BULMACA SÖZLÜĞÜ C-Ç HARFİ
vitamini eksikliğinden meydana gelen ve güçsüzlük,zayıflık,diş etlerinde iltihaplanma,kanama gibi belirtilerle kendisini gösteren bir hastalık türü.:İSKORBÜTC vitaminince zengin bir meyve. : KARAMBOL
Caddelerde kutlama için kurulan süsler. :TAK
Cahiliye devri Arap şairi.:NABİGA
Cahiller,bilgisizler.:CÜHELA
Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Bir büyük boşlukta bozuldu büyü” dizesindeki “b” harflerinde olduğu gibi,şiirde aynı sesin sık yinelenmesiyle elde edilen ahenge verilen ad. : ALİTERASYON
Cam üretiminde ve sanayide kullanılan soda külü.:TRONA
Cam veya toprak bilyelerle oynanan bir çocuk oyunu ve bu oyundaki bilyelerin her biri.:CİCOZ
Cam,. Medrese, han, saray gibi yapılarda kapının yanlarında bulunan taş ya da ahşap seki.:MASTABA
Cam,kristal. : MİNA
Cam,porselen vs maddelerden yapılmış eşya.:ZÜCCACİYE
Cam,sedef,taş v.v den yapılmış renkli süs tanesi.:BONCUK
Cambaz.:AKROBAT
Cami hademesi.Cami ve mescitlerde temizlikle görevli kimse.Mütevelli.: KAYYUM:KAYYIM
Cami,medrese,han,saray gibi yapılarda kapının yanlarında bulunan taş yada ahşap seki.:MASTABA
Cami,türbe gibi yerlerde tavana asılan büyük kandil. :NECEFE
Cami,türbe,tekke bahçesinde bulunan etrafı çevrili mezar.:HAZİRE
Camide namaza kalkmak için okunan dua. Farz namazından önce okunan özel dinsel sözler.:KAMET
Camide verilen ders.ERSİAM
Camilerde kuran okunurken , hafızların da karşılıklı olarak ezbere kuran okumaları. :MUKABELE
Camilerde iç avluda yer alan,havuz biçiminde bir haznenin çevresinde bulunan musluklardan oluşan,üstü kapalı yada açık çeşme. : ŞADIRVAN
Camilerde parmaklıklarla çevrilmiş yer.:MAKSURE
Camilerin girişinde ayakkabı konulan yer. : PAŞMAKLIK
Camlaşmış,camsı.:VİTRİFİYE
Camlı taraça.:VERANDA
Can ve mal güvenliğinin olduğu hakkında düşmana verilen söz ya da işaret. : EMAN
Can Yücel’in bir şiir kitabı. : ALAVARA
Can Yücel’in,Deniz Gezmiş’i anlattığı ünlü şiiri.:MARENOSTRUM
Can. : ANİMA
Cana yakın, uysal,sevimli. : MUNİS
Canavar balığı da denilen bir cins köpekbalığı.:HARHARYAS
Candan,içten,ihlaslı.:MUTTAKİ
Canfese benzeyen bir tür ipekli kumaş.:MANTİN
Canını verircesine,özveriyle.:CANSİPARANE
Cankurtaran sandalı.:FİLİKA
Canlandırıcı. : ANİMATÖR
Canlı bir organizmanın oluşturduğu ona özel bir renk veren kimyasal madde.İGMENT
Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi koşulların tümü.:ORTAM
Canlı olmayan cisim.:CİRİM
Canlı organizmada yada canlı hücrelerde hareketi,enerjiyi sağlamak için oluşan,biyolojik ve kimyasal değişimlerin bütünü.:METABOLİZMA
Canlı organizmalarda görülen zehir.:TOKSİN
Canlı organizmaların hücrelerinin çekirdeklerinde bulunan ve kromatin ipliklerinin parçalara ayrılmasıyla oluşan cisim.:KROMOZOM
Canlı renkleri olan bir cins papağan.:LORİ
Canlı tempolu bir Latin dansı ve müziği. : SALSA
Canlı topluluklarını ve bunların içinde yaşadıkları ortamı kapsayan bütün.:EKOSİSTEM
Canlı yapılarda görülen yenilenme.:REJENERASYON
Canlı, parlak ve koyu pembe renk. : FUŞYA
Canlı,hareketli.:CEVVAL
Canlı,neşeli ve sokulgan.:CİVELEK
Canlılarda bütün hücrelerde bulunan ve kalıtsal bilgiyi yapısındaki genlerle taşıyan ipliksi mikroskobik yapı.:KROMOZOM
Canlılarda dokularda yer alan,vücudun sıvı dengesinin korunmasını sağlayan,bakteri ve yabancı hücreleri dokulardan uzaklaştıran renksiz sıvı.:LENF
Canlılarda ve makinelerde kontrol,iletişim ve işleyişi inceleyen bilim.:SİBERNETİK
Canlıları benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandıran bilim. : TAKSONOMİ
Canlıların aralarındaki bağlantıları ve ortamlarıyla olan ilişkilerini inceleyen biyoloji dalı.:EKOLOJİ
Canlıların bölümlenmesinde dalların bir araya gelmesiyle oluşan birlik. : FİLUM
Canlıların hücre,doku ve organlarının görevlerini ve bu görevlerin nasıl yerine geldiklerini inceleyen bilim dalı. : FİZYOLOJİ
Canlıların üremesi sonucu ortaya çıkan yeni birey ya da yeni bireylerin tümü. : DÖL
Canlılığı kalmamış,halsiz.:ÖLÜK
Cansız olan.: İNORGANİK
Cansız şeyler.:ECRAM
Cansız varlıklar.:CEMADAT
Cansız. : CAMİT
Cariye.:HALAYIK
Carlo Gossi’nin bir komedyası.:TURANDOT
Casus. : ÇAŞIT
Cava adası yerlilerince silahların ucuna sürülen çok güçlü bitkisel zehir.:UPAS
Cava ve Bali adalarına özgü, vurmalı çalgılardan oluşan orkestra. : GAMELAN
Cava ve Bali gibi, Endonezya adalarından biri.(Eski adı Selebes). : SULAWESİ
Cava yerlilerinin silahlarına sürdükleri çok güçlü bitkisel zehir. : UPAS
Caynacılıkta temel erdem,bütün davranışların değer ölçütü. : AHİMSA
Caz müziği çalan orkestra.:CAZBANT
Caz müziğinde kullanılan ve elle vurularak çalınan, yan yana iliştirilmiş iki küçük davul. : BONGO
Cazibe. : ALBENİ
Cebirde bir denklemin katsayılarına giren değişken nicelik.ARAMETRE
Cebire.:ATEL
Cebirsel sayılar ve matematiksel mekanik alanındaki çalışmalarıyla uluslar arası bir üne sahip olan matematikçimiz.:CAHİT ARF
Cehennem bekçisi.:ZEBANİ
Cehennem korkusu.STYGİOFOBİ
Cehennem zebanisi. :ATEŞİ
Cehennem.: TAMU
Cehennemin,Gayya kuyusunun da bulunduğu beşinci katı.:HUTAME
Celbeden,çeken.:CALİP
Cem Sultan’a Avrupalılarca verilen ad.:ZİZİM
Cem Sultan’ın annesi.:ÇİÇEK HATUN
Cemal Nadir’in yarattığı bir karikatür tipi ve çıkardığı mizah dergisinin adı.: AMCABEY
Cemal Süreya’nın şiir kitabı.: SICAK NAL
Cenaze namazı kılmak için veya bayram ve Cuma namazına cemaati çağırmak için minarelerde okunan dua,çağrı ezanı.:SALA.: SELA
Cendere. : PRES.:SIKMAÇ
Cengiz Han’ın annesinin adı. : ULUNEKE
Cengiz Han’ın oğullarından biri. : TULUYHAN
Cennet ile cehennem arası. : ARAF
Cennet kuşu da denilen ve gösterişli çiçekleri olan bir süs bitkisi. : STARLİÇE
Cennet. : ADEN : UÇMAK:BEHİŞT:FİRDEVS
Cennetlik. : NACİ
Cennette bulunduğuna inanılan kutsal ırmak,havuz veya çeşme.:KEVSER
Cennette bulunduğuna inanılan kutsal su. : KEVSER
Cennetteki iki melekten biri. : RIDVAN
Cep telefonu ile gönderilen kısa mesajlara verilen ad.:SMS
Cephe.:CENAH
Cepken altına giyilen kolsuz bir çeşit giysi.: GAZEKİ
Cerrahi aletler bilgisi. : ASİDOLOJİ
Cerrahide , marangozlukta kullanılan bir maddeyi kazımaya yarayan bıçak biçiminde araca verilen ad. : İSPATULA
Cerrahide berenin eş anlamlısı.:EKİMOZ
Cerrahide kemikleri delmeye yarayan alet.:TREPAN
Cesar Zavattini’nin senaryosunu yazıp,Vittoria deSica’nın yönettiği gerçekçilik akımının en önemli filmlerinden biri.:BİSİKLET HIRSIZLARI
Cesareti ve gücü ile tanınan dayanıklı bir köpek cinsi. : TERİYE
Cesur bir anlatımla işlediği sol görüşlü duvar resimleriyle tanınan Meksikalı ressam.İEGORİVERA
Cesur,korkusuz.:SERBAZ
Cevap veremez duruma getirme,susturma.:İLZAM
Cevat Şakir Kabaağaçlı. : HALİKARNAS BALIKÇISI
Cevher,mücevher.:GÜHER
Cevher.:TÖZ
Ceviz veya badem içi.:ÇİĞE
Ceviz. : KOZ
Cevizin dışını saran etli yeşil kabuk.:GÖVEK
Cevizin yeşil kabuğu veya yaprağı. Ceviz kabuğu lekesi: TETİR
Cevizli sucuk. : KÖME.:ORCİK
Ceylan derisi.: RAK
Ceylan yavrusu.:YAFUR
Ceylan. : AHU : GAZAL : CEREN
Ceylanın göbeğindeki bir keseden çıkarılan güzel koku.:NAFE
Cezaevinden serbest bırakılan suçlunun toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla
Cezaevinden serbest bırakılan suçlunun toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla yapılan yardım çalışması.ATRONAJ
Cezalandırma.:TECZİYE
Cezayir Kurtuluş Savaşı’nda Fransa saflarında yer alan Cezayirlilere verilen ad. : HARKİLER
Cezayir menekşesi de denilen,pembe yada beyaz renkli çiçekler açan bir süs bitkisi.:ROZET
Cezayir sahrasında vahalar dizisi.:RİR
Cezayir,Libya ve Mali’nin bazı bölgelerinin de içinde olduğu geniş bir alanda yaşayan ve Berberi dillerinden birini konuşan halk.:TUAREGLER
Cezayir’de doğan ve Arap müziğiyle Batı müziğinin karışımı olan müzik türü. : RAİ
Cezayir’in para birimi. : DİNAR
Cılız, zayıf. : İNEZE
Cılız,zayıf,hastalıklı. : ALGIN
Cılız,zayıf,sıska.:KURGAZ
Cıva bileşimlerinden,hekimlikte kullanılan zehirli bir madde.:KALOMEL
Cıva ile klorun bileşimi olan çok zehirli beyaz bir toz..:AKSÜLÜMEN
Cıva sülfür bileşimli bir mineral.:ZENOBER
Cıva ve klorun bileşimi olan çok zehirli bir toz. : AKSÜLÜMEN
Cıva yerine bir maden kutu kullanmak temeline dayanan kadranlı barometre. :ANEROİT
Cıvata ve somunlardaki yiv. : USKURU
Cıvataların altına yerleştirilen ortası delik yuvarlak pul,metal parça. : RONDELA
Cıvatanın ucuna geçirilen,içi yivli demir başlık.:SOMUN
Cıvık çamur,bataklık.:MIRIK
Ciddi bir eseri veya olayı alaya alarak güldürme amacı güden komedi türü.Gülüt. : PARODİ
Ciddi olmayan,ciddi işlerle uğraşmayan. :YELEME
Ciddi sayılan bir eserin bir bölümünü veya bütününü alaya alarak,biçimini bozmadan ona bambaşka bir özellik vererek biçimle öz arasındaki bu ayrılıktan gülünç etki yaratan bir oyun türü.ARODİ
Ciğer, yürek ve böbrekle yapılan, Gaziantep yöresine özgü bir tür kebap. : CARTLAK
Cila olarak kullanılan kimyasal bir madde.OLYESTER
Cila yapmakta kullanılan bir çeşit reçine. : KOPAL
Cila.ERDAH
Cilacı.:SAYKAL
Cildi veya saçları güzelleştirmeye,diri tutmaya yarayan her türlü kokulu madde.:KOZMETİK
Cilo dağlarında yer alan,Türkiye’nin ikinci yüksek doruğu.:REŞKO
Cilt kapakları özel bir düzen ve anahtarla gevşetilip sıkıştırılabilen bir tür defter.:KALAMAZO
Ciltçilikte,kitap yapraklarını düzgün tutmaya yarayan ince örülmüş şerit.:ŞİRAZE
Ciltte bulunan gözenek,delikçik.:MESAME
Ciltte çeşitli sebeplerle oluşan kaşıntılı döküntüler,kurdeşen.: ÜRTİKER
Cilveli. : FETTAN
Cimri,pinti,hasis. :NEKES
Cin ve vermutla yapılan bir içki.:MARTİNİ
Cinayet işlenen yer.:MAKTEL
Cinayet. : KIYA
Cinnet,delirme,çıldırma.:CÜNUN
Cinsel güçsüzlük, iktidarsızlık. : ANANET : EMPOTANS
Cinsel içgüdünün belirtilerini gösteren,yaşama gücünün bütünü.:LİBİDO
Cinsel ilişkiye girmekten duyulan korku.:EROTOFOBİ
Cinsel uyarılmada ve doyumda,alışılmışın dışında davranışlara ve özel nesnelere zorunluluk duyma.ARAFİLİ
Cinsel zevkin en yüksek noktası.:ORGAZM
Cinsiyet hücreleri dışında,vücut hücrelerinin tümü.:SOMA
Cinsiyet. : EŞEY
Cinsiyetin belirmesinde temel rol oynayan özel kromozom.:ALAZOM
Ciran da denilen ve sığ denizlerde yaşayan bir balık.:GÜLARYA
Cisimlerin hareketlerini yörünge,hız ve ivme gibi konular bakımından inceleyen mekanik kolu.:KİNEMATİK
Cisimlerin yüzeyindeki küçük oyuk ve çentik.:KERTİK
Civanperçemi bitkisinin yalnızca Uludağ’da yetişen beyaz çiçekli bir türü.:EBÜLMÜLÜK
Civcivlikten çıkıp yenilebilecek hale gelmiş tavuk.:FERE
Cokeylerin giydiği bir tür başlık.: TOK
Coşkulu parça.:AGİTATO
Coşkun, esinle dolu. : LİRİK
Coşkunluk,coşma.:CUŞİŞ
Coşma.:GALEYAN
Cömert,bonkör.:ELİSELEK
Cömert,dost. : AHİ: AKA
Cömert,eli açık.:CEVAT
Cuma ve bayram namazı kılınmayan minaresiz küçük cami.:MESCİT
Cumba gibi şeylerin altına konulan eğri ağaç.ARAÇOL
Cumba.:SAHNİŞİN
Cumhuriyet altını.:SİKKE
Cümle bilgisi.:NAHİV.: SENTAKS
Cüruf.: DIŞIK
Cüzam hastalığına tutulmuş olan kimse.:MİSKİN
Cüzam.:LEPRA
Cüzamlı. : ALATEN
Cüzi, kısmi. :TİKEL
Çaba,çabalama.:CEHT
Çabucak gönderme,acele yollama.:İTARE
Çabuk anlama ve kavrama,zeyreklik.:ZEKAVET
Çabuk aşınmalarını önlemek için ayakkabıların ökçesine çakılan küçük demir parçası.:NALÇA
Çabuk davranan.:CEVVAL
Çabuk ilerleyen hastalıklar için kullanılan sözcük.:İVEGEN
Çabuk kurumasını sağlamak için boyaya az miktarda katılan madde. : SİKATİF
Çabuk ve kolay aldatılan kimse.:ALDANÇ
Çabuk yol alan,hızlı giden.:YÜRÜK
Çabukluk, hız, sürat : İVİNTİ
Çaça da denilen bir balık.LATİKA
Çad’ın eski başkenti.:NİCAMENA
Çadır kümeleri. : ASARİM
Çadır uşağı,şeytan tersi ağacı gibi bitkilerden elde edilen bir zamk.:KASNI
Çadır,kanepe örtüsü gibi kumaştan şeylerin yere sarkan kısmı.:ETEK
Çadırcı.:HAYYAM
Çağan Irmak’ın bir filmi.:BABAM VE OĞLUM:MUSTAFA HAKKINDA HERŞEY:ULAK
Çağdaş tiyatroda,hareketli ve duygusal olaylara dayalı bir oyun türü.:MELODRAM
Çağdaş. : MUASIR
Çağı geçmiş.:ANAKRONİK
Çağlar, devirler. : EDVAR
Çağrı kağıdı,çağrılık,davetiye. :OKUNTU
Çakala benzer yabanıl bir hayvan.:KARAKULAK
Çakıllı ve bozuk yol. : NALDÖKEN
Çakırkanat,çamurcun,cüre gibi adlar da verilen,kanatları mavi hareli ördek türü.:EĞRİKOCA
Çalgı ağızlığı ile pistonu olan,boyundan geçirilerek tutulan,çember biçimli,üflemeli bakır çalgı.:HELİKON
Çalgı eşliğinde oynamayı meslek edinmiş kadın.:ÇENGİ
Çalgı yada ses için bestelenmiş,serbest biçimde parça.:KAPRİÇYO
Çalgıcılara verilen bahşiş.:ALATURA
Çalgıç,mızrap.ENA
Çalgıç,mızrap.:TEZENE
Çalgılı meyhane. : TAVERNA
Çalgılı toplantı, eğlenti. : HINDIM
Çalı bahçe duvarı. : ÇİT
Çalı çırpıdan yapılmış kulübe.:ALACIK
Çalım.:AFRATAFRA
Çalıntı;kaynak gösterilmeden başkasının yapıtından alınan parça;başkasına ait bir telifi,bir güzel sanat eserini kendisine mal etmek.:İNTİHAL
Çalışan, gayret eden. : SAİ
Çalışan,çaba gösteren.:CAHİT
Çalışkan.:HAMARAT
Çalışma ilkesi ses ötesi dalgaların yansımasına dayanan ve akustik işaretlerin denizde yayılmasıyla algılamada, ölçmede ve iletişim kurmada kullanılan dinleme aygıtı. : SONAR
Çalışma. : SAY
Çalışmalarında duvar süslemeciliğine önem vermiş 1936 doğumlu ressamımız. : EROL ETİ
Çalma, hırsızlık.: SİRKAT
Çam ağacının çiğnenip emilen iç bölümü ve bunu almak için ağacın gövdesine açılan yara , soymuk. : YALAMUK : ZAVİL
Çam ağacından yapılmış su testisi. : SENEK
Çam kozalağı yada meyve toplamak için dalları eğmeye yarayan ucu çengelli ağaç.:KEĞE
Çam sakızı. : REÇİNE : AKMA
Çam,ardıç,ladin ağaçlarının iğne gibi ince yaprakları. : PÜR : İBRE
Çamaşır leğeni.:TEŞT
Çamaşır tokmağı.:TOKAÇ
Çamaşır yıkamada kullanılan yassı tokmak. : TOKAÇ
Çamaşırcı ayı denilen, kürkü kıymetli bir hayvan. : RAKUN
Çamaşırın az kirli ve köpüklü son suyu. : EPRİK
Çamgillerden,yüksek bölgelerde yetişen,iğne yaprakları kısa,yassı olan,reçineli ve kozalaklı bir orman ağacı. : KÖKNAR
Çamur tedavisi. : PALEOTERAPİ
Çamur,cıvık.:LAY
Çamurcun,eğri koca gibi adlar da verilen ve yurdumuzun sulak alanlarında yaşayan küçük ördek cinsi.:ÇAKIRKANAT
Çan, çıngırak. : DERA
Çanakkale Boğazı açıklarında 1942 de batan ve 39 kişilik mürettebatının tümü ölen Türk denizaltısı.:ATILAY
Çanakkale Boğazı’nda pek çok deniz kazasının meydana geldiği bir burun.: NARA
Çanakkale Boğazında Dumlupınar deniz altısına çarparak, dört Nisan 1953’de batmasına neden olan İsveç yük gemisi. : NABOLAND
Çanakkale ilinde antik bir kent. : PEKOTE
Çanakkale ilinde ünlü bir antik kent.:ASSOS
Çanakkale savaşlarında döktüğü mayınlarla üç düşman zırhlısının batmasını sağlayan gemimiz.:NUSRAT
Çanakkale yakınında antik bir kent.:ABİDOS
Çanakkale yöresine özgü,çeşitli sebzelerle hazırlanan türlü yemeği.:ŞARAŞURA
Çanakkale’de tarihi bir kaplıca.:KESTANBOLU
Çanakkale’nin Çan ilçesinde bir kaplıca.:TERZİALANI
Çanakkale’nin Çan ilçesine bağlı bir bucak.:ETİLİ
Çanakkale’nin eski adı.:MADYTOS
Çanakkale’nin Ezine ilçesinde bir kaplıca.:KESTANBOLU.:KESTANBOL
Çankırı yöresine özgü bir tür mantı. : PİRHOY
Çankırı’nın Çerkeş ilçesinde bir kaplıca.:KÖS
Çanlar Kimin için Çalıyor, Güneş de Doğar, İhtiyar Balıkçı gibi romanlarıyla tanınmış Amerikalı yazar. : ERNEST HEMİNGWAY
Çanta ve ayakkabı yapımında kullanılan sepilenmiş dana derisi. : VİDALA
Çanta,eldiven yapımında kullanılan yumuşak deri.:NAPA
Çapı boyuna göre küçük silindir biçiminde bir tür puro.ANATELA
Çapkın.:HOVARDA
Çapraz düğmeli,ipek yada sırma işlemeli bir tür kısa yelek.:CAMADAN
Çapraz,dolaşık yol.:LAMELİF
Çarçabuk,anında.:ALAMİNÜT
Çaresizlik,mecburiyet,zorunluluk. : ISTIRAR
Çarkıfelek bitkisinin tadı kavuna benzeyen meyvesi. : GRENADİLLO
Çarlık Rusya’sında devrimci eylemlere karşı kurulmuş gizli polis örgütü.:OHRANKA
Çarlık Rusya’sında imparatorluk ailesinin toprak olarak sahip olduğu mülklere verilen ad.:UDEL
Çarlık Rusya’sında prenslere verilen unvan.:GRANDÜK
Çarlık Rusya’sında soylu yada derebeyi.:BARİN:BOYAR
Çarlık Rusya’sında zengin köylülere verilen ad.:KULAK
Çarlık zamanında Rus parlamentosuna verilen ad. : DUMA
Çarmıha giden İsa’ya kötü davrandığı için sonsuza dek yürümeye mahkum edilen efsanevi kişi.:AHASVERUS
Çarmıkların halat basamakları.:ISKALARYA
Çarpan balığı. : TRAKUNYA
Çarpık,eğri ağız. : YILIK
Çarpık.:ÇALIK
Çarşıya,pazara getirilen şeylerden alınan tartı vergisi.:KANTARİYE
Çatal, bıçak takımı yapmakta kullanılan gümüşlü alaşım. : ALFENİT
Çatı kirişi olarak kullanılan ve kiremitlerin altına döşenen ince tahta, padavra. : BALAR
Çatı kirişinin yanı.ALALIK
Çatı,dam.:RUF:ROOF
Çatışkı.:ANTİNOMİ
Çavuşkuşu,hüthüt.:İBİBİK
Çavuşkuşu,ibibik gibi adlar da verilen bir kuş.:TARAKÇIN
Çay ağzında yapılmış olan balıkçı büğeti. : KARMIK
Çaygillerden,büyük beyaz pembe veya kırmızı renkte çiçekler açan,dayanıklı yapraklı bir bitki türü,Japon gülü,Çin gülü.:KAMELYA
Çayı,soğanı ve tavşanı vardır.:ADA
Çayırlarda yetişen ve hayvanlara yedirilen küçük bir bitki.:NARDİN
Çaykovski’ nin bir bale müziği. : FINDIKKIRAN
Çaykovski’nin son yapıtı olan opera.:YOLANTA
Çeçenlerin kendi ülkelerine verdikleri ad. : İÇKERİYA
Çek Cumhuriyetinde tarihi bir bölge.:MORAVYA
Çek Cumhuriyetinin plaka işareti.:CZ
Çek kronu ile Slovak kronunun kendi dillerindeki adı. Kuron. : KORUN
Çek para birimi.:KRON
Çekici.:CALİP
Çekik karınlı bir köpek cinsi.:TAZI
Çekilen cezalar,işkenceler.:UKUBAT
Çekilerek balık avlamaya yarayan,genellikle daire şeklinde el ağı. : TRATA
Çekim ve baskı işlemlerini çok çabuk ve otomatik olarak yapan fotoğraf makinesi.OLAROİT
Çekingen.:MUHTERİZ
Çekinik. : RESESİF
Çekinme, razı olmama. : İBA
Çekinme,sakınma,korku.ERVA
Çekinmeden.:BİPERVA
Çekişme.:CİDAL
Çekiştirme,gıybet. : KOV
Çekme,çekiliş.:KEŞİDE
Çekmecelerine çamaşır konulan dolap.:ŞİFONİYER
Çektiri devrinde Osmanlı donanmasında kullanılan kadırga cinsinden bir savaş gemisi türü.:BAŞTARDA
Çelik çomak oyununa ve bu oyunda kullanılan değneğe verilen ad. : MET
Çelik lamalarla yapılmış bir çerçeve üzerinde dikilen bol ve geniş kadın etekliği.:KRİNOLİN
Çelik. : PULAT
Çelikkalem takımyıldızının Latince adı.:CAELUM
Çelimsiz ve biçimsiz kimse.:CİMBAKUKA
Çelişki. : TENAKUZ
Çello’da denilen telli bir çalgı. :VİYOLONSEL
Çember biçiminde,tellerden yapılma,torbaya benzer,büyük gözlü ağ.:APOŞİ
Çember ve demir tellerle bağlanmış ticaret eşyası.:BALYA
Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren sayı.: Pİ
Çemen otu.OY
Çene altı,gerdan.:GIDIK
Çene altı.:SAKAK
Çene altından bağlanan başörtüsü. : ÇELGİ
Çene yada yanak çukuru.:GAMZE
Çene yarıştırma. : TALK-SHOW
Çenesi düşük.:ÇALÇENE
Çepeçevre.:FIRDOLAYI
Çeper,zar.:CİDAR
Çerez olarak yenen tahıl kavurgası.:FİRİK
Çerkez mutfağına özgü, içine patates konularak yapılan bir tür gözleme. : VELİBAH
Çerkez mutfağına özgü,bir tür patatesli gözleme.:VELİBAH
Çerkezlerin ulusal destanı. : NART
Çeşitleme.:VARYASYON
Çeşitler.:ENVA
Çeşitli belge ve işlemlere geçerlik kazandırmak , yasanın öngördüğü diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü , belli nitelikleri ve kendine özgü bir hukuk statüsü olan kamu görevlisi. :NOTER
Çeşitli tropikal bölgelerde genellikle kuru , sağanaklardan sonra geçici akarsuya dönüşen sel yatağı. : ARROYO
Çeşitli malzemelerin yada ayrı cinsten nesnelerin bir araya getirildiği üç boyutlu sanat yapıtı. :ASAMBLAJ
Çeşitli acıbakla türlerinden elde edilen zehirli bir alkoloit. : LUPANİN
Çeşitli ağaçların sütünden elde edilerek kablo yapımında ve dişçilikte kullanılan kauçuğa benzer madde.:GÜTAPERKA
Çeşitli amaçlarla kullanmak için tel yada halattan örülerek yapılmış ağ.:ŞİPKA
Çeşitli beden hareketleri yapmaya elverişli yükseklikte,iki ayak üzerine tutturulmuş çubuklu jimnastik aracı.:BARFİKS
Çeşitli biçim ve büyüklükte maşa veya plastik kıskaç.ENSE
Çeşitli bitkilerden elde edilen bir tür yumuşak reçine.:ELEMİ
Çeşitli boğanotu türlerinden elde edilen bir alkaloit. : ATİZİN
Çeşitli dans ve oyunlardan oluşmuş sahne gösterisi. : REVÜ
Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri. : KABARE
Çeşitli hayvanlarda görülen,insana bulaşan,bulaştığı yerde kara bir çıban yapan tehlikeli bir hastalık türü.:ŞARBON
Çeşitli kumaşlardan yapılan,içerisine battaniye,yorgan vs eşya konulan özel çanta.:HURÇ
Çeşitli maddelerden yapılan heykel,vazo gibi zarif küçük süs eşyası.:BİBLO
Çeşitli malzemelerin sanatsal amaçla bir araya getirildiği ürünlere verilen ad. :KOLAJ
Çeşitli malzemelerin yada ayrı cinsten nesnelerin bir araya getirildiği üç boyutlu sanat yapıtı.:ASAMBLAJ
Çeşitli palmiye ağaçlarından elde edilen bir tür yağ.ALM
Çeşitli sebzelerin yağda soğanla kavrulmasıyla yapılan yemek.İBLE
Çeşitli sıvıları taşımakta kullanılan silindir biçiminde,metalden yapılmış büyük kap.:GALON
Çeşitli tahıl karışığı.:ÇEVRİNTİ
Çeşitli uluslardan kimseleri barındıran,içinde bulunduran.:KOZMOPOLİT
Çeşitli yükleri yukarı çekmek için halattan yapılmış sapan. : İZBİRO
Çeşitli yüksekliklerdeki havuzların birinden öbürüne akan küçük çağlayan.:KASKAT
Çeşitli yüzeyleri istenilen konuma getirmek için kullanılan ölçü aleti.:SUTERAZİSİ
Çeşme zıvanası. : MASURA
Çeşme,musluk vs. çevreye sıçramasını veya akıp gitmesini önlemek için konulan delikli taş tekne.:YALAK
Çete.:GANG
Çevre kirliliğinin yol açtığı sorunları inceleyen bilim dalı. : MOLİSMOLOJİ
Çevre.:ETRAF
Çevreci yeşil barış örgütü.(Kuruluşu:1971).:GREEN PEACE
Çevresi duvar yada çitle çevrilmiş küçük bahçe.:ÇEVİRME
Çevresine göre alçakta bulunan.:İNGİN
Çevresini sardığı motife kabartma havasını vermeye yarayan bir tür fisto.:BRODE
Çevrili girinti. : ALKOV
Çığlık.:VAVEYLA
Çıkarı için hileye başvuran kimse,dalavereci.:AFERİST
Çıkarım.:TASIM
Çıkarına göre hareket eden,vurguncu,dalavereci kimse.:AFERİST
Çıkarma,uzaklaştırma.:TART
Çıkılması güç kayalık yer.:LAÇİN
Çıkış yeri kolaylıkla bulunamayacak kadar karışık koridorları olan yapı.:LABİRENT
Çıkış yeri, kaynak, köken. : ORİJİN
Çıkış yeri,çıkak.:MAHREÇ
Çıkma,çıkış,güç.:HURUÇ
Çıkma,ileri gelme.:NEŞET
Çıkma,meydana gelme.:NEŞET
Çıkrık veya dişli yardımıyla ağır yükleri kaldırmaya veya çekmeye yarayan bir alet.:BOCURGAT
Çıkrıkçı çarkı.:TARTURA
Çılgın Nar Ağacı”, “Görünmez Bir Nisan Ayının Günlüğü” gibi kitapları dilimize de çevrilen ve 1979’da Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Yunan şair. : ELİTİS
Çılgın, divane. : ŞEYDA
Çılgınca ve aşırı eğlence, toplu seks. : ORJİ
Çılgınca ve aşırı eğlence,toplu seks.:ORJİ
Çınar,meşe,palamut gibi ağaçların meyvesi.ELİT
Çıntar da denilen ve yenilen bir mantar cinsi.:GÖBELEK
Çıplak toprak..Kel. : DAZ
Çıplak ve Ölü, Geyikli Park ,Celladın Şarkısı, Sert Erkekler Dans Etmez gibi romanlarıyla tanınmış Amerikalı yazar. : NORMAN MAİLER
Çıplak,tüysüz.:CAVLAK
Çıplak. : ÜRYAN
Çırak.Öğrenci.: ŞAKİRT
Çırılçıplak.:CASCAVLAK
Çırpılmış yumurtayla sade olarak yapılabilen veya içine peynir,kıyma vs katılarak tavada pişirilen bir yemek türü,omlet.:KAYGANA
Çıtçıt.:FERMEJÜP
Çiçeği,terazisi ve böreği vardır.:SU
Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi.: TAÇ
Çiçek bozuğu yüz.:ÇAPAR
Çiçek demeti. : BUKET
Çiçek tozu. : POLEN : TAL
Çiçek tozu.:TAL
Çiçek yada yaprak işlemeli süs. : KIRLENT
Çiçek yetiştirilen veya konulan bir sandığı taşıyan süslü mobilya.:JARDİNİYER
Çiçek. : ŞÜKUFE
Çiçekleri halk hekimliğinde kullanılan,çalı görünümlü bir bitki.:AYVADANA
Çiçekleri hekimlikte kullanılan ve kökleri kavrularak yenilen bir bitki,sığırdili.:HODAN
Çiçekleri katmerli ve mor renkte bir tatula türü.:NAVÇAĞAN
Çiçekleri sinek örümcek gibi kimi böcekleri andıran otsu bir bitki.:OFRİS
Çiçeksiz bitkilerde üreme organı. : SPOR
Çift sürerken öküzleri yürütmek için kullanılan , ucuna sivri demir çakılmış uzun değnek. : ÜVENDİRE
Çift atlı binek arabası. : KAROÇA
Çift direkli ve yelkenli bir gemi.:KEÇ
Çift düğmeli ceket,manto veya elbise.:KRUVAZE
Çift halkalı bir düğümle bağlanan ve iki kanadı serbestçe sarkan geniş kravat.:LAVALİYER
Çift motorlu bir uçak türü.:KARAVEL
Çift öküzlerini yürütmek için kullanılan,ucuna sivri demir çivi çakılmış uzun değnek,gönder.:ÜVENDİRE
Çift sürmede kullanılan yardımcı hayvan.:ÇIVGAR
Çift,eş,ikiz.:KOŞA
Çiftçilikte kullanılan bir alet.:GILDIRGIÇ
Çiftçilikte, toprağı işleyerek ürüne ortak olan kimse. : MARABA
Çifte demir atıldığında zincirlerin karışmasını önlemek için kullanılan zincir düzeni.:KARAMUSAL
Çiftleşme zamanı gelmiş kısrak ya da eşek.:GÜRE
Çiftleşme zamanı gelmiş kısrak yada dişi eşek. : GÜRE
Çiftlik uşağı.:AZAP
Çiftliklerde çalışacak mevsimlik tarım işçilerini toplayan,işçilerle çiftlik sahibi arasında aracılık yapan kişi.:ELCİ
Çiğ balık dilimleriyle,deniz ürünleriyle v.s. süslenmiş yada yosun yaprağına sarılmış sirkeli pirinç topakçığı.:SUŞİ
Çiğ sütle yoğurt karıştırılarak,pişirmeden yapılan bir yiyecek.:KÖREMEZ
Çiğdem. : MAHMUR ÇİÇEĞİ
Çikolata ile yapılan bir çeşit tatlı.:SUP
Çikolata,şeker,su yada sütle yapılan sıcak içecek.:ŞOKOLA
Çile durumundaki ipliği yumak yapmak veya masuraya sarmak için,üzerine geçirilen kafes dolap biçimindeki hafif ve bir eksen üzerinde dönen araç.: ELEMGE
Çimenlik,bahçe.:ÇEMENZAR
Çimento yapımında fırından ezilmeden çıkarılan pişirme ürünü.:KLİNKER
Çimentoyla yapılan kalın su borusu.:KÜNK
Çimlenmiş buğdayın kaynatılmasıyla yapılan bir tür yemek.:UĞUT
Çin ayısı. : PANDA
Çin denizinde ve Hint denizinde görülen güçlü tropikal siklon.:TAYFUN
Çin Devlet görevlisi. : MANDARİN
Çin düşüncesinde dişi ilke : YİNG
Çin felsefesinde doğru yolu yada cennetin yolunu belirten temel kavram. : TAO
Çin felsefesinde eril,gök,aydınlık,etkin ve delici olarak düşünülen ilke. : YANG
Çin filolojisi.:SİNOLOJİ
Çin gongu. : TAMTAM
Çin gülü. : KAMELYA
Çin Halk Cumhuriyeti’nde bir ırmak.:İRTİŞ
Çin kirazı denilen ve nemli topraklarda yetişen bir meyve.: LİÇİ
Çin kökenli, bol tüylü, başı aslan başına benzeyen refakat köpeği. ÇOV-ÇOV
Çin müziğine özgü bir tür flüt.İ
Çin müziğine özgü dört veya beş telli lavta. : PİPA
Çin ve Japonya’da oynanan bir strateji oyunu. Çin satrancı. : GO
Çin,Japonya gibi Uzakdoğu ülkelerindeki tapınaklara verilen ad. AGODA
Çin,Vietnam,Malezya’da yetişen ve lifleri dokumacılıkta kullanılan değerli bir bitki.: RAMİ
Çin’de Buda’ya verilen ad. : FO
Çin’de yetişen ve meyvelerinden kurutucu bir yağ elde edilen ağaç. : TUNG
Çin’in eski para birimi.: TAEL
Çin’in para birimi. : YUAN
Çin’in plakası.:TJ
Çin’in Sinkiang bölgesinde bir göl.:EBİ
Çinakoptan büyükçe lüfer. : SARIKANAT
Çingene çadırı.:ÇERGİ
Çingene çocuğu. : ŞOPAR
Çingene.: KIPTİ : ROMAN: ÇİGAN
Çini yada porselen eşyanın sırlama işlemi öncesinde pişirilmesi.:HAMLAMA
Çini yapan usta ve sanatçılara eskiden verilen ad.:KAŞİGER
Çinko banyosu. : GALVANİZ
Çinko, bakır ve nikelden yapılan, gümüşü andırır bir alaşım.: MAYŞOR. : ALMAN GÜMÜŞÜ
Çinko.:TUTYA
Çinkonun başlıca cevherlerinden biri olan doğal çinko sülfür.:BLEND
Çinli kadınların iki bin yıldır kendi aralarında konuştukları özel dile verilen ad.:NUŞU
Çinlilerin bir uzunluk ölçüsü. : Lİ
Çipura balığının boyu 10 cm. ye kadar olan gençlerine verilen ad. : LİDAKİ
Çirişli bir çeşit parlak bez.: KETAL - TEGAL
Çirkin huy. : ENİR
Çirkin, huysuz. Kuru, sıska. : KAKNEM
Çirkin, kaba. : SAKİL
Çiroz durumundan çıkarak yağlanmaya başlamış olan uskumru.:LİPARİ
Çirozdan büyük uskumru.:LİPARİ
Çirozname adlı şiiriyle tanınmış Fransız şairi. : CROS
Çit yapmakta kullanılan büyük kızak.: SÖVEN
Çit, perde. : ÖR
Çit.: ÇEPER
Çit.:BARI
Çitlembik ağacına verilen bir başka ad.:MERLENGEÇ: MELENGİÇ
Çitlembik ağacının çiçeği.:BEDİREN
Çivit rengi.:NİLİ
Çivit renginde koyu mavi.:NİLGÜN
Çiy, kırağı. : JALE : ŞEBNEM
Çizgi kod;verilerin optik okuyucular tarafından okunabilecek şekilde temsil edilmesini sağlayan bir kod çeşidi;bu kodda değerler değişen kalınlıktaki çubuklarla ifade edilir ve özellikle etiketleme,mal dökümü,kitapların kodlanması gibi işlerde kullanılır.:BARKOD
Çizgi. : HAT
Çizgileri olan kumaş.: REYE
Çizgilerin,yüzeylerin,katı cisimlerin birbirine rastlayıp kesiştikleri yer.:ARAKESİT
Çizgilerle ilgili olan.:LİNEER
Çam ağacından yapılmış su testisi. : SENEK
Çam kozalağı yada meyve toplamak için dalları eğmeye yarayan ucu çengelli ağaç.:KEĞE
Çam sakızı. : REÇİNE : AKMA
Çam,ardıç,ladin ağaçlarının iğne gibi ince yaprakları. : PÜR : İBRE
Çamaşır leğeni.:TEŞT
Çamaşır tokmağı.:TOKAÇ
Çamaşır yıkamada kullanılan yassı tokmak. : TOKAÇ
Çamaşırcı ayı denilen, kürkü kıymetli bir hayvan. : RAKUN
Çamaşırın az kirli ve köpüklü son suyu. : EPRİK
Çamgillerden,yüksek bölgelerde yetişen,iğne yaprakları kısa,yassı olan,reçineli ve kozalaklı bir orman ağacı. : KÖKNAR
Çamur tedavisi. : PALEOTERAPİ
Çamur,cıvık.:LAY
Çamurcun,eğri koca gibi adlar da verilen ve yurdumuzun sulak alanlarında yaşayan küçük ördek cinsi.:ÇAKIRKANAT
Çan, çıngırak. : DERA
Çanakkale Boğazı açıklarında 1942 de batan ve 39 kişilik mürettebatının tümü ölen Türk denizaltısı.:ATILAY
Çanakkale Boğazı’nda pek çok deniz kazasının meydana geldiği bir burun.: NARA
Çanakkale Boğazında Dumlupınar deniz altısına çarparak, dört Nisan 1953’de batmasına neden olan İsveç yük gemisi. : NABOLAND
Çanakkale ilinde antik bir kent. : PEKOTE
Çanakkale ilinde ünlü bir antik kent.:ASSOS
Çanakkale savaşlarında döktüğü mayınlarla üç düşman zırhlısının batmasını sağlayan gemimiz.:NUSRAT
Çanakkale yakınında antik bir kent.:ABİDOS
Çanakkale yöresine özgü,çeşitli sebzelerle hazırlanan türlü yemeği.:ŞARAŞURA
Çanakkale’de tarihi bir kaplıca.:KESTANBOLU
Çanakkale’nin Çan ilçesinde bir kaplıca.:TERZİALANI
Çanakkale’nin Çan ilçesine bağlı bir bucak.:ETİLİ
Çanakkale’nin eski adı.:MADYTOS
Çanakkale’nin Ezine ilçesinde bir kaplıca.:KESTANBOLU.:KESTANBOL
Çankırı yöresine özgü bir tür mantı. : PİRHOY
Çankırı’nın Çerkeş ilçesinde bir kaplıca.:KÖS
Çanlar Kimin için Çalıyor, Güneş de Doğar, İhtiyar Balıkçı gibi romanlarıyla tanınmış Amerikalı yazar. : ERNEST HEMİNGWAY
Çanta ve ayakkabı yapımında kullanılan sepilenmiş dana derisi. : VİDALA
Çanta,eldiven yapımında kullanılan yumuşak deri.:NAPA
Çapı boyuna göre küçük silindir biçiminde bir tür puro.ANATELA
Çapkın.:HOVARDA
Çapraz düğmeli,ipek yada sırma işlemeli bir tür kısa yelek.:CAMADAN
Çapraz,dolaşık yol.:LAMELİF
Çarçabuk,anında.:ALAMİNÜT
Çaresizlik,mecburiyet,zorunluluk. : ISTIRAR
Çarkıfelek bitkisinin tadı kavuna benzeyen meyvesi. : GRENADİLLO
Çarlık Rusya’sında devrimci eylemlere karşı kurulmuş gizli polis örgütü.:OHRANKA
Çarlık Rusya’sında imparatorluk ailesinin toprak olarak sahip olduğu mülklere verilen ad.:UDEL
Çarlık Rusya’sında prenslere verilen unvan.:GRANDÜK
Çarlık Rusya’sında soylu yada derebeyi.:BARİN:BOYAR
Çarlık Rusya’sında zengin köylülere verilen ad.:KULAK
Çarlık zamanında Rus parlamentosuna verilen ad. : DUMA
Çarmıha giden İsa’ya kötü davrandığı için sonsuza dek yürümeye mahkum edilen efsanevi kişi.:AHASVERUS
Çarmıkların halat basamakları.:ISKALARYA
Çarpan balığı. : TRAKUNYA
Çarpık,eğri ağız. : YILIK
Çarpık.:ÇALIK
Çarşıya,pazara getirilen şeylerden alınan tartı vergisi.:KANTARİYE
Çatal, bıçak takımı yapmakta kullanılan gümüşlü alaşım. : ALFENİT
Çatı kirişi olarak kullanılan ve kiremitlerin altına döşenen ince tahta, padavra. : BALAR
Çatı kirişinin yanı.ALALIK
Çatı,dam.:RUF:ROOF
Çatışkı.:ANTİNOMİ
Çavuşkuşu,hüthüt.:İBİBİK
Çavuşkuşu,ibibik gibi adlar da verilen bir kuş.:TARAKÇIN
Çay ağzında yapılmış olan balıkçı büğeti. : KARMIK
Çaygillerden,büyük beyaz pembe veya kırmızı renkte çiçekler açan,dayanıklı yapraklı bir bitki türü,Japon gülü,Çin gülü.:KAMELYA
Çayı,soğanı ve tavşanı vardır.:ADA
Çayırlarda yetişen ve hayvanlara yedirilen küçük bir bitki.:NARDİN
Çaykovski’ nin bir bale müziği. : FINDIKKIRAN
Çaykovski’nin son yapıtı olan opera.:YOLANTA
Çeçenlerin kendi ülkelerine verdikleri ad. : İÇKERİYA
Çek Cumhuriyetinde tarihi bir bölge.:MORAVYA
Çek Cumhuriyetinin plaka işareti.:CZ
Çek kronu ile Slovak kronunun kendi dillerindeki adı. Kuron. : KORUN
Çek para birimi.:KRON
Çekici.:CALİP
Çekik karınlı bir köpek cinsi.:TAZI
Çekilen cezalar,işkenceler.:UKUBAT
Çekilerek balık avlamaya yarayan,genellikle daire şeklinde el ağı. : TRATA
Çekim ve baskı işlemlerini çok çabuk ve otomatik olarak yapan fotoğraf makinesi.OLAROİT
Çekingen.:MUHTERİZ
Çekinik. : RESESİF
Çekinme, razı olmama. : İBA
Çekinme,sakınma,korku.ERVA
Çekinmeden.:BİPERVA
Çekişme.:CİDAL
Çekiştirme,gıybet. : KOV
Çekme,çekiliş.:KEŞİDE
Çekmecelerine çamaşır konulan dolap.:ŞİFONİYER
Çektiri devrinde Osmanlı donanmasında kullanılan kadırga cinsinden bir savaş gemisi türü.:BAŞTARDA
Çelik çomak oyununa ve bu oyunda kullanılan değneğe verilen ad. : MET
Çelik lamalarla yapılmış bir çerçeve üzerinde dikilen bol ve geniş kadın etekliği.:KRİNOLİN
Çelik. : PULAT
Çelikkalem takımyıldızının Latince adı.:CAELUM
Çelimsiz ve biçimsiz kimse.:CİMBAKUKA
Çelişki. : TENAKUZ
Çello’da denilen telli bir çalgı. :VİYOLONSEL
Çember biçiminde,tellerden yapılma,torbaya benzer,büyük gözlü ağ.:APOŞİ
Çember ve demir tellerle bağlanmış ticaret eşyası.:BALYA
Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren sayı.: Pİ
Çemen otu.OY
Çene altı,gerdan.:GIDIK
Çene altı.:SAKAK
Çene altından bağlanan başörtüsü. : ÇELGİ
Çene yada yanak çukuru.:GAMZE
Çene yarıştırma. : TALK-SHOW
Çenesi düşük.:ÇALÇENE
Çepeçevre.:FIRDOLAYI
Çeper,zar.:CİDAR
Çerez olarak yenen tahıl kavurgası.:FİRİK
Çerkez mutfağına özgü, içine patates konularak yapılan bir tür gözleme. : VELİBAH
Çerkez mutfağına özgü,bir tür patatesli gözleme.:VELİBAH
Çerkezlerin ulusal destanı. : NART
Çeşitleme.:VARYASYON
Çeşitler.:ENVA
Çeşitli belge ve işlemlere geçerlik kazandırmak , yasanın öngördüğü diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü , belli nitelikleri ve kendine özgü bir hukuk statüsü olan kamu görevlisi. :NOTER
Çeşitli tropikal bölgelerde genellikle kuru , sağanaklardan sonra geçici akarsuya dönüşen sel yatağı. : ARROYO
Çeşitli malzemelerin yada ayrı cinsten nesnelerin bir araya getirildiği üç boyutlu sanat yapıtı. :ASAMBLAJ
Çeşitli acıbakla türlerinden elde edilen zehirli bir alkoloit. : LUPANİN
Çeşitli ağaçların sütünden elde edilerek kablo yapımında ve dişçilikte kullanılan kauçuğa benzer madde.:GÜTAPERKA
Çeşitli amaçlarla kullanmak için tel yada halattan örülerek yapılmış ağ.:ŞİPKA
Çeşitli beden hareketleri yapmaya elverişli yükseklikte,iki ayak üzerine tutturulmuş çubuklu jimnastik aracı.:BARFİKS
Çeşitli biçim ve büyüklükte maşa veya plastik kıskaç.ENSE
Çeşitli bitkilerden elde edilen bir tür yumuşak reçine.:ELEMİ
Çeşitli boğanotu türlerinden elde edilen bir alkaloit. : ATİZİN
Çeşitli dans ve oyunlardan oluşmuş sahne gösterisi. : REVÜ
Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri. : KABARE
Çeşitli hayvanlarda görülen,insana bulaşan,bulaştığı yerde kara bir çıban yapan tehlikeli bir hastalık türü.:ŞARBON
Çeşitli kumaşlardan yapılan,içerisine battaniye,yorgan vs eşya konulan özel çanta.:HURÇ
Çeşitli maddelerden yapılan heykel,vazo gibi zarif küçük süs eşyası.:BİBLO
Çeşitli malzemelerin sanatsal amaçla bir araya getirildiği ürünlere verilen ad. :KOLAJ
Çeşitli malzemelerin yada ayrı cinsten nesnelerin bir araya getirildiği üç boyutlu sanat yapıtı.:ASAMBLAJ
Çeşitli palmiye ağaçlarından elde edilen bir tür yağ.ALM
Çeşitli sebzelerin yağda soğanla kavrulmasıyla yapılan yemek.İBLE
Çeşitli sıvıları taşımakta kullanılan silindir biçiminde,metalden yapılmış büyük kap.:GALON
Çeşitli tahıl karışığı.:ÇEVRİNTİ
Çeşitli uluslardan kimseleri barındıran,içinde bulunduran.:KOZMOPOLİT
Çeşitli yükleri yukarı çekmek için halattan yapılmış sapan. : İZBİRO
Çeşitli yüksekliklerdeki havuzların birinden öbürüne akan küçük çağlayan.:KASKAT
Çeşitli yüzeyleri istenilen konuma getirmek için kullanılan ölçü aleti.:SUTERAZİSİ
Çeşme zıvanası. : MASURA
Çeşme,musluk vs. çevreye sıçramasını veya akıp gitmesini önlemek için konulan delikli taş tekne.:YALAK
Çete.:GANG
Çevre kirliliğinin yol açtığı sorunları inceleyen bilim dalı. : MOLİSMOLOJİ
Çevre.:ETRAF
Çevreci yeşil barış örgütü.(Kuruluşu:1971).:GREEN PEACE
Çevresi duvar yada çitle çevrilmiş küçük bahçe.:ÇEVİRME
Çevresine göre alçakta bulunan.:İNGİN
Çevresini sardığı motife kabartma havasını vermeye yarayan bir tür fisto.:BRODE
Çevrili girinti. : ALKOV
Çığlık.:VAVEYLA
Çıkarı için hileye başvuran kimse,dalavereci.:AFERİST
Çıkarım.:TASIM
Çıkarına göre hareket eden,vurguncu,dalavereci kimse.:AFERİST
Çıkarma,uzaklaştırma.:TART
Çıkılması güç kayalık yer.:LAÇİN
Çıkış yeri kolaylıkla bulunamayacak kadar karışık koridorları olan yapı.:LABİRENT
Çıkış yeri, kaynak, köken. : ORİJİN
Çıkış yeri,çıkak.:MAHREÇ
Çıkma,çıkış,güç.:HURUÇ
Çıkma,ileri gelme.:NEŞET
Çıkma,meydana gelme.:NEŞET
Çıkrık veya dişli yardımıyla ağır yükleri kaldırmaya veya çekmeye yarayan bir alet.:BOCURGAT
Çıkrıkçı çarkı.:TARTURA
Çılgın Nar Ağacı”, “Görünmez Bir Nisan Ayının Günlüğü” gibi kitapları dilimize de çevrilen ve 1979’da Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Yunan şair. : ELİTİS
Çılgın, divane. : ŞEYDA
Çılgınca ve aşırı eğlence, toplu seks. : ORJİ
Çılgınca ve aşırı eğlence,toplu seks.:ORJİ
Çınar,meşe,palamut gibi ağaçların meyvesi.ELİT
Çıntar da denilen ve yenilen bir mantar cinsi.:GÖBELEK
Çıplak toprak..Kel. : DAZ
Çıplak ve Ölü, Geyikli Park ,Celladın Şarkısı, Sert Erkekler Dans Etmez gibi romanlarıyla tanınmış Amerikalı yazar. : NORMAN MAİLER
Çıplak,tüysüz.:CAVLAK
Çıplak. : ÜRYAN
Çırak.Öğrenci.: ŞAKİRT
Çırılçıplak.:CASCAVLAK
Çırpılmış yumurtayla sade olarak yapılabilen veya içine peynir,kıyma vs katılarak tavada pişirilen bir yemek türü,omlet.:KAYGANA
Çıtçıt.:FERMEJÜP
Çiçeği,terazisi ve böreği vardır.:SU
Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi.: TAÇ
Çiçek bozuğu yüz.:ÇAPAR
Çiçek demeti. : BUKET
Çiçek tozu. : POLEN : TAL
Çiçek tozu.:TAL
Çiçek yada yaprak işlemeli süs. : KIRLENT
Çiçek yetiştirilen veya konulan bir sandığı taşıyan süslü mobilya.:JARDİNİYER
Çiçek. : ŞÜKUFE
Çiçekleri halk hekimliğinde kullanılan,çalı görünümlü bir bitki.:AYVADANA
Çiçekleri hekimlikte kullanılan ve kökleri kavrularak yenilen bir bitki,sığırdili.:HODAN
Çiçekleri katmerli ve mor renkte bir tatula türü.:NAVÇAĞAN
Çiçekleri sinek örümcek gibi kimi böcekleri andıran otsu bir bitki.:OFRİS
Çiçeksiz bitkilerde üreme organı. : SPOR
Çift sürerken öküzleri yürütmek için kullanılan , ucuna sivri demir çakılmış uzun değnek. : ÜVENDİRE
Çift atlı binek arabası. : KAROÇA
Çift direkli ve yelkenli bir gemi.:KEÇ
Çift düğmeli ceket,manto veya elbise.:KRUVAZE
Çift halkalı bir düğümle bağlanan ve iki kanadı serbestçe sarkan geniş kravat.:LAVALİYER
Çift motorlu bir uçak türü.:KARAVEL
Çift öküzlerini yürütmek için kullanılan,ucuna sivri demir çivi çakılmış uzun değnek,gönder.:ÜVENDİRE
Çift sürmede kullanılan yardımcı hayvan.:ÇIVGAR
Çift,eş,ikiz.:KOŞA
Çiftçilikte kullanılan bir alet.:GILDIRGIÇ
Çiftçilikte, toprağı işleyerek ürüne ortak olan kimse. : MARABA
Çifte demir atıldığında zincirlerin karışmasını önlemek için kullanılan zincir düzeni.:KARAMUSAL
Çiftleşme zamanı gelmiş kısrak ya da eşek.:GÜRE
Çiftleşme zamanı gelmiş kısrak yada dişi eşek. : GÜRE
Çiftlik uşağı.:AZAP
Çiftliklerde çalışacak mevsimlik tarım işçilerini toplayan,işçilerle çiftlik sahibi arasında aracılık yapan kişi.:ELCİ
Çiğ balık dilimleriyle,deniz ürünleriyle v.s. süslenmiş yada yosun yaprağına sarılmış sirkeli pirinç topakçığı.:SUŞİ
Çiğ sütle yoğurt karıştırılarak,pişirmeden yapılan bir yiyecek.:KÖREMEZ
Çiğdem. : MAHMUR ÇİÇEĞİ
Çikolata ile yapılan bir çeşit tatlı.:SUP
Çikolata,şeker,su yada sütle yapılan sıcak içecek.:ŞOKOLA
Çile durumundaki ipliği yumak yapmak veya masuraya sarmak için,üzerine geçirilen kafes dolap biçimindeki hafif ve bir eksen üzerinde dönen araç.: ELEMGE
Çimenlik,bahçe.:ÇEMENZAR
Çimento yapımında fırından ezilmeden çıkarılan pişirme ürünü.:KLİNKER
Çimentoyla yapılan kalın su borusu.:KÜNK
Çimlenmiş buğdayın kaynatılmasıyla yapılan bir tür yemek.:UĞUT
Çin ayısı. : PANDA
Çin denizinde ve Hint denizinde görülen güçlü tropikal siklon.:TAYFUN
Çin Devlet görevlisi. : MANDARİN
Çin düşüncesinde dişi ilke : YİNG
Çin felsefesinde doğru yolu yada cennetin yolunu belirten temel kavram. : TAO
Çin felsefesinde eril,gök,aydınlık,etkin ve delici olarak düşünülen ilke. : YANG
Çin filolojisi.:SİNOLOJİ
Çin gongu. : TAMTAM
Çin gülü. : KAMELYA
Çizgi. : HAT
Çizgileri olan kumaş.: REYE
Çizgilerin,yüzeylerin,katı cisimlerin birbirine rastlayıp kesiştikleri yer.:ARAKESİT
Çizgilerle ilgili olan.:LİNEER
Çizilerek veya oyularak açılan kertik. : ÇETELE
Çizim yapmak için kullanılan çini mürekkepli kalem.:RAPİDO
Çizme içine konacak biçimde yapılmış küçük kitap. : HUFFİ
Çizmenin,potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelikten yapılmış parça.:MAHFUZ
Çoban düdüğü denilen keskin kokulu bir bitki. : MEYHANECİ OTU
Çoban düdüğü,meyhaneci otu gibi adlar da verilen ve kökü halk hekimliğinde kullanılan bir bitki.:AZARON
Çoban düdüğü. : TİKE
Çoban köpeği.:KARABAŞ
Çoban püskülü de denilen süs bitkisi,dikenli ağaççık. : IŞILGAN
Çoban türküsü. : KAYABAŞI
Çoban yamağı anlamında kullanılan yöresel bir sözcük. : ÇONA
Çoban yastığı da denilen,gri yeşil renkli ve tüylü bir bitki.EREN
Çoban yıldızı,Venüs.:ÇOLPAN
Çoban yıldızı. : KERVANKIRAN
Çoban.: RAİ
Çobanaldatan’da denilen bir kuş.:KEÇİSAĞAN
Çobanların çaldığı ıslık.:ASADOLU
Çobanların omuzlarına aldıkları dikişsiz,kolsuz,keçeden üstlük : KEPENEK
Çocuğu kundaklama. : BELEME
Çocuk eğitmeni. :MÜREBBİYE
Çocuk hastalıkları ile ilgili bilim dalı. : PEDİATRİ
Çocuk oyunlarında kale olarak kullanılan çukur.:MELE
Çocuk,bebek.:ÇAĞA
Çocukbilimci.EDOLOG
Çocuklar, torunlar. : FURU
Çocuklarda kalsiyum ve fosfor eksikliğinden ileri gelen kemik hastalığı.:RAŞİTİZM
Çocuklarda ve yeni yetmelerde görülen kemik uçları hastalığı.EPİFİZİT
Çocuklarda,karın şişmesiyle beliren bir hastalık.:KIRBA
Çocukları korkutmak için kendisinden söz edilen bir yaratık,umacı,hayalet.:KARAKONCOLOS
Çoğaltan,artıran.:ZAİT
Çoğu çadır bezinden yapılmış güneş ve yağmurdan koruyan perde.:TENTE
Çoğu günlük yaşamdan alınmış esprilere dayalı karikatürleriyle tanınmış,1947 doğumlu çizerimiz.:İSMAİL GÜLGEÇ
Çoğu hayvanın kanında,omurgalılarda alyuvarlarda bulunan ve dokulara oksijen taşıyan protein.:HEMOGLOBİN
Çoğu ipek bir çeşit uzun,süslü üst giysisi.:KAFTAN
Çoğu karcığar veya ağırlama makamında,kıvrak ve şen oyun havası.:KÖÇEKÇE
Çoğu kıldan dokunmuş büyük çuval.: HARAR
Çoğu zaman romdan ve çeşitli öğelerden yapılan bir içki. : PUNÇ
Çoğulculuk.LÜRALİZM
Çoğunluğu Türk soyundan olan ve Polonya topraklarında oturan Musevi topluluğu.:KARAİMLER
Çoğunlukla açık renkli,camsı saydam ile yarı saydam arası gevrek kristaller halinde bulunan yaygın bir feldspat mineralleri dizisi üyelerinin ortak adı.LAJİYOKLAZ
Çoğunlukla akaryakıt gibi sıvı maddeleri taşımada kullanılan silindir biçiminde,metalden büyük kap. : GALON
Çoğunlukla bakırdan yapılmış küçük kova.:BAKRAÇ
Çoğunlukla bir direkli,randası olan,ince gövdeli hafif bir tür spor yelkenli.:KOTRA
Çoğunlukla bir kütleyi çok daha küçük bir kütle yardımıyla tutmaya yarayan alet.:BASKÜL
Çoğunlukla boyacılıkta kullanılan,petrol türevlerinden bir çeşit mineral yağ.:NEFT
Çoğunlukla döşemelik olarak kullanılan,keten veya ipek karışımı bir kumaş.: DAMASKO
Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren,körlüğe sebep olabilen bir göz hastalığı.:GLAKOM
Çoğunlukla hidrojen veya helyumla şişirilmiş güdümlü balon.:ZEPLİN
Çoğunlukla imaretlerde yoksullara verilen kepekli undan yapılmış pideye benzer bir tür ekmek.:FODLA
Çoğunlukla kağıda kabartma,çukur yada düz bir kalıpla basılan sanatsal resim.:ESTAMP
Çoğunlukla kahverengi demir karbonat bileşimli, demir cevheri.:SİDEROZ
Çoğunlukla manzum,sonuçta ahlaki bir ders çıkarılan alegorik öykü.:FABL
Çoğunlukla patatesten yapılan bir içki.:ŞNAPS
Çoğunlukla sıcak ülkelerde görülen,bir cins sivrisinek aracılığı ile bulaşan,tene sarı bir renk veren,ateşli bir hastalık. :SARIHUMMA
Çoğunlukla tatlı sularımızda ve bazı tatlı su göllerimizde yaşayan üç kemikli balık türünün ortak adı.: KEPENEZBALIĞI
Çoğunlukla yemek pişirmekte kullanılan,içinde ızgarası bulunan,ayaklı ve taşınır ocak.:MALTIZ
Çoğunlukla yumurtalı hamurdan yapılan çubuk.:GRİSSİNİ
Çoğunlukla yüzey sularından yoksun mağaralarla ve yer altı ırmaklarıyla örülü kıraç ve kayalık arazi. : KARST
Çok acıklı olay.: HAİLE
Çok anlamlı bir kelimeye her defasında başka bir anlam yükleyerek birbirine yakın birkaç yerde kullanma. iyi anlamını kullanır gibi görünerek kötüsünü öne çıkarma: CİNAS
Çok aromalı yaprakları baharat olarak kullanılan otsu bir bitki.:SATER
Çok aşağı,en alt düzeyde.:EDNA
Çok az kaldı anlamında bir sözcük.:RAMAK
Çok bağışlayıcı,merhamet eden ve bağışlayan anlamında Allah’ın sıfatlarından biri.:GAFUR
Çok bağışta bulunan” anlamında eski sözcük. : MİNAM
Çok bağnaz bir Musevi topluluğu. : HASİDLER
Çok bantlı,duruk imgelerin sıkıştırılarak kodlanması ve yeniden elde edilmesini öngören uluslar arası grafik standardı.:JPEG (Joint Photographies Expert Group)
Çok beyaz.:APAK
Çok bilinen bir sözü veya atasözünü biraz değiştirip eklemeler yaparak güncel sorunları belirten cümle.:LAFORİZMA
Çok bükümlü iplikle dokunmuş bir çeşit ince kumaş. : KREP
Çok büyük,ulu.:CELİL
Çok büyük,ulu.:MECİD
Çok cahil,çok bilgisiz olan.:EÇHEL
Çok çirkin ve sakil.:UKUBET
Çok değerli bir akvaryum balığı. : KOİ
Çok derin hissedilen sevgi yada gönül bağı.:GARAM
Çok durgun deniz ve hava.:BONAÇA
Çok ekşi,sert,iri çekirdekli bir erik türü.:ÇAKAL ERİĞİ
Çok eski bir geçmişi olan ve kimi Şinto törenlerinde yapılan dinsel Japon dansı. : KAGURA
Çok eski bir tarihi anlatır. : Fİ
Çok eskiden savaş gemileri,daha sonraları uzun yıllar balıkçı tekneleri olarak kullanılan *** kısmı yuvarlak ahşap tekneler.:GULET
Çok esnek bir kumaş cinsi. : LİKRA
Çok eşlilik.OLİGAMİ
Çok gizli.:EKTEM
Çok güneş alan yer.:GÜNAÇ:GÜNEÇ
Çok güzel çiçekleri olan zehirli bir bitki.:ZAKKUM
Çok güzel el yazısı yazan sanatçı.:HATTAT
Çok güzel,en güzel.:AHSEN
Çok hızlı gidebilen bir tür keşif gemisi. : SKAVUT
Çok hücreli canlılarda hücrenin belli evrelerden geçerek çoğalması.:KARYOKİNEZ
Çok iğneli olta takımı. : ÇAPARİ
Çok iğneli uzun balık oltası. : PARAKA
Çok ince bir yün (kumaş) cinsi. : KAŞMİR
Çok ince gözenekli pamuk,ipek veya sentetik dokumadan yapılmış perde.:TÜL
Çok ince taneli kil minerallerinden ve kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç,pekmez toprağı.:MARN
Çok ince toz tanesi.: TOZAN
Çok ince ve çok seyrek muslin yada pamuklu bez. : ADATİS
Çok ince ve gözenekli pamuk,ipek veya sentetik dokumadan yapılmış perde.:TÜL
Çok iri bir kertenkele türü. : VARAN
Çok iri ve kaba şey. : LENDUHA
Çok iri ve zehirsiz bir yılan. : BOA
Çok kahreden,acımayan.:KAHHAR
Çok karılılık.OLİJİNİ
Çok kaynatılarak koyulaştırılmış şerbet.:ŞURUP
Çok kepekli un. : PASPAL
Çok kocalılık.OLİANDRİ
Çok kokulu bir tür kahve. : MOKA
Çok kollu çengel.:KAZAYAĞI
Çok küçük doğranmış et,domates,biber ve soğanın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan yemek.:TANTUNİ
Çok küçük gözlü kimse. :KENEGÖZ
Çok küçük taneli fasulye.:CİLBAN
Çok olma durumu,çokluk.:KESRET
Çok öfkeli.Kötü ve korkunç cin. : İFRİT
Çok övünen. : FAHUR
Çok özleyen,iştiyaklı.:MÜŞTAK
Çok parlak.: BER
Çok pullu,gümüş renkte,beyaz etli bir balık.:KEFAL
Çok rüzgarlı yer.: TOZKOPARAN
Çok sabırlı.:SABUR
Çok sayıda ekran üstünde aynı anda ya da art arda yapılan görsel-işitsel gösterim.:MÜLTİVİZYON
Çok sayıda kıvrımlı ve derin sel yataklarıyla kesilmiş ve aşındırılmış,iç içe geçmiş keskin tepelerden oluşan arazi.:KIRGIBAYIR
Çok sayıda satıcıya karşılık az sayıda alıcının bulunduğu piyasa.:OLİGOPSON
Çok sert bir porfir türü mermer.:SOMAKİ
Çok sesli müzikte bir beste.: FÜG
Çok seslilik.OLİFONİK
Çok sevilen kimse ya da şey. : İDOL
Çok sıcak ve kuru bir rüzgar.:FÖN
Çok sık dokulu ve sert bir seramik hamuru türü.:GRE
Çok sıkı kapanan bir fermuar türü.:ZİP
Çok sıkıştırılmaktan yada çok sıkı doldurulmaktan katılaşmış olan.:TIKIZ
Çok süslü giyinen ve modaya düşkün olan kadın.:KOKET
Çok şey bilen,her şeyden anlayan.:HEZARFEN
Çok şık, güzel giyimli. : APİKO
Çok şiddetli ve çevrintili bir yel. : KASIRGA
Çok tanrıcılık. : PAGANİZM
Çok tanrıcılık.OLİTEİZM
Çok tanrılı dinden olan kimse. : PAGAN
Çok taşlı, çakıllı toprak. : POR
Çok tatlı bir kayısı çeşidi. :ŞEKERPARE
Çok tehlikeli ve yırtıcı bir köpek balığı türü. : HARHARYAS
Çok uçta,kenarda veya uzakta bulunan.:ÜCRA
Çok uzak anlamında eski bir sözcük.:AKSA
Çok uzun boylu ötücü bir kuş.:LİR KUŞU
Çok uzun tekstil lifi. : FİLAMENT
Çok uzun ve çok dar yarış kayığı.:SKİF
Çok uzun ve kıvrık boyunlu bir su kuşu. : KUĞU
Çok üşümek.:BUYMAK
Çok ve çabuk üşüyen,ateş başından ayrılmak istemeyen kimseye halk dilinde verilen ad.:ÜTELEK
Çok verimli,bol,eksiksiz.: ONGUN
Çok verimli,gür.:FEYYAZ
Çok yakışıklı,çok güzel. Vücut yapısı gösterişsiz. : KELEŞ
Çok yargıçlı mahkemelerde,mahkeme başkanlığı yapan yargıç.:REİS
Çok yetenekli bir hatip olan Atinalı siyaset adamı. : KLEON
Çok yırtıcı bir deniz balığı.:MURANA
Çok yiyen,obur.:HIRA
Çok yorulmak. : TELESİMEK
Çok yüce.:ULYA
Çok yüksek sıcaklıkları ölçmeye yarayan alet. İROMETRE
Çok zaman tahıl, kepek ve keten tohumu karışımından oluşan at yemi. : MAŞ
Çok zayıf.:KADİT
Çokluk,sıklık,yoğunluk.:KESAFET
Çokluk. : KESRET
Çoktan seçmeli bir test sorusunda yanlış seçenek.:ÇELDİRİCİ
Çoluk çocuk.:BARK
Çorak Ülke”, Dört Kuartet” gibi yapıtlarıyla modern şirin öncülerinden biri olan ve 1948 Nobel ödülünü kazanan ünlü İngiliz şair ve oyun yazarı. : ELİOT
Çorak,çamurlu,verimsiz toprak.:KEPİR
Çorapları diz altında yada üstünde tutmaya yarayan lastikli bağ. Çorap bağı:JARTİYER
Çorba gibi yiyeceklere lezzet kazandırmak için un ve yağla yapılan sosa verilen ad.:MEYANE : MİYANE
Çorba gibi yiyeceklere lezzet kazandırmak için un ve yağla yapılan sos.:MEYANE
Çorba yapmaya yarayan mayalanmış yoğurtlu hamurun kurutulup ufalanmışı.:TARHANA
Çoruh ırmağının eski çağlardaki adı.:BOAS
Çoruh ırmağının kolu olan bir akarsu. : SALAÇOR
Çorum bezi de denilen ve geleneksel el tezgahlarında dokunan bir tür bez.:KENEFİ
Çorum ilinde bir kanyon.:İNCESU
Çorum ilinde,Hitit Uygarlığını aydınlatan ünlü höyük.:ALACAHÖYÜK
Çorum iline özgü,un ve pekmezle yapılan bir helva.:KARAÇUVAL
Çorum’da Boğazköy adıyla da bilinen antik yerleşme.:HATTUŞA
Çorum’da,Hititler döneminde yapılmış açık hava tapınağı.: YAZILIKAYA
Çorum’un Mecitözü ilçesinde bir kaplıca. : BEKE
Çorum-Ortaköy yakınlarında ortaya çıkarılan, Hitit devletinin ikinci büyük kenti. : ŞAPİNUVA
Çorumun Alaca ilçesinde ünlü bir höyük. : ESKİYAPAR
Çökelek, taze soğan ve zeytinyağıyla yapılan bir tür salata. : AVUKMA
Çökelme.:SEDİMENTASYON
Çökme,gerileme,alçalma.:İNHİTAT:İNHİTAD
Çöküntü hendeği.:GRABEN
Çöl Arapları. :URBAN
Çöl bölgelerinde bazı çukurların tabanını kaplayan tuzlu ve killi toprak.: TAKIR
Çöl bölgelerinde yaşayan bir sürüngen türü. : SKİNK
Çöl bölgelerinin yanı başında yer alan, çalı ve kurakçıl ağaççıkların oluşturduğu bitki topluluğu.:ÇAPARAL
Çöl.:SAHRA.:BEYABAN:TİH
Çölde fırtına sonucu tepecikler halinde yığılan kum kütlesi.:KAUR
Çölde işaret için konulan taşlar. : ARAM
Çöllerde veya deniz kıyılarında rüzgarların yığdığı kum tepesi. /Buzul : EKSİBE:KUMUL
Çömleğin küçüğü.:ÜZLÜK
Çöp ve süprüntü dökülen yer,çöplük.:MEZBELE
Çöplerin bilimsel yollarla incelenip sınıflandırılması.:GARBOLOJİ
Çözgü veya atkının kumaş yüzeyi üzerinde,kendiliğinden desen oluşturduğu her tür kumaş.:FASONE
Çözgü. : ERİŞ : ARIŞ
Çözgüsü ipek veya sentetik elyaf,atkısı kalın pamuk veya yün olan kumaş. : BENGALİN
Çözücü.EKODER
Çözülmesi kolay eğreti düğüm,ilmek.:İLMİK
Çubuk biçimine getirilmiş kömürden oluşan bir resim malzemesi.:FÜZEN
Çubuk veya kamıştan yapılmış bağ ve bahçe kulübesi.: HUĞ
Çubuklu çizgileri olan kumaş.: REYE
Çuha kumaşının sarıldığı top.: PASTAV
Çuhadan yapılmış ucu kıvrık , uzunca külah. : BERETE: BARATA
Çuka balığı. : ÇİGA BALIĞI
Çukur yer.: ESİK
Çukurova’da antik Kilikya kenti ve kalesi.:ANAZARBA
Çukurova’da zengin bir kuş yapısına sahip olan göl.:AKYATAN
Çukurova’yı İç Anadolu’ya bağlayan karayolu geçidi. : GÜLEK
Çulara da denilen ve yurdumuzun denizlerinde de yaşayan bir balık.:KOBAR
Çulluk. : BEKAS
Çuval olarak kullanılan kendirden veya kenevirden yapılmış seyrek bez.:KANAVİÇE
Çuvaldızla iş yapanların,avuçlarını korumak için ellerine geçirdikleri demirli kayış.:KEFNE
Çürük,temelsiz,asılsız,geçersiz.:BATIL
Çürümüş meyve.:COZALAK
Çürütülmüş tütünden yapılan ve buruna çekilen keyif verici toz.,burun otu.:ENFİYE