. : YISA

Birçok onayaklı kabukluda orta sularda yaşayan larva biçimi. : ZOE

Birden çok anlamı olan bir sözcüğün yakın anlamının değil de uzak anlamının kullanılması sanatı.:TEVRİYE

Birden çok işletmenin bir grup başkanının yönetimi altında,belirli bir işi gerçekleştirmek amacıyla belirli bir süre için oluşturdukları topluluk.:POOL

Birden fazla terimi olan cebirsel ifade.:POLİNOM

Birdenbire akla gelen,içe doğan şey.:SANİH

Bireycilik. : İNDİVİDÜALİZM

Bireyler.: EFRAT

Bireyleri yangın çıkarmaya sürükleyen saplantılı itki.:PİROMANİ

Bireylerin kendilerini isteyerek aç bıraktıkları incelik hastalığı.:ANOREKSİA

Bireysel psikoloji okulunu kuran ve aşağılık duygusu terimini ilk kez ortaya atan ünlü Avusturyalı hekim. : ADLER

Biri öne , öteki arkaya bakan , birbirine karşıt iki yüz biçiminde betimlenen eski bir Roma tanrısı. : İANUS

Biri Amerika’da,diğeri Madagaskar’da yetişen ve yelpaze biçiminde yaprakları olan iki ağacın ortak adı.:RAVENALA

Biri dünyanın nükleer enerjiyle çalışan ilk teknesi olmak üzere üç denizaltı ile bilimkurgu edebiyatının ünlü bir denizaltısı olan dördüncü bir denizaltının ortak adı. : NAUTİLUS

Bir-iki yaşında koyun. : ŞİŞEK

Birikinti suların sulamak amacıyla genellikle bir set ardında toplandığı küçük göl.:GÖLET:GÖLEK

Birim zamandaki ses,dalga v.b. için titreşim sayısı,sıklık. : FREKANS

Birimlerin başına konulduğunda on katı gösteren bir ek.:DEKA

Birinci çağın ilk dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer katmanları.:KAMBRİYEN

Birinci Dünya Savaşında Osmanlı ordusunda kullanılan bir tür başlık.:KABALAK

Birinci dünya savaşından sonra Avrupa’da moda olan bir dans. : ÇARLİSTON

Birinci Dünya Savaşından sonra bazı azgelişmiş ülkeleri,kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Milletler Cemiyeti (Cemiyeti Akvam) adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik.:MANDA

Birine bir mülkü sahip kılma. : TEMLİK

Birine dokunsun diye söylenen söz. : TAŞ

Birine karşı gelmek,sert cevap vermek.:ÇEMKİRMEK

Birine yüklenen henüz aydınlanmamış suç.:TÖHMET

Birini istememek, hor görmek. : İRİLEMEK

Birinin sırlarını , eylemlerini , düşüncelerini gözleyip yetkililere bildirerek çıkar sağlayan kimse. : İSPİYON

Birinin egemenliğini kabul etme,buyruklarına uyacağını belirtme.:BİAT

Birinin ölümünü haber veren.:NAİ

Birinin söylemediği bir sözü,söylediğini iddia etme.:İKVAL

Birinin yer,hal,medeni durumu vs gösteren resmi belge,hal kağıdı.:İLMÜHABER

Birkaç arabadan oluşan bir katarı çekmekte kullanılan motorlu taşıt.:MOTRİS

Birkaç arabalı bir katar da elektrik motoru yada patlamalı motorla çalışan ve öbür arabaları çekmeye yarayan taşıt.:MOTRİS

Birkaç bilinmeyenli birinci dereceden eşitlik sistemlerini çözmede kullanılan yardımcı cebirsel anlatım.:DETERMİNANT

Birkaç çobanın aşk,kır hayatının güzellikleri vb üzerine karşılıklı konuşmaları biçiminde yazılan,küçük bir piyesi andıran bir şiir türü.:EGLOG

Birkaç dizi altın zincirden oluşan enli gerdanlık yada bilezik.:AKITMA

Birkaç kez şeker ağdasına daldırılarak üzeri kaplanmış kavrulmuş badem yada fındık.:PRALİN

Birkaç kişinin oturabileceği genişlikte koltuk.:KANEPE

Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soya çekim nitelikleri için kullanılan terim.:ÇEKİNİK

Birkaç topu olan bir çeşit küçük ve hafif savaş gemisi.:GAMBOT

Birler,tekler. : YEGAN

Birleşen iki kereste vs yi tutturmaya yarayan,dik açı biçiminde bükülmüş demir,L demiri.:KÖŞEBENT

Birleşik bir ışık demetinin bir biçmeden (prizma) geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü.:TAYF

Birleşikgillerden hekimlikte kullanılan ıtırlı bir bitki. : TARHUN

Birleşikgillerden,çiçekleri sarı renkte bir kır bitkisi. : AYNISEFA

Birleşikgillerden,kökleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki. : TEKESAKALI

Birleşme,birlik kurma.:İTTİHAT

Birleşmiş Milletler Çevre Programının kısaltması.:UNEP

Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü’nün kısa yazılışı.: UNESCO

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün kısaltması.:FAO

Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Merkezi’nin simgesi. : HABİTAT

Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü’nün kısa yazılışı.:UNİDO

Birlik. : VAHDET

Birlikte kullanıldığı terimin anlamına aşırılık kazandıran bir müzik terimi.:ASSAİ

Birlikte yolculuk eden topluluk. : KAFİLE

Birmanya (Myanmar) para birimi. : KIYAT

Birmanya’da sıradağlar. : ARAKAN

Birmanya’nın başkenti.:RANGUN

Birmanya’nın para birimi.:KIYAT

Birmanya’nın plakası. : BA

Birtakım alıştırma ve çağrışımlardan yararlanarak belleği geliştirme yöntemi.: MNEMOTEKNİ

Bisiklet ve motosiklette dümenin elle tutulan kısımlarına geçirilen ve yumuşak,sentetik maddeden yapılan kaplama.:ELCİK

Bisiklet yarışı için hazırlanmış pist ve tribünlerden oluşan yapı.:VELODROM

Bisiklet.:ÇİFTTEKER

Bisikletin en eski şekli olan,iki tekerlekli taşıt aracı.:SELERİFER

Bisikletin ilk şekli olan taşıt aracı.:SELERİFER

Bisikletin ön tekerlek maşası üstüne bağlanmış,iki elle kullanılan yön değiştirme aracı,yönelteç.:GİDON

Bisturi. : NEŞTER

Bit yavrusu. : ******

Bit,tahta kurusu gibi böceklerin yumurtası.:SİRKE

Bit. : KEHLE

Bitki hastalıklarını inceleyen bilim dalı.:FİTOPATOLOJİ

Bitki hücreleri yaşlandıkça plazmalarında oluşan ve içi hücre suyu ile dolu bulunan boşluk.:KOFUL

Bitki kökleri,şeker,misk,dövülmüş ceviz veya fındık içi ile yapılan bir tür şekerleme.:DEVAİMİSK

Bitki örtüsü.:FLORA

Bitki. : VİTAL

Bitkilerde bulunan kokulu ve uçucu madde. : ESANS

Bitkilerde çok çeşitli işlevleri üstlenmiş,ince çeperli canlı hücrelerden oluşan temel doku.:ÖZEKDOKU

Bitkilerde gaz alışverişine yarayan aralıklar.:STOMA

Bitkilerde kökün ucunu örten koruyucu bölüm.:KALENSÖVE

Bitkilerde,özellikle küf mantarlarında bulunan yada sentezle elde edilen,bir çok mikroba karşı kullanılan penisilin,streptomisin gibi maddelerin ortak adı.:ANTİBİYOTİK

Bitkilerden elde edilen doğal mavi boyarmadde.:İNDİGO

Bitkilerden elde edilen ilaç.:OTA

Bitkilerden elde edilen ilaçlarla hastalığı iyileştirmek. : OTAMAK

Bitkilerden elde edilen ilaçlarla hastalıkların tedavisi.: FİTOTERAPİ

Bitkilerden özütlenen, doğal mavi boyar madde. Koyu mavi renk. : İNDİGO

Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan kokulu ve uçucu sıvı.:ESANS

Bitkilere, özellikle ekinlere zarar veren bir böcek. : BAMBUL

Bitkilerin çürümesiyle oluşan koyu renkte organik toprak.:HUMUS

Bitkilerin,hayvanların doku ve sıvılarında bulunan,birleşimi karbon,oksijen,azot,hidrojen ve kükürt olan,suda eriyen,beyaza yakın renkte,yapışkan madde.:ALBÜMİN

Bitkimsi hayvanlardan denizanalarını,sifonluları ve mercanları içine alan önemli bir bölüm.:SELENTERELER

Bitkin duruma düşme. : HELAK

Bitkinin doğal olarak yetiştiği yer,yurt.:HABİTAT

Bitkisel esaslı bir tür kahverengi boya.:BİSTRE

Bitkisel esaslı kahverengi bir boya.:BİSTRE

Bitkisel kökenli bir yiyecek yada içeceğin damakta algılanan hoş kokusu.:AROMA

Bitkisel özlü yağlarla yapılan tedavi şekli.:AROMATERAPİ

Bitkisel tellerden örülmüş büyük çuval.:TELİS

Bitkisel tellerden yapılmış kaba örgülü büyük çuval. : TELİS

Bitkisel yada hayvansal maddelerin etkili özü.:ÖZÜT

Bitkisel yağlarla uygulanan bir tür Hint tedavi yöntemi. : ÇAMPİSAJ

Bitkisel,hayvani yada madeni maddelerin karışımından yapılan macun,panzehir.:TİRYAK

Bitkisi iyi olmayan,yada hiç bitki vermeyen,verimli olmayan.:ÇORAK

Bitkisiz. : AFİTAL

Bitle geçen,ortalama 15 gün süren,vücutta pembe lekelerle beliren ateşli ve tehlikeli bir hastalık türü,tifüs.:LEKELİHUMMA

Bitlis ilinde bir göl.:AYGIR

Bitlis yöresine özgü,ceviz büyüklüğündeki hamurlar kızartıldıktan sonra üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek yenen bir yemek.:AYVANET

Bitüm yada başka bir petrol artığını sıvılaştırmak yada seyreltmek için kullanılan madde.:FLAKS

Biyolojide çekinik.:RESESİF

Biyolojide sıralı oluş. : EPİGENEZ

Biyolojide üreme hücresi.:GAMET

Biyolojide,mitozun ikinci evresi.:METAFAZ

Biyolojik ışık üretme özelliğine sahip,akıntı ve rüzgarlarla sürüklenen ve bir şeye dokunduğunda ışık veren deniz hayvanı.:YAKAMOZ

Bizans devletinde vali ve derebeylerine verilen bir unvan.:TEKFUR

Bizans döneminde İstanbul’da siyasal suçluların kapatıldığı ünlü zindan. : ANEMAS

Bizans kiliselerinde kadınlara ayrılan bölüm. : YİNEKE

Bizans sarayının hassa muhafızları.:BARDARİOT

Bizden öncekiler,geçmişler.:ESLAF

Bizonla boğanın çiftleşmesinden doğan melez hayvan. : KATOLO

Blues müziğine özel rengini veren ve doğal nota ile bemol arasında yer alan ses. : MAVİNOTA

Boagillerden,Afrika ve Asya’da yaşayan,zehirsiz,çok güçlü büyük yılan.:PİTON

Boagillerden,tropikal Amerika’da yaşayan,avını sararak ve sıkarak öldüren yılan.:ANAKONDA

Bob Dylan’ın asıl adı.:ROBERT ZİMMERMAN

Boccaccio’nun erotik öyküler kitabı.:DECAMERON

Bodrum müzesinde sergilenen dünyanın en eski batığının çıkarıldığı , Kaş ilçesindeki burun. : ULUBURUN

Bodrum ilçesi yakınında turistik bir yöre.:KARAİNCİR

Bodrum ilçesi yakınında, doğal güzelliğiyle tanınmış bir köy. : ASPAT

Bodrum ilçesinde doğal güzelliğiyle tanınmış bir koy.:MAZI

Bodrum ilçesine bağlı turistik bir belde. : BİTES:BİTEZ

Bodrum kalesindeki müzede doldurulmuş cesedi sergilenen ünlü Kayra kraliçesi.:ADA

Bodrum yakınlarında turistik bir belde.:TÜRKBÜKÜ

Bodrum yarımadasının kuzeyinde yer alan Güllük körfezindeki Güllük koyunda güneye doğru çıkıntı yapan küçük yarımada da bir Kayra kenti.:İASOS

Bodrum’un eski adı.:HALİKARNASSOS

Boğa burcu.:SEVİR

Boğa burcunda,yedi yıldızdan oluşan takım,Süreyya. : ÜLKER

Boğa güreşçilerinin boğaların omuz başına çifter çifter sapladıkları ucu zıpkınlı,ağaçtan yapılmış küçük değnek.:BANDERİLLA

Boğa güreşçisi. : TORERO : MATADOR

Boğa güreşi yapılan alan. : ARENA

Boğa güreşi.:KORİDA

Boğa güreşinde hayvana mızrakla saldıran atlı.:PİKADOR

Boğa,tosun.:KELE

Boğanotundan çıkarılarak hekimlikte kullanılan zehirli bir madde. : AKONİTİN

Boğanotunun bilimsel adı. : ACONİT

Boğanotunun güz çiğdemi de denilen bir türü. : İTBOĞAN

Boğaya tutulan kırmızı şal (Matadorların boğayı yormak ve hırslandırmak için kullandıkları kırmızı renkli kumaş parçası). : MULETA

Boğaz biçiminde küçük vadi. : KLÜZ

Boğaz mukozasının şişmesi,yutak iltihabı.: ANJİN

Boğaz ve bademciklere yerleşen ve anjin türü hastalıklara neden olan mikrop. : BETA

Boğazköy’de bulunmuş Hititçe yazılı efsane.:APPUŞ

Bohça,yemeni,baş örtüsü gibi şeyler yapmakta kullanılan,üstüne boya ve fırça ile veya tahta kalıplarla desen yapılmış bez.:YAZMA

Boks,eskrim gibi sporlarda hamlenin savuşturulması biçimi yada eylemi.:PARAD

Boksta bükük kolla aşağıdan yukarıya doğru atılan yumruk.:APARKAT

Boksta dövüşemeyecek duruma gelen sporcunun karşılaşmayı bırakması.:ABANDONE

Boksta esas ve korunmaya hazır duruş.:GARD

Boksta her raundun başlangıç ve bitimini bildiren ses verici araç. :GONG

Boksta vurulan bir yumruk çeşidi. KROŞE

Boksta vurulan bir yumruk çeşidi.:SWİNG

Bol maydanoz,domates ve soğanla koyun kıymasından yapılan bir tür şiş köfte.:URFAKEBABI

Bol ve dolgun.:GÜMRAH

Bol,çok.:MEBZUL

Bol,verimli,gür.:FEYYAZ

Bolivya ve Peru’da yaşayan, aynı dili konuşan yerli halk. : AYMARALAR

Bolivya’nın başkenti. : LAPAZ

Bolkar dağları ile Ala dağlar kütlesini birbirinden ayıran tektonik çukur. : ECEMİŞ

Bolluk, genişlik. : FERAHİ

Bolluk,rahatlık ve varlık içinde iyi yaşama,refah.:GÖNENÇ

Bolu ilinde bir kaplıca. : SAROT

Bolu ilinde turistik bir göl. : ABANT

Bolu yakınlarındaki kayak merkezi. : KARTALKAYA

Bolu’nun Gerede ilçesinde kayak merkezi olan bir dağ.:ARKUT

Bolu’nun Göynük ilçesinde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir göl. : SÜNNET GÖLÜ

Bolu’nun Mudurnu ilçesinde bir kaplıca.:BABAŞ

Bombalardan korunmak için yerin altına kazılmış siper.:KAZAMAT

Boncuk,gümüş veya altın para ile yapılmış,boşluğa veya giysiye takılan süs.:CINGIL

Bono,çek ve poliçenin arka yüzünde işlem yapmak için yer kalmadığı zaman,yapılacak işlemler için bunlara eklenen kağıt parçasına verilen ad.:ALONJ

Borazan kuşu da denilen ve Güney Amerika’da yaşayan bataklık kuşu.:AGAMİ

Borcun yerine getirilmemesi,temerrüt.:DİRENİM

Borç alınan bir paranın belirli zamanlarda ödeneceğini gösteren senetler.:ESHAM

Borç alma. : İSTİKRAZ

Borç veren,alacaklı : DAİN

Borç verme anlamında eski bir sözcük. : İDANE

Borç verme. : İKRAZ

Borçlar.:DÜYUN

Borda kaplamalarını yerleştirmek için ahşap gemilerin omurgalarına açılan yuva. : AŞOZ

Bordo üzerine beyaz çizgili bir tür peştamal.:ADAGİDE

Borneo dağlarında yaşayan sülün. : RALİL

Borsada belli miktardaki hisse senedi belirtmekte kullanılan işlem birimi. : LOT

Borsada bir senedin gerçek değerinin altına düşmesi durumu. : DEKOT

Borsada kesin vadeli değerlerin kuru ile primli değerlerin kuru arasındaki fark. : EKAR

Borsalarda acentelerin yüksek sesle arz ve talepte bulundukları yuvarlak alan.:KORBEY

Boru biçimindeki metal parçaların içini düzleştirip parlatmakta kullanılan aygıt.:BICIRGAN

Boru sesi. : Tİ

Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. : RAKOR

Borusunun içinde,ağız deliğinin altında bir tapa (blok veya dil ) bulunan ve ucundan üflenerek çalınan kavallara verilen ad. : DİLLİDÜDÜK

Bosna-Hersek’in plaka işareti.:BİH

Bostanda yapılan bekçi kulübesi. : GÜMELE

Boş alan korkusu.:KENOFOBİ

Boş inan,hurafe.:SANAKA

Boş ve anlamsız şeyler.:EBATIL

Boş ve yararsız, saçma. : . MALAYANİ

Boş yere harcama,yıpratma.:TELEF

Boş, çürük, yanlış. : BATIL

Boş, ıssız, tenha. : HALİ

Boş,anlamsız söz.:FASARYA

Boş,anlamsız söz.:GÜZAF

Boş,önemsiz,boş şey. : HAVACIVA

Boş,temelsiz,asılsız söz.:SAFSATA

Boş. : TEHİ

Boş., yararsız, saçma. : ABES

Boşanma. : TALAK

Boşanmış kadın. : TALİKA

Boşboğaz, geveze anlamında yerel sözcük. : BIDIR

Boşluk. : KAVİTE

Boşluk.:VAKUM

Boşta gezen.:HAYTA

Boşuna.:BEYHUDE

Botanik özelliklerini incelemek amacıyla değişik türde pek çok ağacın yetiştirildiği bahçe.:ARBORETUM

Botanikte (Rese da luteola) olarak tanımlanan , muhabbetçiçeğigillerden , 1,5 m yüksekliğinde , tohumlarından kandil yağı , çiçeklerinden sarı boya çıkarılan otsu bir bitki. :REZEDE

Botanikte (Sesamum indicum) olarak tanımlanan , sıcak bölgelerde yetişen küçük bir bitki. :SUSAM

Botanikte (Allium porrum) olarak tanımlanan,zambakgillerden,sapından yararlanılan,çok yıllık bir kış sebzesi.:PIRASA

Botanikte (Amygdalus communis) olarak tanımlanan,gülgillerden,yurdumuzun her yerinde yetişen ağaç. : BADEM

Botanikte (Ananas sativus) olarak tanımlanan,sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç ve aynı adı taşıyan meyvesinin adı.:ANANAS

Botanikte (Artemisia) olarak tanımlanan,başka bir adı da yavşan otu olan,sıracagillerden,mavi ve beyaz renkte çiçekler açan bir bitki.:VERONİKA

Botanikte (Boehmeria nivea) olarak tanımlanan,ısırgangillerden,Çin Vietnam ve Malezya’da yetişen değerli bir bitki.:RAMİ

Botanikte (Brassia oleracea) olarak tanımlanan,turpgillerden,güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve birçok türü olan bitki.Kelem.:LAHANA

Botanikte (Cannabis sativa) olarak tanımlanan,kendirgillerden,sapındaki liflerden halat,çuval vs kaba örgüler yapılan,iki evcikli bir bitki.:KENEVİR

Botanikte (Cassia) olarak tanımlanan,baklagillerden,sıcak bölgelerde yetişen,bir çok türü bulunan bir bitki. :SİNAMEKİ

Botanikte (Castanea sativa) olarak tanımlanan,kayıngillerden,ılıman iklimlerde yetişen,25-30 metre kadar boylanabilen,kerestesi doğramacılıkta kullanılan bir orman ağacı.:KESTANE

Botanikte (Cerasus avium) olarak tanımlanan,gülgillerden bir meyve ağacı.:KİRAZ

Botanikte (Cercis siliguastrum) olarak tanımlanan,baklagillerden,eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan,güzel bir süs ağacı.:ERGUVAN

Botanikte (Cistus creticus) olarak tanımlanan,Akdeniz ülkelerinde yetişen tüylü ve genellikle yapışkan yapraklı,beyaz veya pembe çiçekli,reçinesi hekimlikte kullanılan bir bitki.:LADEN

Botanikte (Dentex vulgaris) olarak tanımlanan,izmaritgillerden,Akdeniz’de yaşayan pullu,eti beğenilen bir balık. : SİNARİT

Botanikte (Eruca sativa) olarak tanımlanan,turpgillerden,yaprakları salata gibi yenen,20-40 cm yüksekliğinde,sebze olarak bahçelerde yetiştirilen,kokulu,bir iki yıllık bir bitki.:ROKA

Botanikte (Gossypium) olarak tanımlanan,Ebegümecigillerden,koza biçimindeki meyvesi üç,dört,beş dilimli olan,sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi.:PAMUK

Botanikte (Grunus domestica) olarak tanımlanan,gülgillerden,beyaz çiçekli bir ağaç ve aynı adı taşıyan meyvesinin adı.:ERİK

Botanikte (Jasminum) olarak tanımlanan,zeytingillerden,beyaz kırmızı veya sarı renkli güzel kokulu çiçekleri olan,1-2 m boyunda,süs bitkisi olarak yetiştirilen tırmanıcı bir ağaççık.:YASEMİN

Botanikte (Lavandula angustifolia) olarak tanımlanan,ballıbabagillerden,mavi veya mor renkli çiçekleri koku sanayinde kullanılan bir bitki.:LAVANTA

Botanikte (Lepidium) olarak tanımlanan ,turpgillerden,yaprakları salata olarak yenen baharlı bitki. :TERE

Botanikte (Lilium candidum) olarak tanımlanan,90-100 cm yüksekliğinde,güzel ve iri çiçekli,çok yıllık bir süs bitkisi. : ZAMBAK

Botanikte (Linumusitu tissimum) olarak tanımlanan,çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı,lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki.:KETEN

Botanikte (Loligo vulgaris) olarak tanımlanan,mürekkep balığının bir türü. : KALAMAR

Botanikte (Lolium) olarak tanımlanan,buğdaygillerden,bahçelerin yeşillendirilmesinde yararlanılan çok yıllık bitki.:ÇİM

Botanikte (Malva siylvestris) olarak tanımlanan,çiçekleri ilaç,yaprakları sebze olarak kullanılan,kendiliğinden yetişen çok yıllık ve mor çiçekli bir bitki.:EBEGÜMECİ

Botanikte (Matricaria chamomilla) olarak tanımlanan,birleşikgillerden,20-50 cm yükseklikte,baharda çiçek açan,taç yaprakları beyaz,ortası sarı kömeçli,bir yıllık otsu bir bitki.:PAPATYA

Botanikte (Mentha piperita) olarak tanımlanan,ballıbabagillerden,yaprakları sapsız,çiçekleri beyaz veya menekşe renginde,ıtırlı,çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi.:NANE

Botanikte (Morus) olarak tanımlanan,kuzey yarım kürenin genellikle ılıman bölgelerinde yetişen,yapraklarıyla ipek böceği beslenen ağaç ve aynı adı taşıyan meyvesinin adı.:DUT

Botanikte (Musa sapientum) olarak tanımlanan,sıcak bölgelerde yetişen,bir çenekli,çok yıllık bir bitki. :MUZ

Botanikte (Nymphea) olarak tanımlanan,yaprakları yuvarlak ve geniş,çiçekleri beyaz,sarı,mavi,pembe renkte,durgun sularda veya havuzlarda yetişen bir su bitkisi. :NİLÜFER

Botanikte (Paeonia mascula) olarak tanımlanan,düğünçiçeğigillerden,çiçekleri türlü renkte,çok yıllık güzel bir süs bitkisi.:ŞAKAYIK

Botanikte (Panicum miliaceum) olarak tanımlanan,buğdaygillerden,kuraklığa dayanıklı bir bitki.:DARI

Botanikte (Papaver rhoeas) olarak tanımlanan,yazın kırlarda,özellikle ekin tarlalarında yetişen,kırmızı ve otsu bir bitki.:GELİNCİK

Botanikte (Persea americana) olarak tanımlanan,başka bir adı da Amerikan armudu olan meyve.:AVOKADO

Botanikte (Picea excelsa) olarak tanımlanan,rengi kızıla yakın bir çam türü : ALAÇAM

Botanikte (Picea) olarak tanımlanan,çamgillerden,50-60 m kadar yükseklikte olan,düz gövdeli,kozalağı aşağıya doğru sarkık,kerestesi ve reçinesi çok beğenilen,çam türüne çok yakın bir orman ağacı.:LADİN

Botanikte (Pimpinella anisum) olarak tanımlanan,maydanozgillerden,kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakı yapımında kullanılan,yurdumuzda ekimi yapılan bitki.:ANASON

Botanikte (Pinus) olarak tanımlanan,yurdumuzda birçok türü yetişen bir orman ağacı.:ÇAM

Botanikte (Populus) olarak tanımlanan,söğütgillerden,sulak bölgelerde yetişen,boyu bazı türlerinde 30 veya 40 m’ye değin çıkan,kerestesinden yararlanılan bir ağaç. : KAVAK

Botanikte (punica granatum)olarak tanımlanan,nargillerden,yaprakları karşılıklı,çiçekleri büyük,koyu kırmızı renkte,küçük bir ağaç.:NAR

Botanikte (Rheum officinale) olarak tanımlanan,karabuğdaygillerden,1-2 m yükseklikte,büyük yapraklı,beyaz çiçekli,çok yıllık otsu bir bitki.:RAVENT

Botanikte (Rhus coriafia) olarak tanımlanan,Antep fıstığıgillerden,sıcak bölgelerde yetişen,kabuğu hekimlikte,yaprakları dericilikte kullanılan bir ağaç ve aynı adı taşıyan meyvesinin adı.:SUMAK

Botanikte (Robinia pseudoacacia) olarak tanımlanan,baklagillerden,yurdumuzda yetişen bir süs ve gölge ağacı.:AKASYA

Botanikte (Rosa) olarak tanımlanan bir süs bitkisi ve aynı adı taşıyan çiçeği.:GÜL

Botanikte (Rumex petientia) olarak tanımlanan,karabuğdaygillerden,dere kıyılarında,sulak çayırlarda kendiliğinden yetişen,çok yıllık ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki.:EFELEK:LABADA

Botanikte (Salvadora persica) olarak tanımlanan,Kuzey Afrika,İran ve Hindistan’da yetişen dikensiz küçük bir ağaç. : MİSVAK

Botanikte (Silyum marianum) olarak tanımlanan,birleşikgillerden,yol ve tarla kenarlarında yetişen,30-100 cm yükseklikte 1-2 yıllık ve otsu bir bitki.:DEVEDİKENİ

Botanikte (Spinacia oleracea) olarak tanımlanan,yapraklarından sebze olarak yararlanılan bir bitki.:ISPANAK

Botanikte (Syringa vulgaris) olarak tanımlanan,zeytingillerden,yaprakları karşılıklı bir süs bitkisi. : LEYLAK

Botanikte (Thuya) olarak tanımlanan,servigillerden,yaprakları almaşık ve küçük pullar biçiminde,gövdesi düz olan,dipten dallanan bir süs bitkisi. : MAZI

Botanikte (Tulipa gesneriana) olarak tanımlanan,zambakgillerden,yaprakları uzun ve sivri,çiçekleri kadeh biçiminde,türlü renkte bir süs bitkisi.:KARANFİL

Botanikte (Tulipa gesneriana) olarak tanımlanan,zambakgillerden,yaprakları uzun ve mızraksı,çiçekleri kadeh biçiminde,türlü renkte bir süs bitkisi.:LALE

Botanikte (Vitis) olarak tanımlanan,belirli bir tür üzüm veren bitki.:ASMA

Botanikte (Zea mays) olarak tanımlanan,buğdaygillerden,gövdesi kalın,yaprakları büyük,boyu yaklaşık 2 m olabilen,erkek çiçekleri tepede salkım durumunda,dişi çiçekleri yaprakla gövde arasında koçan biçiminde olan bir kültür bitkisi.:MISIR

Botanikte çok ince bazı organlara özellikle köklerin ince ayrıntılarındaki ince iplikçiklere verilen ad.:TELCİK

Botanikte köksap.: RİZOM

Botanikte, kabuğu çatlamamış meyve kabuğuna verilen ad.: AKEN

Bowlingde oyuncunun devirmeye çalıştığı,üzeri plastik kaplı tahta kuka.:PİN

Boy, endam. : KAMET

Boy, klan. : ANAR

Boya kazımakta kullanılan çelik alet.:RASPA

Boya sanayinde kullanılan zehirli bir madde. : ANİLİN

Boyacılık ve sepicilikte kullanılan tanence zengin bitkisel özüt. : KAŞA:KAŞU

Boyacılıkta kullanılan zehirli bazik kurşun karbonat.:ÜSTÜBEÇ

Boyacılıkta kullanılan,nikel ve demire benzeyen,gümüşi renkte bir element.:KOBALT

Boyalı ve yapışkan suyun üzerine kapamak yoluyla kağıda yapılan bir çeşit dalgalı ve kareli süs.:EBRU

Boyalı.:RENGİN

Boyanmamış seramik rengi. : ZEM

Boyayan bir maddenin erimiş balmumuyla karıştırılarak resim yapımında kullanılması tekniği.:ANKOSTİK

Boylam uzunluk. : TUL

Boylu poslu,yakışıklı kimse.:LEVENT

Boynu bükük,üzgün,zavallı.:MELÜL

Boynu uzun adam. : ANAK

Boynuz.:KARN

Boynuzdan yapılan bir çeşit boru. : NEFİR

Boynuzunun biri kırık veya eğri hayvan. : ŞELEK

Boyu yüz metreyi aşabilen bir ağaç.: OKALİPTÜS

Boyu 40-60 cm,vücudu silindir biçiminde,gaga gibi ince uzun sivri ağızlı geçici bir balık.:ZARGANA

Boyu 50 cm’ye kadar olan bir deniz balığı.:YALADERMA

Boyu genellikle 60 cm’yi geçmeyen küçük gitar.:UKULELE

Boyu iki buçuk metre kadar olabilen bir balık,ton balığının diğer adı. :ORKİNOS

Boyu iki metre kadar olabilen çok yırtıcı bir balık.:BARRAKUDA

Boyun atkısı.:KAŞKOL

Boyun borcu,ödev.:VECİBE

Boyundaki tiroit bezinin büyümesi sonucu ortaya çıkan bir hastalık türü.:GUATR

Boyunduruk. : NİR

Boyut.:BUUT

Boyutları çok büyük olan, görünümüyle görenleri etkileyen. : ANITSAL

Boyutları farklı iki gövdeden oluşan tekne tipi.: PRAO

Boza yapımında kullanılan darı türü.:AKDARI

Bozcaada’ya özgü şaraplık bir üzüm cinsi. : VASİLAKİ

Bozma, zarar verme. : İHLAL

Bozma,bozukluk.:HALEL

Bozma,feshetme.:FEK

Bozuk,çürük.:TEBAH

Bozukluk,yanlışlık,eksiklik.:SAKAMET

Bozularak kokuşmuş yumurta.:CILK

Bozulmak,ekşiyip çürümek.: EPRİMEK

Bozulmak.:EPRİMEK

Bozulmaya başlayan sulu yiyeceklerin üzerinde oluşan köpük.:PAR

Böbrek hastalıklarını inceleyen tıp dalı.:NEFROLOJİ

Böbrek iltihabı.:NEFRİT

Böbrek üstü bezlerinin etkili bir maddesi. :ADRENALİN

Böbrek üstü hormonu. : KORTİZON

Böbürlenme. : TAFRA

Böcek ısırmasıyla oluşan yumru. : TAME

Böcek.:HAŞERE(Böcekler:HAŞERAT)

Böceklerde baş ile karın arasında kalan beden bölümü. : TARAKS

Böcekleri inceleyen bilim dalı.:ENTOMOLOJİ

Böceklerin kurtçuk durumundan yetişkin duruma geçerken arada aldıkları özel biçim.:NEMF

Böceklerin ve birçok omurgasız hayvanın dış iskeletini oluşturan boynuzsu madde. : KİTİN

Böğürtlen, diken dutu, it üzümü. : BÜK

Bölge anlamında Rusça sözcük.:OBLAST

Bölge. : MINTIKA

Bölgesel dil. : LEHÇE

Bölüştüren, ayıran, ikilem. : MUKASSİM

Bön, görgüsüz ve yeteneksiz kimse. : ÖKÜZ

Brahma tarikatından olanların vücutlarına ve alınlarına renkli toz,kül,beyaz tebeşirle yaptıkları işaretlere verilen ad.:TİLAKA

Bram Stoker’ın sinemaya da uyarlanmış ünlü korku romanı.:DRAKULA

Brezilya kökenli bir dans ve müzik.(1950’lerin sonlarında ortaya çıkarak halk arasında yaygınlaştı).:BOSSANOVA

Brezilya’da bir kent. : NATAL

Brezilya’da büyük kentlerin çevresini saran gecekondulara verilen ad. : FAVELA

Brezilya’da oldukça yaygın olan ve Vudu dinine benzeyen bir inanç ve büyücülük anlayışı.:MAKUMBA

Brezilya’da yaşayan, kuyruğu üzerinde sıçraya sıçraya çayırlıkları aşarak gölcükten gölcüğe geçebilen bir balık. : DORAS

Brezilya’nın başkenti.:BRASİLİA

Brezilya’nın güneyinde, Arjantin’in kuzeyinde özellikle de kimi kez ulusal dil olarak kabul edildiği

Brezilya’nın para birimi. : REAL

Brezilya’nın plaka işareti. : BR

Briçte as,papaz,dam,vale ve onludan oluşan değerli kağıtlara verilen ad.:ONÖR

Briçte atılan bir kağıtla eşine oynamasını istediği kağıdı belirtmek.:APEL

Briçte bir roberi oluşturan iki bölümden her biri. : ZON

Briçte iki zon’dan oluşan bölüm.:ROBER

Briçte karşı tarafa ancak bir el vererek çıkarılan oyun. : ŞLEM

Briçte kazanılan her el. : LÖVE

Briçte oyunculardan birinin elinde bir renkten hiç kağıt bulunmaması. : ŞİKAN

Briçte,bir eli üstün bir kağıtla almayıp daha aşağı bir kağıtla almaya verilen ad.:EMPAS

Brikten küçük,iki direkli bir çeşit yelkenli gemi. : ISKUNA

Britanya uygarlığına bağlı halkları belirten,onlara ilişkin olan.:ANGLOSAKSON

Bronşları genişletici,burun tıkanıklığını giderici etkileri olan alkoloit. : EFEDRİN

Bronz. : TUNÇ

Brülör.:YAKMAÇ

Bu günkü belediyenin Türkiye’de ilk kurulan biçimi. : ŞEHREMANETİ

Bu günkü Hollanda, Belçika ve Kuzeydoğu Fransa’ya eskiden verilen ad.: FELEMENK

Budacı heykelin geleneksel kalıplarının oluşturulmasında önemli rol oynamış Japon sanatçı. : KAİKEİ

Budacı geleneğe göre,Budanın aydınlanmaya eriştiği sırada altında oturduğu ağaç.:BO

Budacılığın güney okullarına ait kutsal metinler bütünü. : TİPİTAKA

Budala, alık. : EBLEH

Budanan dallarda kalan kuru uç.:GEVE

Buddha’nın Çin’deki adı.: FO

Budha başrahibi.:DALAYLAMA

Budistlerin en büyük tanrısı. : TARA

Budizm de ruhun ulaştığı en yüksek mertebeye verilen ad. : NİRVANA

Budizm’in Buda’yla tek vücut olmayı amaçlayan bir kolu. : ZEN

Budizm’in en önemli yapısı olan ve içinde kutsal emanetler saklanan Hint kökenli anıt.:STUPA

Budun ön kısmından elde edilen ve kızartmaya elverişli olan dana eti. : NUAR

Bugün İngiltere tacı mücevherlerinden biri olan ünlü elmas.:KUHİNUR

Bugün kullanılan Rus alfabesini bulan (Kiril Alfabesi) Ortadoks papaz.:KİRİL

Buğday kavurgası.:ÇEDENE

Buğday tanesinin olgunlaşmış içi.,bir şeyin özü. : EVİN

Buğday tarlalarında yetişen yabani bitki.:ACIMIK

Buğday,mısır gibi tahılların kuruyemiş gibi yenilmek üzere kavrulmuş olanı.:KAVURGA

Buğday,toprak gibi şeylerin elendiği iri gözlü kalbur.:GÖZER

Buğdaygillerden,sulak nemli yerlerde yetişen,boğumlu,sert gövdesi olan bitki.:KAMIŞ

Buhar. : İSTİM

Buharın yada herhangi bir gazın bulunduğu kabın iç yüzeylerine yaptığı basıncı ölçen alet.:MANOMETRE

Buharla ısıtıldıktan sonra bükülerek biçim verilen ahşap çubuklarla yapılan mobilya. : TONET

Buharlaşma,yoğunlaşma,türbülans ve radyasyon gibi meteorolojik olaylarda gerçekleşen,sisteme ısı girişi ve çıkışını gösteren termodinamik işlem.:DİYABATİK

Buharlı hamam. : SAUNA

Buhurumeryem, Saatler / Geyikler, Anemon gibi yapıtlarıyla tanınmış kadın şairimiz.:LALEMÜLDÜR

Bukalemun. : KAYAKELERİ.:BAHTABAKAN

Bukle,kıvrım.:P

Bulanık,net olmayan. : FLU

Bulaşıcı hastalıklar bulunan bir ülkeden gelmiş insanların karantinaya alındıkları binaya verilen ad. : LAZARETO

Bulaşıcı bir hastalığın yayılmasını önlemek için belli bir bölgenin veya yerin kontrol altında tutulup gözlemlenmesi biçiminde uygulanan sağlık önlemi.:KARANTİNA

Bulaşıcı hastalıkların, özellikle veremin sonucu olarak kemik dokusunun harap olması. : KARİES

Bulaşıcı,geçici.:SARİ

Bulaşmış, bulaşık,kirli. : ALUDE

Bulgaristan’da yaşayan Türkmen kökenli bir halk.:NALDÖKEN

Bulgaristan’ın para birimi. : LEVA

Bulgaristan’ın plakası. : BG

Bulgaristan’ın ve Balkan Yarımadasının en yüksek dağ sırası.:RİLA

Bulgur , biber , soğan , domates gibi şeylerle yapılan ve asma yaprağına sarılıp çiğ olarak yenen bir yemek. : BAT

Bulmaca anlamında kullanılan bir sözcük.: ENİGMA

Bulmaca bilim. : ENİGMATOLOJİ

Bulunan, olan. : KAİN

Bulunulan yerin yüksekliğini gösteren aygıt.:ALTİMETRE

Buluşma,kavuşma.:TELAKİ

Bulut. : SEHAB : EBR

Bulutsu.:NEBULA

Bumbar yağı,bağırsak. : ÇÖZ

Bunaltma,tedirgin etme.:İZAÇ

Bunama. : ATEH

Bunamış.: MATUH

Bundan böyle. : BADEMA

Bundan dolayı. : BİNAENALEYH

Bunun gibi, böyle. : HAKEZA : KEZALİK

Burçlar kuşağı.:ZODYAK

Burçlar kuşağının dördüncü işareti (Yengeç).:CANCER

Burdur ilinde antik bir kent.:BALBURA

Burdur ilinde bir baraj.:ONAÇ

Burdur ilinde ünlü bir antik kent.:SAGALOSSOS

Burdur ilinde,Anadolu’nun en eski dönemlerini aydınlatması açısından önemli höyük.:HACILAR

Burdur’un bir ilçesi. : AĞLASUN

Burdur’un yakınında turistik önemi olan bir mağara. : İNSUYU MAĞARASI

Burgaç, çevri, eğrim. : ANAFOR

Burgaçlar oluşturarak akan bir akışkanın devinimi. : TÜRBÜLANS

Burguya bir dönme hareketi vererek yapılan kuyu açma yöntemi. :ROTARİ

Burkino Faso’nun başkenti.:UAGADUGU

Burnunun ucunda şark çıbanı (Halep çıbanı) izi olan kimse.:TİRNİK

Bursa – Mustafakemalpaşa’da bir kaplıca. : DÜMBÜLDEK

Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesinin eski adı. : KİRMASTİ

Bursa ilinde,geleneksel ev dokusuyla tanınan tarihi ve turistik bir köy.:CUMALIKIZIK

Bursa kökenli yoğurtlu döner kebap. : İSKENDER

Bursa ve Kocaeli dolaylarında yetişen yerli bir erik cinsi.:ALBARDAK

Bursa yöresine özgü bir halk oyunu. : GÜVENDE

Bursa yöresine özgü bir peynir cinsi.:UYUŞUK

Bursa yöresine özgü,püre haline getirilmiş patatesle yapılan bir tür salata.:LALEZAR

Bursa’nın Gemlik ilçesinin antik dönemdeki adı.:KİOS

Bursa’nın İznik ilçesinde ünlü bir kanyon. : SANSARAK

Bursa’nın Kestel ilçesinde bir şelale. : SAİTABAT

Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı,tamamıyla sit alanı olan Zeytinbağı bucağının eski adı.:TİRİLYE

Bursa’nın yüksek yörelerinde yetiştirilen,küçük taneli ve lezzetli bir fasulye cinsi.:FERASETSİZ

Bursa’ya özgü,püre haline getirilmiş patatesle yapılan bir tür salata.:LALEZAR

Burun boşluğu ile orta kulağı birleştiren boru biçimindeki yola verilen ad.:ÖSTAKİ

Burun iltihabı. : RİNİT

Burun kanadına takılan süslü,altın veya gümüş halka.:HIZMA

Burun kanaması. : EPİSTAKSİS

Burun ve burun boşluğu hastalıklarıyla uğraşan patoloji dalı.: RİNOLOJİ

Burun. : ENF

Burunotu.: ENFİYE

Butların iç tarafı,iki bacak arası.:APIŞ

Buyruk. : EMİR

Buyurucu. : AMİR

Buyurun efendim,emredin anlamında bir seslenme sözü.:LEBBEYK

Buz çözer.:DEFROSTER

Buzağıların,annelerinden ayrılarak konuldukları bölme.:GAŞAK

Buzdolabı için kullanılan ölçü birimi. : AYAK

Buzul kökenli blok kil.:TİL

Buzul taşı.:MOREN

Buzul yüzeyi üstünde yükselen çoğunlukla sivri kayalık tepeler.:NUNATAK

Buzul.:CUMUDİYE

Buzullar tarafından oluşturulan ve iç kesimlere kadar sokulan ince uzun körfez. : FİYORT

Buzulların taşıyıp biriktirdikleri taşlar.Buzultaşı. :MOREN

Bükerek germek için iki kat edilmiş bir ipin ucuna geçirilen tahta parçası. : TOYAKA

Bükme ve fırlatma tekniklerini kullanması ve saldırganın gücünü ve hamlelerini ona karşı kullanmayı amaçlaması bakımından Jiujitsu ve Judo dövüş tekniklerine benzeyen kendini savunma sistemi.:AİKİDO

Bükülmüş iplik ve bu iplikle dokunmuş kumaş.:BUKLET

Büküp zorlayarak yerinden oynatmak.:KANIRTMAK

Bülbül.:HEZAR

Bütün atomlarda bulunan negatif yüke sahip temel parçacık,pozitron karşıtı : ELEKTRON

Bütün beslenme işlevlerinin bozulmasıyla oluşan ileri derecede zayıflık. : KAŞEKSİ

Bütün beyitleri arasında konu birliği bulunan gazele verilen ad.:YEKAVAZ

Bütün denizlerde yetişen,emici köklerle kayalara tutunan,uzun şeritler durumunda bir deniz yosunu.: LAMİNARYA

Bütün dünyaya yayılmış küçük yaprak böceği. : LUPERUS

Bütün eski Yunan mimarlığına örnek olan ev biçimi.:MEGARON

Bütün hastalıkları iyileştirdiğine inanılan efsanevi hekim.:LOKMAN

Bütün Hıristiyan kiliselerinin birleştirilmesini amaçlayan hareket. : EKÜMENİNZM

Bütün kutsal Hint metinlerinin başında ve sonunda yinelenen mistik hece. : OM

Bütün maymun türlerini içine alan memeliler takımı.:PRİMAT

Bütün vücudu saran,kolsuz ve bazen kukuletalı bir üst giysisi türü.:HARMANİ

Bütün vücudu yıkamak.:ÇİMMEK

Bütün yetkilerin sınırsız olarak bir kişide toplandığı devlet yönetim biçimi.: OTOKRASİ

Bütün yönlere hareket etme imkanı sağlayan bağlantı.:KARDAN

Bütün yüzeye tutkal sürmeyi gerektirmeyen işlerde,fırçayı aralıklı bastırarak tutkal sürme işi.:KEDİBASTI

Bütüncül.:TOTALİZER

Bütünleşme, birleşme.: ENTEGRASYON

Bütünsel. : TOTAL

Büveleğin neden olduğu ,daha çok davar ve sığırlarda,seyrek olarak insanlarda rastlanan,ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık. : NOKRA

Büvelek de denilen kan emici bir sinek.:İVEZ

Büyü,sihir.:FÜSUN

Büyücü.:CADI

Büyük araç korunağı, sundurma. : HANGAR

Büyük bakraç. : SİTİL

Büyük balık avlama yeri.:DALYAN

Büyük balıkçı kayığı. : ALAMANA

Büyük balıkları tutmakta kullanılan,küçük balık biçiminde,ucu iğneli kurşun parçası.:ZOKA

Büyük balıkların göğsüne yapışık olarak yaşayan küçük balıklara verilen ad. : RAMORA

Büyük balta.:KERKİ

Büyük bez ya da deri torba. : CAĞ

Büyük bir maymun türü.:LANGUR

Büyük bir orman ağacı.:SEKOYA

Büyük bir yapının zengin biçimde süslenmiş anıtsal kapısı.:PORTAL

Büyük bira bardağı.:ŞOP

Büyük boy yazı kağıdı.:ESERİCEDİT

Büyük boyda Hint davulu.:MATATAN

Büyük boynuzları olan bir yaban koyunu : ARGALİ

Büyük bölümü hazır olarak buzdolaplarında saklanan,sonradan birleştirilip çabucak hazırlanabilen basit ve standart yiyecek servisinde uzmanlaşmış lokanta.:SNACK

Büyük bölümü saf metandan oluşan,kolayca tutuşabilen bir gaz.:GRİZU

Büyük Britanya’da bir akarsu.:AVON

Büyük Britanya’nın siyasal yaşamını canlandıran ve 1837-1848 yılları arasında işçi özgürlüğünden yana olan reformcu hareket . : ÇARTİZM

Büyük çağlayan,şelale.:ÇAVLAN

Büyük çarpmaları,bölmeleri,kök ve kuvvet alışlarını yapabilmek için bulunan bir yol.:LOGARİTMA

Büyük çivi. : ENSER : MIH

Büyük çoğunluğu Moldova’da,az bir bölümü Deliorman,Dobruca,Besarabya ve Ukrayna’da oturan Ortodoks Türk halkı.:GAGAVUZ

Büyük delikli kalbur. : SARAT

Büyük deri torba.:CAĞ

Büyük devlet adamları.:RİCAL

Büyük devletler. (İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya). : DÜVELİ MUAZZAMA

Büyük erkek kardeş, ağabey. : EDE

Büyük fare.:RATE

Büyük gezi otobüsü.:OTOKAR

Büyük hasır çanta. Hasırdan örülmüş saplı torba. : ZEMBİL

Büyük havuz.:BİRKE

Büyük Hindistan cevizi. : NARCIL

Büyük ırmak. : ŞAT

Büyük İskender’den sonraki Yunan sanatı,tarihi ve kültürü ile ilgili olan.:HELENİSTİK

Büyük İskender’in kız kardeşi.:KLEOPATRA

Büyük kabuklu deniz hayvanlarını avlamakta kullanılan, ince daldan örülmüş kapan. : KİRTİL

Büyük kardeş, ağabey. : AKA

Büyük kent serserisi. : APAŞ

Büyük kötülük. : MELANET

Büyük küpeleriyle tanınan ve dinsel inançlarında Hindu,Şiva,Tandra Budhacılığı ve Hathayoga’ya özgü ögeleri birleştiren Şivacı çileciler tarikatı.: KANPHATAYOGİ

Büyük mağaza.:BONMARŞE

Büyük makamdaki kimseleri hoş sözlerle fıkra ve öykülerle eğlendiren kimse.:NEDİM

Büyük Menderes deltasında zengin bir kuş yapısına sahip olan göl. : KARİNE

Büyük Menderes ırmağı deltasında,zengin bir kuş yapısına sahip olan göl.:KARİNE

Büyük mendil.:YAĞLIK

Büyük merdiven basamakları şeklinde volkan kayası.:TRAPP

Büyük meşin heybe. : HURÇ

Büyük ocaklardan ateşi dışarı çekmek için kullanılan uzun saplı demir araç. : GELBERİ

Büyük Okyanus da bir ülke. : KİRİBATİ

Büyük Okyanus’ta yer alan Paskalya Adası’ndaki taştan yapılmış devasa insan heykellerine verilen ad.:MOAİ

Büyük Okyanus’un batısındaki sığ deniz.:ARAFURA

Büyük Okyanus’un kuzeybatısında,dünyanın en derin çukuru. : MARİANA

Büyük Okyanusta bir ülke.:TUVALU

Büyük patlama.:BİGBANG

Büyük piliç. : YARKA:BULADA

Büyük projelerin gerçekleştirilebilmesi için birden fazla şirketin bir araya gelmesi.:KONSORSİYUM

Büyük pulluk.:KUTAN

Büyük risk taşıyan sigorta işlerinin organizatörüne verilen ad.:APERİTÖR

Büyük Rus kentlerinin yakınındaki tatil evlerine verilen ad.:DAÇA

Büyük saban.,pulluk anlamında yerel sözcük. : KOTAN: KUTAN

Büyük Sahra’da kumullarla örtülü bölge. : ERG

Büyük sahrada özellikle kış aylarında esen sıcak ve kuru rüzgar.:HARMATTAN

Büyük Sahrada yaşayan bir halk.:TUAREGLER

Büyük salon,sofa.:AYVAN

Büyük sandal. : BARKA: ŞALUPA

Büyük sarayların iç bölümü.:ENDERUN

Büyük sıçan.: KEME

Büyük sopa.:SÖVEN

Büyük sözlük.:FERHENG

Büyük su kabı.:BİDON

Büyük süzgeç,kevgir.:İLİSTİR

Büyük tahta kepçe.:ÇÖMÇE

Büyük tencere. : KAÇARULA.:GUŞANE.:HARANI

Büyük ve besili deve.:ANİS

Büyük ve boz renkte yaban güvercini. : ALAKANAT

Büyük ve derin karavana, kazan. : KERES

Büyük ve görkemli ev. : KONAK

Büyük ve seyrek telli elek.:KALBUR

Büyük ve süslü çadır. : OTAĞ

Büyük ve ulu.:CELİL

Büyük yelkenli gemi.:CÖNK

Büyük yılan.: EJDER

Büyük yün iplik çilesi. : KELE : KELEP

Büyük zararlara yol açan ve kolayca savuşturulamayan hal.:MUSİBET

Büyük zoka. : SİNARA

Büyük, yetişkin, yaşlı. : EKE

Büyük,kocaman.:CESİM

Büyük,önemli. : MAJÖR

Büyük,süslü köşk,saray gibi yapı.:KAŞANE

Büyük,ulu.:KEBİR

Büyük,yetişkin,olgun.:EGE

Büyük,yumurtamsı,kırmızımsı mavi renkli bir erik türü.:AYNABAKAR

Büyükanne,nine.:EBE

Büyükayı takım yıldızının eski adı.:DÜBBÜEKBER

Büyükbaş hayvan.:MAL

Büyükbaş hayvanlarda görülen bir hastalık.:DELİ DANA

Büyükbaş hayvanları durdurmak için kullanılan seslenme sözü. : OHA

Büyükbaş yada küçükbaş hayvanların bağırsakları temizlenip içine ciğer,soğan,pirinç ve baharattan oluşan iç doldurularak yapılan dolma. : BUMBAR DOLMASI

Büyükelçi.: SEFİR

Büyüklük hastalığı. : MEGALOMANİ

Büyüklük, yücelik, ululuk. : İZZET : CELAL

Büyüklük,irilik.:CESAMET

Büyüklük,ululuk.:CELAL

Büyükşehir,anakent.: METROPOL

Büyüleyicilik,etkileyicilik. : KARİZMA

Büyültme. : AGRANDİSMAN

Büyüme evresini tamamlamış,fakat henüz döllenebilecek duruma gelmemiş dişi gamet.:OOSİT

Büyüme hormonunun aşırı salgılanmasına bağlı olarak ellerde,ayaklarda ve başta aşırı büyüme gibi değişikliklerle belirgin hastalık.:AKROMEGALİ

Büyüme, gelişme. : NEMA

Büyümemiş karpuz. : KALAK: ŞALAK

Büyüteç,pertavsız.:LUP

Büyütme, abartma. : İZAM
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol